Taklitlerimden kaçının!
Aziz okuyucularım, bu uyarı size değil! Siz zaten aslını bildiğiniz için taklidine asla rağbet etmezsiniz.
Ama bazı sebükmağzlar, ihanet odakları, her hususta taklitçi erbab-ı hamakat taklitlerimizi aslımızın önüne geçirmek isteyebilir.
Son taklitçimiz, ismen çok sevdiğimiz bir tarihi şahsiyetin adını taşıyan, cismen ve fiilen ise asla hazzetmediğimiz bir etnikçi hamakat numunesi. Adamın yapıp ettiklerine bakınca, bunun bir adlandırma hatası olduğunu şıpın işi görebiliyorsunuz.
Bizim Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke yazımıza nazire yaparcasına, zamanın Genelkurmay Başkanına, edep sınırlarını aşarak sataşıyor.
Türkiyede fikir beyanı serbest. Gerçi muhalefet ve bilhassa etnikçi muhalefet bunun yokluğundan şikayet ediyorsa da, bu böyle. Çünkü kendileri meydanı boş bulunca, zırvalama balonlarını şişirip her canibe üflüyorlar.
Ama herkesin fikir beyan ettiği bir konuda Genelkurmay Başkanının bir soru üzerine verdiği cevabı hazmedemiyorlar.
O Genelkurmay Başkanı ki sizin ne saçmalıklarınıza, zırvalarınıza tahammül ediyor. Eş-serok da bunun üzerine zırvalama piyasasını açıp, bizi takliden Sen bizim nazarımızda onbaşısın diyor.
Bizim onbaşı bile olamayacağını beyan ettiklerimizden birinin, çok uzun olmayan bir zamanda hukuk eliyle, böyle olamayacağının tescili sürpriz olmayacak: General Çetin Doğan, malum Balyozdan yargılanıyor...
Bizim ona eleştirimiz, emekli edildikten sonra sağda solda darbeci nutuklar savurmasından ötürü idi. Bu darbeci nutuklar sırasında sapır saçma laflar etmekten de geri durmuyordu.
Milletimizin tarihi bir ses mirası olan Yemen Türküsünü hiçe saymak gafletinde bulunuyordu.
Biz de milletin tarihten gelen hassasiyetlerini hafife alanların, ordumuzda değil general, onbaşı bile olamayacağını beyan ettik. Sözümüzde musırız.
Diğer onbaşı bile olamayacağını beyan ettiğimiz şahıs, Aytaç Yalmandı ve o zaman kara kuvvetleri kumandanı idi. Ona itirazımız da açıktı: Vatan toprağı olan Karsın Ruslar tarafından işgali üzerine marş besteleyen aşırı milliyetçi Rus bestekârı Mussorgoskyi göklere çıkarması yüzündendi. Bunu sen ben yapsak, hoş karşılanabilir. Fakat ordumuzun bir Kara Kuvvetleri Kumandanın bunu yapması kabul edilemez bir hatadır.
Tabii, sonucu biliyorsunuz. Bizim iki generalle ilgili sözlerimiz, 312 generalin Bizi kastediyor! demesine yol açtı!
Hukuk tarihinin en büyük tazminat davası açıldı. Kartel basını hakkımızda olmadık şeyler yazdı. Çünki kartel o sıralarda militarizmin tetikçiliğine oynuyordu...
Mahkeme, Ergenekon operasyonu biçiminde sonuçlandırıldı. Fakat, Yargıtay eksik incelemeden bozdu...
İşe bakın ki, iki generalden biri davacımız değildi: Balyozcu Çetin emekli olduğu için, 312nin içinde değildi. Buna rağmen, şimdi içeride ve çok ağır bir ceza talebiyle yargılanıyor.
Diğeri?
O ortalıklarda görünmüyor.
Değil hapsedilme, bir mahkeme celbi ile karşı karşıya kaldığından bile haberdar değiliz.
Buna rağmen, 312 general davasında meşum bir rol oynayan Hürriyetin cehli mürekkebi bu mevzuyu yazı konusu yapmış.
Orta mektep seviyesindeki tek partici mantığı ile bizi de ilzam edecek laflar ediyor.
Bugün bir zamanların generalleri hukukun konusu olduysa, bu bir zamanlar onların hukuk tanımamak alışkanlıkları ile ilgilidir. Bizim dava ile değil!
Taklitlere bakarak, asıllarla ilgili ahkam kesmek, hamakatperverlikten başka bir şey değildir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.