Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya

Son elli yılın en çok tartışılan kurumu YÖK oldu. 5 başkan eskitti. İyi başkanlar da oldu, kışlacı başkanlar da. 28 Şubat operasyonu basın ve üniversiteler üzerinden yürütüldü. Neydi o günler öyle!... İt havladıkça konuşan YÖK’çüler; her salataya maydanoz olan Üniversiteler Arası Kurul... Zırt pırt açıklama yapan rektörler... Akademisyenlerin sorunlarından ve üniversitelerin özgürleşmesinden başka her konuda laf üretenlerin devri artık bitti. 2007’den beri artık üniversiteler daha çok “kendisi olma”ya başladı. (Gerçi üniversiteler şimdi de, sus-pus... Meselâ sivil anayasa yapılacak; üniversitelerden tık yok.)

Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan zamanında (2007-2011) üniversiteler, girmesi gereken yola, hafif bir virajla girdiler. Kaza-belâ olmadı... Olması gereken de oydu. Sayın Başkan’a bu açıdan müteşekkiriz.

Şimdi YÖK Başkanlığına Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya atandı.

Çetinsaya’yı, Türkiye Günlüğü dergisinde ilk yazısının çıktığı 1996’dan beri takip ederim. O yazısı Kuzey Irak’a dâir, ufuk açıcı bir yazıydı. Kapı komşumuz Irak için güzel bir çözümleme idi. Takip eden yıllarda, Türkiye Günlüğü’nde birçok yazısı neşredildi. 2008’den itibaren de derginin Yazı Kurulu’nda gördük ismini. Yazıları genellikle Ortadoğu politikaları ile ilgiliydi ve 21. yüzyıl Türkiyesi’nin vizyonuna katkıda bulunan yazılardı. Derginin 105. sayısında (Kış-2011) yayınlanan ve herkese okumasını tavsiye ettiğim “Ortadoğu’da Türklerin Bin Yılı” başlıklı bir yazısında, Ortadoğu yönetimlerinin ceberutluğunu ve 200 yıldır bölgede yok edilen barışın nasıl tesis edilebileceğini izah ediyordu. Televizyonlarda katıldığı programlarda da, Ortadoğu’yla ilgili olarak basit heyecanların tetiklediği âfâkî çözümler değil, sağlam ve objektif paradigmalara dayanan tekliflerle çıkıyordu kamuoyunun karşısına. 200 yıldır mihverinden kaymış olan ekseni, olması gereken çizgiye çekme amacına matuf görüşlerini dile getiriyordu. Bu açıdan Dışişleri Bakanı Davudoğlu ile bire bir örtüşen görüşlere sâhip olması dikkati çekiyordu.

Çetinsaya, bir siyaset bilimci olarak dile getirdiği görüşleri ile bu milletin özlemini çektiği aydınlardandı. 1964 doğumluydu ve değişimi temsil eden bir kuşağın mensubu idi. YÖK Başkanı olarak atanması, Türkiye’nin değişim sürecinin evrileceği dönemin bir göstergesi olarak önemlidir. Üniversiteler, son yıllarda, değişimin karşısında, en tutucu kurum olarak boy göstermiş; Y. Z. Özcan zamanında tutucu eşik aşılmıştı. Çetinsaya’nın atanmasıyla, üniversiteler, ülke değişiminin mihveri olma yoluna girecektir.

Y. Z. Özcan zamanında üniversiteler özgürlüğü tatmıştı; Çetinsaya döneminde artık özgürlük soluyacak. Çetinsaya’nın, bazı eski YÖK Başkanlarında olduğu gibi “rektörlerin başkanı” olmayacağına, öğrencileriyle, öğretim elemanlarıyla, idarî personeli ve hizmetlileriyle tüm üniversitelerin başkanı olacağına inanıyorum. Göreve başladığı günlerde, öğrencilere “Yumurta atma, tweet at” diyerek (Gerçi YÖK Başkanı’nın twitter’ı var ama twitter ve facebook’un yasaklanıp haberleşme özgürlüğünün kısıtlandığı üniversiteler de var.) seslenen başkanın, iletişime ne kadar açık ve demokrat kişilikli olduğunu göstermesi, umut verici bir durumdur.

“Özgün ve özgür üniversite” anlayışını gerçekleştirmek için, bizden, başkana tam destek...

Sayın Başkan’a görevinde başarılar diliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi