Malatya Park Yolculuğu
Kimi yolculuklar vardır; sırtınızda yük küfesiyle gidersiniz. Gördüğünüz, işittiğiniz, yaşadığınız her şey ağır gelir.
Kimi yolculuklar vardır; endişelerle, şüphelerle, korkularla gidersiniz. Soru işaretleri hep cevapsız kalır kafanızda ve tadına varamazsınız yaşadıklarınızın.
Kimi yolculuklar da vardır; yüreğinizde, kalbinizde, duygularınızda düşüncelerinizde, gördüklerinizde, duyduklarınızda, yaşadıklarınızda, yediklerinizde, içtiklerinizde hep bir “insani maya” vardır.
İşte bu yolculukların ve kavuşmaların adı; “tanışmadır, kaynaşmadır, güvendir, huzurdur, dostluktur, kardeşliktir, paylaşmadır.”
Hafta sonu Malatya’ya bu duygularla örülü bir yolculuğa çıktım. Bir kere daha gördüm ki, bir şehri güzelleştiren esas unsur insanıdır.
Tabi siz iyi insanlarla birlikte olmak isterseniz bu dediğimin bir anlamı vardır. Biz de çok güzel insanlarla birlikte ve güzel insanların davetlisi olarak Malatya’daydık.
¥
Tarihin beşiği şehrimizde Malatyalı iş adamlarınca kurulu, “Malatyapark” adında büyük bir alışveriş merkezi var.
Malatya’daki bu örnek bana hep; “Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’nın” kalkınmasını hatırlatır. Finlandiya bir “imece” devletidir çünkü.
Malatya’nın kalkınmasında da “Malatyapark” önemli bir imece organizasyonudur. Hani hep denilir ya “Malatya, Türkiye’de ilklerin sahibidir” diye. İşte bu da bir örnektir.
Malatyapark alışveriş merkezi yönetimi ve genel müdürü Ali Günaçar da yine bir ilke imza atmışlar.
10 Ocak Gazeteciler Günü münasebetiyle üç gün süren bir “basınpark” etkinliği düzenlemişler.
Bu programa Malatya’da çıkan yerel gazetelerin sahipleri, yazarları ve çalışanlarıyla birlikte, ulusal medyadan da yazarları ve habercileri davet etmişler.
Hakikaten bu etkinlik Türkiye’de bir ilkti. Çeyrek asırdır medyanın içindeyim, ilk defa gazeteciler gününün değişik bir anlayışla kutlandığını gördüm.
¥
Malatyalıların ünlü bir sözü vardır; “Oğulu işte, kızı aşta” gör derler.
Malatyapark’ın genel müdürü Ali Günaçar, taşıdığı ağır emanete sahip çıkarak; işiyle, sözüyle, yüzüyle; hem Malatyalıların hem de basının ilgisiyle karşılaştı ve başarılı bir yönetici olduğunu gösterdi.
Demek ki, “ticaret ve insan ilişkilerini” sadece paraya ve paraya dayalı işlere dayandırmamak lazımmış.
“Önce insan sonra para” diyebilen ticari zihniyete ihtiyaç varmış. Malatyapark’taki etkinlikleri takip ederken bunlar geçti aklımdan.
Oğlanı işte gördük ama “kızı aşta gör” sözüne de açıklık getirelim. Ülkemizin hemen her metrekaresinde yaşayan insanımızın mutfak kültürü elbet çok zengindir.
Fakat Malatya mutfağı öyle zengin ki, kızları aş bilmese, aş pişirmese, bu zenginliğin ortaya çıkması mümkün değildir. Bu meseleye ayrıca değineceğim.
¥
Malatya bilinen tarihi kadar bilinmeyen ve henüz gün yüzüne çıkmamış tarihi zenginlikleriyle dolu bir şehrimiz.
Malatya’ya bilmem kaçıncı gidişim ve kaçıncı defa yazışım ama yine ilk defa gitmiş gibi oldum.
Hele insanları, “yürekleriyle konuşuyorlar” diye tasvir etsem abartmış olmam. Nasip olursa onları da anlatacağım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.