Ersoy Dede

Ersoy Dede

Tek Suçlu Devlet mi?

Tek Suçlu Devlet mi?

Sonunda kafalarımızı gömdüğümüz kum yığınından çıkarıp etrafımızda olup bitenleri görmeye başladık.

Buna JİTEM Karargahı olarak kullanılan bölgenin yakınlarında bulunan kemik ve kafatasları yol açtı.. Benim de bugüne kadar ortaya çıkarılması için bas bas bağırdığım bir gerçekti o yaşananlar. Beyaz Toros’un alıp götürdüğü ve bir daha kendisinden haber alınamayan insanlar vakası.. Yeşil dedik, kırmızı dedik, beyaz dedik ama büyük resmi ıskaladık. Sonuçta ben sayısını bilmiyorum. 17.000 faili meçhul cinayet işlendiği iddia ediliyor. Ve bu cinayetlerle ilgili olarak da hemen hemen herkes aynı merkezi işaret ediyor.. JİTEM, ya da kendini devlet görevlisi olarak tanıtan bir takım insanlar..

Bir dönem ile hesaplaşılacaksa bunu JİTEM’in sırtına yükleyip yola devam etmek hem çok kârlı olacak hem de sorunsuz.. Neden?.. Çünkü Ergenekon ve devamı yargılamalar bizi bu anlamda hem heyecanlandırdı hem de gaza getirdi.. Evin küçük oğlu vazoyu kırdığını itiraf ettiyse, kırılan dökülen her şeyden onu sorumlu tutup abisini görmezden gelmek gibi bir şey bu.. Evet Ergenekon, acımasız cinayetler planlamış, bazılarını uygulamaya başlamış, bunun için silahlar, bombalar saklamış kenarlara.. Amenna.. Ama PKK diye bir terör örgütünün olmadığı anlamına mı geliyor bu?

15.000 PKK İÇİ İNFAZ

Öcalan’ın ilk sorgusunda 15.000 diye telaffuz ettiği örgüt içi infazlara kurban edilenler kimlerdi? Başka ülkenin vatandaşları mıydı? Bir şekilde ailelerinden koparılmış, baskıyla ya da tehditle veyahut kandırılarak dağa çıkarılmış vatan evlatlarıydı onlar.. Çorbanın tuzu az oldu diye insanların öldürüldüğünü biliyoruz dağda.. Ama annesi Galatasaray Lisesi önünde, hiç birşeyden habersiz, oğlunu JİTEM’in kaçırdığına ve cesedini kaybettiğine inanmış.. Yapı, baştan ayağa illegal olduğu için kimse karşı savunma da yapamamış bugüne kadar.. Şimdi sorduğunuz zaman yapılanları anlatırken, o günkü sorgulamaları da cinayetleri de meşru göstermeye çalışıyorlar.. Be adam, keşke aynı sorgulamaları meşru yoldan yapsaydın da bugün önümüzü görebilseydik..

Kaç kişiyi öldürdüğünü kaç kişiyi ilk sorgusunun ardından serbest bıraktığını yazsaydın bir kenara da anneler kimden hesap soracaklarını bilselerdi.. Şimdi PKK’nın örgüt içi infazlarıyla canlarına kıyılmış gençlerin cenazelerini nereden bulacaksınız?.. Lübnan’da, Suriye’de, Kuzey Irak Dağları’nda kemik mi arayacaksınız?..

17.000 faili meçhul cinayetten söz ediyorsak eğer ve Öcalan 15.000 örgüt içi infaz yaptık diyorsa (-ki uzmanlar bu rakamın 60.000’in üzerinde olduğunu söylüyor) kim kime hesap verecek şimdi?.. Daha bunun içine PKK ile Hizbullah arasındaki kavgada kaybettiğimiz canları koymadım.. Sokakta iki örgütün adamları güpegündüz birbirlerine ateş ettiler birbirlerini öldürdüler.. Ve bu yıllarca devam etti.. Kemikler çıksın, çıkarılsın.. Bugüne kadar yapılmamış olması zaten büyük hata.. Fakat resmin büyüğü dikkatlerden kaçmasın.. 30-40 kişinin kemik ve kafatası üzerinden 90’ların büyük savaşını faturalandırırsak hata yaparız.. Bir kenarda daha vahim ve hâlâ cinayet işlemeye devam eden bir şebeke var..

Rahatlıkla öğretmenlerimizi, doktorlarımızı, sivil vatandaşlarımızı, gözlerini kırpmadan öldüren terör örgütü.. Polisi askeri zaten doğrudan düşman bellemiş bir örgüt varken sahnede, sanki tek suçu devlet işlemiş gibi davranmak da benim yüreğimi sızlatıyor..

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi