Çankırı geleceğini planlıyor
Devletimiz 30 yıl aradan sonra Çankırı’yla tanıştı.
Başkentin dibindeki tarihi şehrin; ekonomik ve sosyal sıralamadaki yeri, gelişmeyi unutmuş şehirlerin başında geliyordu.
Çankırı en son 1970’li yılların sonuna doğru MC hükümetinin ortaklarından Başbakan Yardımcısı ve MSP lideri Necmettin Erbakan tarafından hatırlanmıştı.
Yaklaşık 30 yıl aradan sonra bütün Türkiye’de kalkınma seferberliği başlatan Ak Parti iktidarı, yanıbaşındaki komşusu Çankırı’nın da çehresini değiştirdi.
Hafta sonu İstanbul’da; Çankırı valiliği, belediye başkanlığı ve Çankırılı dernekler federasyonunun düzenlediği geniş katılımlı bir sempozyum vardı.
Toplantıda Çankırı’nın dünü bugünü dile getirildikten sonra yarınların Çankırı’sına dair plan ve projeler anlatıldı.
Ben de yarı Çankırılı sayılır, Çankırı ve Çankırılıları iyi tanırım. Yılda birkaç defa yolum düşer. Konuşmaları dinlerken yetmişlerin sonuna gittim.
¥
Erbakan hocamızın ağır sanayi hamlesi başlattığı senelerdi. CHP’lilerin her iyi faaliyeti engelledikleri gibi sanayi hamlesine karşı da “şerlik” yapıyorlardı.
Ağır sanayi hamlesinin içerisinde Çankırı’da da “çelik çekme boru fabrikası” temeli atılmıştı. Ben de temel atma törenine katılanlardandım.
Törenden önce de sonra da CHP’lilerin protestolarıyla karşılaşmıştık. Her türlü hakaret ve huysuzluklarına rağmen temel atılmıştı.
Birkaç yıl sonra Ecevit azınlık hükümeti iş başına gelir gelmez, kimi yerde duvarları yükselen, kimi yerde bacası tütmek üzere olan yaklaşık 100’ü aşkın fabrikayı kapatmıştı.
Çankırı çelik çekme fabrikası da CHP’nin hışmına uğramıştı. Sonradan anlaşıldı ki, Ecevit’i iktidara getiren zinde güçler, fabrikaları kapatma sözü almışlardı.
Bu söylediğim bir hayal ürünü ya da kulaktan dolma bilgiler değildir. Meclis zabıtlarında olan gerçeklerdir.
MC hükümetini yıkmak için devletten geçinen sermaye bir araya gelmiş ve “Ecevit’i iktidara getireceklerini ama devlet eliyle yapılan fabrikaların özel sektöre verilmesini, verilemeyecek stratejik fabrikaların da kapatılmasını istemişlerdi.”
Öyle de olmuştu. İşte Çankırı’nın geleceğinin karartıldığı yıl, Ecevit’e azınlık hükümetinin kurdurulduğu yıldır. Geçelim.
¥
Bugün Çankırı şahlanışa kalkmış. Bu şahlanış, Vali Vahdettin Özcan’ın heyecanından, halkın içinde olmasından, şehri; “önce millet sonra devlet” mantığıyla yönetmesinden anlaşılıyordu.
Devletin Çankırı’ya olan yatırımlarını bir “bürokrat” gibi değil, bir “işçi” gibi algılaması ve halkla beraber kalkınmanın başında olması, Çankırı’nın nereden nereye geldiğini gösteriyordu.
Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç’in de yaptığı hizmetlerden anlaşılıyordu ki, yüz yılı aşkındır uyuyan bir aslan uykusundan uyandırılmıştı.
Vali Vahdettin Özcan ve Belediye Başkanı İrfan Dinç gibi şehrin her santimetresi ve her ferdine sahip çıkan milletvekilleri İdris Şahin ile Hüseyin Filiz’in azimli gayretleri, yıllardır puslu camların arkasından görünen Çankırı’yı aydınlığa çıkarmıştı.
Nihayet Çankırı, “ver” diyen değil, “al” diyen iktidar sayesinde, kendi zenginliğinin nimetlerini görmeye ve yemeye başlamış.
Hayırlı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.