Ersoy Dede

Ersoy Dede

İçimizdeki Sarko severler

İçimizdeki Sarko severler

Birileri ısrarla diyor ki; “bu aslında Fransız politikası değildir” ya da “Sarko, seçimlere girecek. O yüzden iç kamuoyuna yönelik bir atraksiyon yapıyor”. Bu ifadelerden ne anlamamız lazım? Aslında Sarko bizi sever de ah şu seçimler olmasa... Bu Sarko severliğin bir nedeni olmalı. Oysa biraz hafızamızı zorlarsak, her dönemde Sarko’nun söylediği her lafı, iç kamuoyuna mesaj olarak yorumlama gafletine düştüğümüzü hatırlarsınız.. Bırakalım artık bu masala inanmayı. Kimse iç kamuoyuna mesaj olsun diye nefret kusmuyor bize.. Bu adamlar düpedüz nefret ediyor bizden.. Sebebini daha evvel bu sütunda açıkladım. Bu vesileyle kısaca bir kez daha değinmek istiyorum.. Kuşkusuz Fransa’nın Osmanlı için tavrı bakışı ayrı bir önemdedir. Ama şahsen Sarko’nun Türk düşmanlığı kuyruk acısından ileri geliyor..

*

Şöyle; Bugünkü Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, aslında bir Osmanlı torunudur.. Hatırlarsanız, Sarko, seçim kampanyası sırasında “Ben Selanikli bir Yahudi’nin torunuyum” demişti.. kendi vatandaşı tarihçi ve felsefeci Olivier Chartier ise, Sarko’nun kökeni ile ilgili olarak şu tespitte bulunmuştu; “Sarkozy’nin anne tarafından olan dedesi Benedict Mallah, Osmanlıların kucak açtığı Sefarad Yahudilerindendi. Dedesinin kuzeni olan Ascher Mallah da 1900’de Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu.” Ascher Mallah’ın 14 Temmuz 1900’de aldığı diplomanın isim hanesinde; “Ascher Mallah Efendi”, verildiği kurum hanesinde ise “Osmanlı Eğitim Bakanlığı” yazıyor.. Anne tarafı böyle.. Baba tarafını da Macar tarihçi Sandor Mosony yazdı.. Mosony’ye göre Sarkozy’ler, Osmanlılara karşı savaşan 2. Ferdinand döneminde, Macar Kralı tarafından, asalet unvanı ve şövalye armasıyla ödüllendirilen bir aileydi. (1628) Mosony, Sarkozylerin Macaristan’daki köyü Allatyan’da bir şato sahibi de olduklarını, Sarkozylere ait şatonun 2. Dünya Savaşı’ndan sonra komünistler tarafından devletleştirilerek yıkıldığını açıklamıştı. Kilit mesele ise, Sarko’nun dedesinin başına gelenlerde gizli.. Özetle şöyle diyebiliriz; “2. Ferdinand’ın asalet unvanı ile ödüllendirdiği Sarkozy’nin dedesi, Osmanlı tarafından asıldı..” İşte aileden yıllar boyu çıkmayan acının kaynağındaki hikaye..

*

Sarko severler hâlâ bütün bu 1915 meselesi etrafında dönen tartışmayı, Fransa iç kamuoyuna dönük bir seçim kavgası olduğunu zannetmeye devam etsinler.. Zannetmeye diyorum tüm iyi niyetimle. Aslında gerçeğin ne olduğunu bal gibi biliyorlar da, kendilerini; okurken aldıkları burslar, okul sonrası tanınan kariyer olanakları nedeniyle, burada pozisyon almaya mecbur hissediyorlar..

*

Gelelim Boykot meselesine.. Dün monşerlerden biri televizyonda gözümüzün içine baka baka; “Biz AB ile müzakere yapan bir ülkeyiz. Boykot vesaire gibi bir karar doğru olmaz” diyebildi.. Bunlar çok çıkacaktır. Aldırmayın. Ana argümanları da şu; “efendim yıllardır yaptık boykot ne oldu? Birkaç gün sonra unuttuk gitti”... Böyle bile olsa fark etmez. Eğer Fransa’ya ticari olarak tepki koymamız gereken bir ortam oluşursa, kimse AB’nin gözünün yaşına bakmaz. Gelelim Fransa’da son dakika yoklamaları yapan heyetlere.. En iyisi heyetlerimizin ilk uçakla ülkeye geri dönmeleri. Fransa ne yapmak istiyorsa yapsın. Hatta o yasayı geçirmezse Fransa’ya yuh olsun.. Amma, onlar o yasayı geçirir de biz dönemsel pazarlıkların içine girersek, bize de yuh olsun o vakit. Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi