Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Bir boru, bazen sadece bir borudur

Bir boru, bazen sadece bir borudur

Ham darbeyi kopardılar dalından. Bu ne acemilik? Hâlbuki olgunlaşmasını beklemek lâzımdır.

Sabır ve gayret ister.

Kendi haline bırakmak olmaz, yalnızca beklemek yetmez.

Darbe dediğin meyve gibidir.

Gibidir ama "armut piş, ağzıma düş" usulüyle bir sonuç alınamaz.

Suyunu gübresini vereceksin, toprağı sürüp çapalayacaksın, budamasını ihmal etmeyecek ve gerekiyorsa ilaçlamasını yapacaksın.

Ancak bu şekilde layıkıyla olgunlaşır.

İşte o zaman gurur, sevinç, mutluluk içinde toplayabilirsin.

*

Hiç birini yapma, olgunlaşmaya bir gram katkın olmasın, sabrın da gayretin de yetersiz kalsın, bütün bunlara rağmen safça sonuç bekle!

Nerede görülmüş o bolluk!

Böğürtlen mi topluyorsun, yaban mersini mi?

Emeksiz sonuç alabilir misin?

Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü mü olur?

*

Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, İnternet Andıcı gibi ortaya saçılan davaları gördükçe, Kenan Paşa'nın aklından geçenler şu söylediklerimizden farklı değildir muhtemelen.

İlker Paşa "Kâğıt parçası ve boru" açıklamalarını niçin yaptığı sorulduğunda "Moral olsun diye" cevabı ile savunmuş kendini.

Orduya moral olsun diye.

Oldu mu peki?

Ölçmüş ve değerlendirmiştir herhalde.

Ordu mensupları için moral elbette çok önemlidir.

Fakat şu da var ki moral olsun maksadıyla o tür açıklamalar yapmanın bir adım sonrası, darbe yapmaktır.

"Bütün kadro böyle istedi... Başındaki komutan olarak ben de kıramadım. Hem moral de oldu; yaptık bir darbe hayırlısıyla!"

O noktaya fazla kalmamıştı ve yarım kalan darbe planları başarılı olsaydı, Başbakan Erdoğan dâhil pek çok kişi bugün cezaevinde olurdu.

*

Psikanalizin babası Sigmund Freud, bir konferans arasında puro yakar.

Çevresindekiler gülüşür ve o davranışın arkasında yatan sebeplerin cinsellikle ilgili olup olmadığını sorarlar.

Freud, orada meşhur cevabı verir:

"Bir puro, bazen sadece bir purodur."

*

İlker Paşa kurmaylarıyla basın toplantısı yaptığında elindeki lavı göstererek "Bu bir boru" demişti ya...

Bendeniz orada Freud'un sözünü hatırlamıştım.

"Bir boru, bazen sadece bir borudur."

Doğru, fakat 'bazen'.

Hem boru olmaması için, içinin dolu olması gerekir.

*

İlker Paşa'yı ifadeye çağıran davet pusulası da bir kâğıt parçasıydı.

Tutuklanması için mahkemeye sevk edilirken de o talep bir kâğıt parçasına yazılmıştı.

Hâkimin tutuklama kararı da, cezaevine gönderme kararı da.

Yazmadan olmuyor.

Yazmak için de illa ki bir kâğıt parçası gerekiyor.

*

Artık devir değişti, herşeyi yazmak gerekmez; bazı işler de internet üzerinden yapılabilir, nitekim öyle de oluyor diyebilirsiniz.

Haklısınız; ancak o da insanın başına dert açabiliyor.

Bakınız, İnternet Andıcı.

İlker Paşa tutuklandığında, "Hay şu interneti icat edenin..." diye bir cümleye başlamış olabilir.

*

Her neyse, mahkemede akla kara ortaya çıkar.

Kim nereye kadar suçlu, kim ne kadar masumdur belli olur.

Yine Freud'un bir sözüyle bağlayalım.

"Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi