Mustafa Başoğlu... Terörist olsaydı!..
Malûm; Dev-Yol terör örgütü davası zamanaşımından düştü!..
Bugünlerde, bir mağdur edebiyatına şahit oluyoruz ki sormayın gitsin!..
Dikkatinizden kaçmıyordur; militan sola mensup olanların yargılandıkları bir dava zamanaşımından düşmüşse, düğün bayram ilan ediliyor...
Bu kesimden olmayan birilerinin davası, kazara zamanaşımından düştüğünde ise yargı, hatta hükümet topyekûn hedef alınıyor!..
Yok, yok, kim ne derse desin; sistem hâlâ militan sol hakimiyetinde!..
Sokak ortasında çatır çatır, öğrenci, öğretmen, polis, asker katletmiş bir sol terör örgütünün mensupluğundan yargılananlar zamanaşımından yırttığında düğün bayram ilan ediliyorsa...
Diğer tarafta da, zamanaşımından yırtmış filan değil, bütün mahkeme kararlarıyla beraat etmiş insanlar bile suçlu ilan ediliyorsa...
Bu böyledir!..
*
Bugünlerde, ağabeyim, dostluğuna erişmekle şeref duyduğum kıymetli büyüğüm Rahmetli Mustafa Başoğlunu kaybetmenin derin hüznü içindeyim.
Mustafa Başoğlu...
Kendisini önceleri Müslüman bir sağcı olarak nitelermiş...
Sonraları, Demirel örneklerini filan yakından tanıyınca...
Sağcılığı atmış...
Müslümanı tek unvan olarak taşımaya karar vermiş.
*
O çok farklıydı...
Düşünün;
Demirel denilen zat, sizi almış, milletvekilliğine taşımış...
Sonra...
Cumhurbaşkanı olduğunda, Başdanışman yapmış...
Bir eliniz yağda, diğer eliniz balda.
Dönem 28 Şubat dönemi; Demirel, 28 Şubatçılarla işbirliği halinde, başörtüsü, imam hatip, Kuran kursu karşıtlığı yapıyor.
Demirelin adamı olarak ona destek vermeniz en azından bütün bunlar olup biterken sessiz kalmanız dünyevi planda menfaatinize...
En azından sussanız da, dünya menfaatini götürseniz!..
*
Rahmetli Mustafa Başoğlu böyle yapmadı; çıktı ortaya ve Demirele en ağır ifadelerle yüklendi.
Darbecilere cepheden girdi;
Başörtüsü düşmanlığının vatana ihanetle eş anlamlı olduğunu haykırdı.
O günlerde, darbeye direnen bir Vakit camiası vardı, bir Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, Hasan Celal Güzel, Nazlı Ilıcak...
Unuttumsa affetsinler birkaç kişi daha...
Ve Allah Rahmet eylesin, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mustafa Başoğlu!..
*
Rahmetli, o günlerde en fazla hedef alınan isimlerdendi...
Darbeciler sürekli olarak üzerine gitti...
Her attığı adımı takip altındaydı, başkanı olduğu Sendikaya müfettiş üzerine müfettiş gönderiliyordu.
Özellikle, Sendikasının kapılarını, salonlarını ardına kadar Başörtülülere açmasından dolayı ağır hücumlara maruz kalıyordu.
O bir gün olsun, ağırladığı, hatta bir bölümünün eğitim masraflarını üstlendiği başörtülere anlatmadı yaşadığı zorlukları...
Ara sıra, yemekte buluştuğumuzda...
Bana dert yanardı:
Serdar Bey, bu ne iştir!.. Bu kızcağızların sırtından büyük servetlere ulaşan, büyük mevkilere ulaşan insanlar mağduriyeti ortadan kaldırmak için hiçbir fedakarlıkta bulunmuyor. Hatta, o kadar ki benden bile kaçıyor, başörtülüleri savunduğum için... Düşünebiliyor musun, kızcağızların yaşadığı mağduriyeti anlatmak ve birtakım çözüm önerileri sunmak için randevu talep ediyorum, aylardır randevu vermiyorlar!.. Oysa sahnelerde baldır bacak sallamaktan başka marifeti olmayanlar bile kabul edildi huzurlarına!..
*
Ben de derdim ki Rahmetli Mustafa Başoğlu ağabeyime:
Zamanında gidip de sol terör örgütlerinden birine girmiş olsaydınız... Bugün hiçbir konuda zorluk çekmezdiniz!.. Bu memlekette, Müslümanın da kafirin de gözünde itibar sahibi olmak için sol terör örgütünden gelmek gerekiyor...
*
Yarı şaka yarı ciddi laflardık böyle...
Çoğu ciddi, azı şaka!..
*
Allah birilerine akıl fikir versin...
*
Allah Rahmet eylesin!..