Erdem ve Anter
Böyle bir dönemin içinden geçiyoruz işte. 90ları da, o yıllar sürdürülen kirli savaşı da yaşamış bir kardeşiniz olarak, bugün içinden geçtiğimiz dönemi çok önemsiyorum.
Bize, kafada bonelerle ekmek fırınlarının hamur teknelerinde, araştırmacı gazetecilik numarası yaptıkları günlerde, Diyarbakırda, Batmanda sokak ortasında insanlar öldürülüyordu.. Öylesine açık ve öylesine aleni yapılıyordu ki bu işler, ne halk hesabını sorabiliyordu ne yargı.. Çünkü bu, Milli Güvenlik Kurulunun tehdit kabul ettiği iki temel meseleden biri olan bölücülük ile mücadele kapsamında yapılıyordu.. Diğer bir deyişle, bir metot, bir yöntem deneniyordu.. PKKnın acımasızca, vahşice işlediği cinayetlerle mücadele etmek için verilen bir kavgaydı kuşkusuz.. Ama faturasını, zaten PKKdan canı yanmış olan Kürtler ödüyordu..
HAK ETMEDİLER Mİ?
90lardan beri bu yapılanın yanlış olduğunu söylediğinizde, elbet birileri çıkıp şunu söylemiştir size; kardeşim neden senin anan-baban faili meçhul cinayete kurban gitmedi ya da, öldürülmüş ama bak bakalım camide namaz kılarken mi öldürülmüş, yoksa bölücülük propagandası yaparken mi? Bu sözler tamamen yanlış değil.. Ama en basit anlatımla, tehlikeli.. Çünkü ana argümanınız bu olursa, örneğin 12 yaşındaki bedeninden 13 kurşun çıkarılan Uğur Kaymazın katledilişini nasıl anlatacaksınız?
YENİ TÜRKİYE
Şimdi ise o günlerin kemiklerini çıkarıyoruz toplu mezarlardan.. Hem yakınlarını faili meçhul cinayetlere kurban vermiş aileler adına, hem de eski Türkiyenin defterlerini kapatmak adına.. Bir tür ibra kazılarıdır onlar.. Ama yetmez.. Aynı kazılar BEKAA VADİSİnde de yapılmadıkça tam ve gerçek bir yüzleşme sağlanamaz.. Jitem Karargahı olarak kullanıldığı bilinen tarihi İçkaleden kaç kafatası çıkardınızsa, en az iki katı kadarı BEKAAdan çıkacaktır.. Bununla yüzleşmeden Kürt halkı gerçekleri öğrenemez.. Zira her haber alınamayan gencin hesabını JİTEMden sorarsak, kurulan büyük tuzağa kendi kendimize düşeriz..
ANTER ANTER
İşte bu Yeni Türkiyenin yeni fertleri de var artık.. Kemal Burkay geldi.. Yarından itibaren Anter Anter gelecek.. (Yani geldi de aslında, kalacak diyelim) Kim varsa zamanında kovduğumuz kendi vatanına hasret bıraktığımız, herkes geri dönecek.. Hüseyin Çelik, kendisine vatandaşlık yolunun açıldığını söyledikten hemen sonra Anter Anter ile televizyonda söyleşi yaptık.. Söyleşimizin ortasında Mardinli ünlü işadamı Dr. Zeynel Abidin Erdem mesaj attı.. Yayına katılıp hoş geldin demek istiyorum dedi.. O anı izlemeliydiniz.. Erdem, Hoş geldin kardeşim Anter, dönüşünün barışa katkı yapacağına inanıyorum derken, Anter Anter, eski bir dostun kendisini böylesine coşkuyla karşılamasının kendisini çok duygulandırdığını söyledi.. Bilenler bilir, Mardin yapısı itibariyle farklı dinleri farklı etnik kimlikleri ve aidiyetleri, farklı kültürleri öylesine güzel kucaklar ki.. EBRU diye bir şey varsa, dünyada bunun yaşandığı birkaç örnekten biridir. Dolayısıyla, Ape Musanın, (1992de JİTEM operasyonuyla öldürülen yazar Musa Anter) Hacı Mehmet Said Erdem ve Bahattin Erdem ile aynı yerde durmadıklarını hatta dünya görüşlerinin taban tabana zıt olduğunu söylemeye bile gerek yok.. Ama bu sistem, Erdem Ailesi ile Anter Ailesini, birlikte sürgün etmiş, birlikte yaşatmış acıları.. Bugün Erdem Ailesi adına Zeynel Abidin Erdem; hoş geldin kardeşim Anter diye karşılarken, Anter Anter de, aynı sıcaklıkla cevap verebiliyor.. Bu, tek parti döneminde oluşturulmaya çalışılan, kalıpsal Türk anlayışının toplumda karşılığının olmadığının da en açık göstergesi.. Erdem, tesis edilecek toplumsal barışın, devlete karşı işlenmiş suçların affından değil, kardeşlerin birbirlerini kucaklamasından geçtiğine inanan biri.. Birçok kişi, Anter için; sokmadılarsa Türkiyeye vardır bir bildikleri derken, Erdemin, hem vatandaşlığa kabul etmesinden dolayı hükümeti tebrik etmesi hem de Antere çok özledik seni.. gelişin barışa katkı yapacaktır demesi bundan.. Hoş geldin Anter, iyi ki varsın Zeynel Abidin Erdem.. Kalın sağlıcakla.