Terör saldırıları artık gizli kalmıyor. Ya mobeseler, ya medya mensupları veya terör örgütlerinin bizzat kendileri tarafından olaylar kaydediliyor ve internette yayınlanıyor.

 IŞİD’in propaganda kayıtları ve yayınları, dünyayı dehşete düşürdü. Tabii dünya sadece IŞİD vahşetine yönlendirilirken, öbür taraftan PKK vahşeti gözden kaçıyor. 

Pek çok şehirde artık mobese kameraları var. Kameraların görüş alanında neler oluyorsa, hepsi kaydediliyor.

Kaydı yapılıp yayınlanan videolardan görüyoruz ki, terörle mücadelede, istihbarat eksikliği kadar, operasyon anındaki tedbirsizlikler ve ihmalkârlıklar, askerlerimizin ve polislerimizin şehit olmasına yol açıyor.

En son, Tahir Elçi’nin de katledildiği (Allah rahmet eylesin.) Diyarbakır saldırısında gördük. Teröristlerin geldiği ticari araç mobeseden takip altında. Mobese merkezindeki görevli, taksiyi işaret edip “Geliyor. Şu” diyor ve o anda ticari taksiye iki yandan yaklaşan polisler, aracın içinden açılan ateşle şehit oluyorlar. Allah rahmet eylesin. 

Araçta teröristlerin olduğu belli ve o araca yaklaşan polisler son derece tedbirsizce yaklaşıyorlar. Konuya çok uzak olan ben bile böyle bir operasyon düzenlesem, polisleri bu kadar tedbirsizce sevk ve idare etmezdim. Çelik yelekleri falan yok mu bu gençlerin Allah aşkına? Araca yaklaşan polislerin üçü de silahlarına bile davranamadan, aldıkları kurşunlarla yere düştüler.  

7 Eylül 2011 günü saat 18.54’te Hınıs ilçesinde polis karakoluna yapılan saldırıyı gördük internette. Teröristler bir pikapla karakolun olduğu sokağa geliyor; inip karakola saldırıyorlar. Bir polisin kahramanlığı sonucu, hiçbir can kaybı yaşanmıyor. 

Hınıs saldırısı, başından sonuna kadar kayıt altına alınmış mobesede. Yahu bu mobese merkezinde hiçbir takip yok mu ki saldıranların gelip saldırdığı görülmez ve ona göre tedbir alınmaz?

Hakkâri civarındaki yol tuzaklarından bazıları var internette. PKK hem tuzak kurmuş, hem patlatmış; patlamadan sonra askerlerin üzerine kurşun yağdırılıyor... PKK bu saldırıyı propaganda için videoya çekmiş. Üstelik görüntüye bir helikopter bile giriyor. 

Benzeri saldırılar, o yıllarda da oldu, şimdi de oluyor… Hakkâri, Diyarbakır ve Tunceli’de yol kesmeler ve tuzaklamaların olmadığı gün geçmedi geçen yaz. Tuzaklanan yere bir kara aracı gönderiliyor ve maalesef o araç suikaste maruz kalıyor. Gene şehidler… Bu yolların havadan kontrolü çok mu zordu da insanların ölmesine engel olunamadı?

Yollar kesiliyor, bombalar patlatılıyor, insanlar kaçırılıyor ama tezkereci veya izinci Mehmetçik karayolunu kullanarak gidiyor memleketine… Ve yolda teröristler çocuğu ya kaçırıyor veya şehid ediyor.

Bu saldırıların oluş şekli, askerî olarak belirlenmiştir ve hiç insan kayıpsız tedbirler ve müdahale stratejileri de geliştirilmiş olmalıdır.

Bu çocukların hayatı bu kadar ucuz mu yani?

Terörle mücadelede tedbirsizliklerimizin olması, gençlerimizin şehadetlerine yok açmaktadır. Bu eksiğin derhal giderilmesi şarttır.