Sahih İman
Müslümanlar nasıl iman ediyor?.. Ben mü'minim, ben Müslümanım diyen herkesin âmentüsü aynı mıdır?..
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) "Benden sonra Ümmetim yetmiş üç parçaya ayrılacaktır, biri dışında bunlar Cehennemliktir. Kurtulacak olan fırka benim ve Ashabımın yolundan gidenlerdir" buyurmuşlardır.
Elbette bütün mü'minlerin Allah'a, Onun meleklerine, Onun kutsal kitaplarına, Onun göndermiş olduğu Peygamberlere, kadere, ölümden sonra dirilmeye ve hesap vermeye inanmaları gerekir.
Lakin hem ben Müslümanım diyen, hem de kaderi inkar edenler vardır, halbuki kader Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sabittir.
Dinimizde imanımızda şefaat kavramı vardır. Bunu inkar edenler imanlarını tehlikeye atmış olur.
Bütün kesin farzların, bütün kesin haramların imanla ilgili tarafları vardır. Mesela namaza hem iman etmek, hem onu dosdoğru kılmak gerekir. İnkar eden imanını yitirir, dinden çıkar. İman ettiği halde yerine getirmeyen mü'min-i fâsık olur.
Müslümanım deyip de Sünneti inkar edenler vardır. Halbuki Allah biz mü'min kullarına, Peygambere itaat etmemizi, onun yolundan gitmemizi kesin şekilde emir buyuruyor.
İmanın sahih bir iman olması için Kur'ana uygun olması gerekir.
Kur'anı yanlış yorumlayanların imanlarında eksiklik, bozukluk olabilir.
Her Müslümanın Allah'ı kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh bilmesi gerekir.
Allah'a noksan sıfatlar yakıştırmak kişiyi imanından edebilir.
Haram olan bir işi helal itikad eden kişi dinden imandan çıkar.
Adam mü'minim, Müslümanım diyor ama namaz eskiden farzdı, bu devirde farz değildir derse onun imanı gider.
Zaruriyat-ı diniyeden birini inkar eden dinden çıkar.
Adam ben imanlıyım, ben Müslümanım deyip duruyor ama tâzim edilmesi gereken değerleri tahkir ediyor, tahkir edilmesi gereken değerleri yüceltiyor, ululuyor. Onun imanı tehlikededir.
Bir kişi, İslam'da tesettür yoktur, tesettür bize Yahudilikten geçmiştir derse o bu görüş ve inancı ile iman dairesi içinde olabilir mi?
Peygamber Efendimizin mütevâtir, mânen mütevâtir hadislerini inkar edenin imanı tehlikeye girmez mi?
Biri, dinimizde riba haramdır ama faiz haram değildir derse dinden çıkmaz mı?
Biri çıkıp, veteriner kontrolü yapıldıktan sonra domuz eti helal ve temiz olur derse, o bu inancı ile mü'min kalabilir mi?
Kur'anda, Sünnette, fıkıhta, Şeriatta zina büyük günah ve cürüm iken, Avrupa Birliği normlarına göre artık bundan böyle zina suç ve günah değildir diyen bir Müslüman bu görüş ve inancı ile imanını muhafaza edebilir mi?
Bir mü'min kısas, hırsızlık haddi, recm cezası doğru değildir diyebilir mi?
Şuna bakınız, ne diyor: Ben hem Peygamberleri ve Allah dostlarını severim, hem de Deccalları, Kezzabları, Tağutları, Süfyanları, Fir'avunları, Nemrud'ları, Hamanları severim ve beğenirim diyor, o ne biçim bir mü'mindir?
İslamda iman nedir?.. İmanın esasları nelerdir?.. Kur'ana, Sünnete uygun olan iman hangi imandır?.. İmanı gideren küfür sözleri ve amelleri nelerdir?.. İman konusunda yanlış yorumlar ve yanlış te'viller nelerdir?.. İşte bu gibi önemli soruları ve meseleleri inceleyen akaid ilminin özetini (kendisine yetecek ve kendisini kurtaracak miktarda) her Müslüman iyice öğrenmeli ve bellemelidir.
Akaid ilmi icazetli gerçek ulemadan, fukahadan öğrenilir.
Bu ulema Kur'an ve Sünnet yolundadır.
Bu ulema, ucu Resullerin Seyyidine (Salat ve selam olsun ona) ulaşan sahih icazetlere sahiptir.
Onlar Allah'ı kemal sıfatlarla sıfatlı bilir, noksan sıfatlardan tenzih ederler.
Onlar Resulullah Efendimizin izinde ve yolundadır.
Onlar Selef-i Sâlihîn yolundadır.
Onlar orta yoldadır, aşırılığa ve gulüvve kaçmazlar.
Abbasîler zamanında, Kur'an-ı Kerime mahluk diyeceksin diye Ahmed ibn Hanbel hazretlerine işkence etmişler, o mübarek zatı zindana atmışlar, sopayla dövmüşlerdi de o yine bozuk inancı ve fikri doğrulamamıştı.
İcazetli gerçek Rabbanî ulema ve fukaha zalimlere boyun eğmemiştir.
Herkes iman, İslam, Kur'an, Sünnet diyor ama din ve iman konusunda bozuk inançlar ve fikirler maalesef tedavüldedir.
Sahih bir itikada, geçerli bir imana sahip olmak isteyenler, imanını korumak isteyenler; Kur'anı doğru yorumlayan, Sünneti doğru yorumlayan, Peygamberimizin vekili, vârisi, halifesi durumunda bulunan icazetli hakikî ulemaya, fukahaya, müftülere, mürşidlere tâbi olsunlar, Allah'a noksan sıfatlar yakıştırmaktan ateşten kaçar gibi kaçsınlar, Peygamber Efendimize biatli ve itaatli olsunlar; Sünnet, cemaat dairesi içinde bulunsunlar.
* (İkinci yazı)
Okuyucu Mailleri
Okuyucu mesajları çeşit çeşittir. "Bana bir mesaj at, senin kim olduğunu söyleyeyim..."
Çoğunlukta değiller, Türçesi, edebiyatı iyi ve kuvvetli olan mesajcılar vardır.
Kibar, nazik, efendi mesajcılar vardır.
Kimisi beğenir tebrik ve teşekkür eder. Kimisi kınar, tenkit eder. Tenkit edenler ikiye ayrılır: Olumlu ve kibar tenkitler... Hakaret eden, agresif tenkitler.
Yüzde kaçtır acaba, provokasyon ve dezenformasyon yapanları vardır.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı e-mailler vardır.
Eli öpülecek tenkitçiler vardır; yazıklar olsun denilecekleri vardır.
Zeka ve medeniyet dolu tenkitler; geri zekalılık ve mantıksızlık sergileyenleri.
Bendeniz bazen bayram haftası yazıyorum, birileri sandal tahtası anlıyor.
Muhterem efendi çok ama çok muhteremmiş, onu tenkit eden alçakmış...
Kimileri ne yazsanız bir kulp takarlar.
Siz ak mı yazdınız, onlara kara der... Siz kara mı dediniz, onlar ak.
Müslüman geçinir, kelamdan önce selam vermez.
İsmimi Şevket yerine Şevki yazan kişi dikkatli midir?
Bazısı taqiyye yapar.
Bazısı iltifat eder.
Bazısı hakaretler savurur.
Bir âlemdir şu okuyucu mailleri.
Evet tekrar ediyorum:
-Bana bir mesaj gönder, senin kim olduğunu söyleyeyim.
Kibar mısın, terbiyeli misin, mantıklı mısın, görgülü müsün, vicdanlı mısın, efendi misin?
Saldırgan mısın, dengesiz misin, edepsiz misin, küstah mısın?
Âdil misin, zâlim misin?