Her gün bir sürpriz
Yıllardan beri devam eden bazı yanlışlar var ki, ancak baskın yapılınca ortaya çıkıyor. Belki bilenler biliyordu, ama Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının toplamda 87 (seksenyedi) danışmanı olduğunu şahsen bilmiyor ve tahmin de etmiyordum. Eğer gazetelerde yer alan haberler doğru ise, ortada bir yanlış anlama, yanlış aktarma yoksa TBMM Başkanının 87 tane danışmanı varmış ve bu durumdan TBMM Başkanı da rahatsızmış...
İlgili haberi şöylece özetlemek mümkün: TBMM Başkanlığı, dün (6 Ocak 2012de) Başkanlık Divanını sürpriz bir şekilde İstanbul Dolmabahçe Sarayında topladı. (...) TBMM Başkanı Cemil Çiçek toplantıda, Meclis personelinin kalitesizliğinden yakınarak, Her dönem milletvekillerinin yakınları geliyor. Kalitesiz bir personel var. Herkes birinin akrabası. Bir süre sonra biz bunlara çalışıyoruz. Norm kadro çalışması yürütüyoruz. Bu konuda destek istiyorum dedi. 87 tane danışmanı olmasına rağmen 8 aydır hiçbirine tek bir kelime dahi danışmadığını belirten Çiçek, Gerek var mı bu kadar danışmana diye yakındı. Emekli olabilecek durumdaki 1832 personelden çok azının emeklilik dilekçesi verdiğini dile getiren Çiçek, bu sayının arttırılması için emekli olabilecek durumdaki personelle görüşme yapılacağını kaydetti. (Milliyet, 7 Ocak 2012)
Yıllardan beri Mecliste milletvekili ve bakan olarak bulunmuş ve son olarak da TBMM Başkanlığı yapan bir siyasetçinin, Meclis personelinin kalitesizliğinden yakınması mutlaka dikkate alınmalıdır. Meclis dışından bir isim bu konuyu gündeme getirmiş olsa, belki başka maksat aranabilir. Daha önce de benzer şekilde şikâyetler dile getirildiğine göre bu konuya bir neşter atmak gerekir. Hele, 8 aydır hiçbirine tek bir kelime dahi danışılmayan 87 danışmanın varlığı tek başına bir dert değil midir? Normal şartlarda bu durumdan kendisine danışılmayan danışmanlar da rahatsız olması icap etmez mi?
Gerçi danışmanlar da, Bekliyoruz ki bize danışılsın. Ama ne gelen, ne giden var diyebilir. O halde bu meselede de açıklık ve şeffaflığa ihtiyaç var. Her danışmanın performansı ortaya konulabilir. Şunu da unutmayalım ki fazla danışman sadece TBMM Başkanlığında bulunmuyor. Hemen her kurumun, her başkanın onlarca danışmanı bulunuyor. Peki, Türkiye danışılmayan danışma ordusu istihdam edecek kadar zengin mi?
Bu haberi okuduğum gün, öğleden önce Bakırköy [Dr. Sadi Konuk] Devlet Hastanesi Çocuk Acil Servisine gitmek icap etti. Muayene için sıra aldık ve muayene için tam 1 saat 10 dakika bekledik. Sebep? Çocuk Acil servisinde poliklinik hizmeti verip hasta muayene eden sadece bir adet doktor vardı da onun için... Hatta bu esnada görevlilere Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezinin (SABİM) telefon numarasını sorduk. Görevliler bilemedi(!), googledan öğrendik ve 2 hasta yakını birer dakika ara ile 184-SABİMi arayıp durumu izah etti. Koca hastanede, Cumartesi günü ve ateşli hastalıkların salgın şekilde çoğaldığı bir dönemde bir çocuk doktoru yeterli olur muydu? Bir muayene için 1 saati aşkın süre sırada beklemek normal ise, şikâyetimizi geri alıyoruz. Yok, normal değilse bu ve benzeri hastahanelerdeki nöbetçi doktorların sayısının arttırılmasını talep ediyoruz. Ne yapalım, doktor sayımız yetersiz diyenlere de Lütfen, uzun dönemde danışman sayısını azaltıp; doktor sayısını arttırmak için gerekenleri yapalım deriz.
Her halde danışılmayan danışman ordusu Türkiye için ciddî bir dert ve problem haline gelmiştir. Devleti yeniden yapılandırdığını ifade edenlerin bu ikazları dikkate almasında fayda var, vesselâm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.