Rauf Denktaş!.. Ve tebrikler Murat Alan!..
Rauf Denktaş var... Bir: Müthiş mücadele adamı, müthiş müzakere dehası.
İki: Süleyman Demirelin Kıbrıs versiyonu!
İlki malûm;
Sevseniz de sevmeseniz de saygı duyuyorsunuz...
İkincisi...
Oraya baktığınızda, sıkıntılı bir tablo görüyorsunuz...
Bilhassa Kıbrısın yerlilerinin önemli bir bölümünde, Anavatana bağlılık noktasında büyük sıkıntılar var.
Maneviyat, kıyıda köşede.
Anne, babalarının ardından bir Dua okuyamayacak durumdaki nesiller.
Rahmetli Erbakan Hoca ile vefatından birkaç ay önce bir Kıbrıs röportajı yapmıştık...
Demişti ki Büyük Dâvâ Adamı:
Kıbrıstaki manevi boşluğu bir nebze olsun doldurabilmek için İmam Hatip Okulu yaptırmak istedik... Bir yandan Demirel, diğer yandan da Kıbrıstaki idare, bunu engellemek için ellerinden ne geliyorsa yaptı ve engellemeyi başardı!..
Bir bakın;
Kıbrısta yıllar boyunca neler yaşandı?..
Din İşleri Başkanı olarak görev yapanların bile Kuran öğretmek suçundan (!) içeri alındıklarını bütün Kıbrıslılar biliyor.
Kıbrısta Kuran alfabesini öğretme çabası içine girenlerin başlarından o dönemlerde geçenleri, belgeleriyle kamuoyunun dikkatine sunan çok sayıda haberimiz var.
Denktaş, meseleye, tıpkı Demirel gibi bakıyordu.
Ve Demirel kıvraklığı ile hareket ediyordu.
İlginç değil mi; daha sonra 28 Şubatçılarla kol kola girecek olan Demirel, siyasi yükselişinde Nurlu kaynaklara bolca yaslanmış, Yeni Asya grubundaki kardeşlerimizin yayınları aracılığı ile mukaddesatçı bir portre çizmişti.
Denktaş da aynı yöntemi izledi;
Yeni Asya Yayınlarından çıkan bir dizi kitapla, Demirel gibiyim mesajını verdi.
Hiç unutmam...
Bir mübarek Berat akşamı, gündemde Rauf Denktaşın kızının yeni çıkan kasedi için vereceği kokteylin yer aldığını gördüm.
İstanbulun beş yıldızlı otellerinden birindeydi kokteyl.
Kalktım, mübarek Berat akşamı oraya gittim.
İçki gırla gidiyordu...
Biraz sonra Sayın Rauf Denktaş geldi.
Konuşmasını yaptı.
Yarım saat kadar sonra yanına yaklaştım...
Ve Sayın Denktaş. Berat gecesi bu türden içkili bir resepsiyon düzenlemiş olmanız, ya da kızınızın düzenlemesine rıza göstermiş olmanız beni şaşırttı! dedim.
Sayın Denktaş, Tamam da diye karşılık verdi: Ben içmedim. Başkalarından da ben mesul değilim. İsteyen içer, isteyen içmez!
Koca Devlet Başkanı... Daha önemlisi bir Baba... Kızına, pekala Bak evladım; gel şu kokteyli bâri o mübarek gecede verme! diyebilirdi.
O an bunları düşündüm ama o gecenin hatırına daha fazla deşmedim.
Rauf Denktaş dönemlerinin alkışı hak eden bir Yabancıya Karşı Dik Duruş görüntüsü vardı.
Bir de Kıbrısı manevi olarak elimizden çıkma noktasına getiren yanlış uygulamaları.
Kıbrıslı tembelliğe itildi.
Başta radyo, televizyon kurumu olmak üzere, devlet birimleri, neredeyse çalışmadan yüklü maaşlar alan şahısların mekanları haline getirildi.
Vekiller; türlü kıyaklar ile ziyadesiyle memnun edildi.
Rumlardan kalan gayrimenkullerin dağıtımını esas olan Mücahit Puanlarının, üç otuz paralara bazı ailelerin eline geçmesine müdahale edilmedi.
Adada misyonerlik faaliyetlerinin üzerine gidilmedi ama Kuran eğitimi verenlerin, İmam Hatip açmak isteyenlerin yolları kesildi.
Misyonerler gençlerimizi zehirlerken, panzehir üretmek için çaba gösteren hassas insanlara olmadık sıkıntılar yaşatıldı.
Bunların ne kadarından Sayın Denktaş mesuldür? diye sormanın anlamı yok; şurası burası yarım asır boyunca Kıbrıs Türk Tarafını yönetmiş olan bir Devlet Adamının olan bitenden hiç sorumlu olmadığı söylenemez herhalde.
Artıları ve eksileri ile bir devlet adamı daha göçtü gitti.
Kederli ailesine sabırlar dileyelim.
Allah, amelince Rahmet eylesin.
AFERİN MURAT ALAN!..
Muhabirimiz Murat Alan yılın haberine imza attı. Tüm Türkiye, 34 köylüyü PKK bombalattı! haberini konuşuyor.
Yeni Akit, o çevrenin ağır toplarının, bombalamayı bombalamadan 4.5 saat önce Sosyal Medyadan duyurduklarını ortaya koymakla büyük bir tezgahı gözler önüne sermiş oldu.
Tebrikler Murat Alan.