Yalçınkaya, Mumcu, Şener, Özkök?
İlker Başbuğ ifadeye çağrıldığı gün, Abdurrahman Yalçınkayanın bu sürecin dışında tutulmaması gerektiğini yazmıştım. Dün okuduğum iddianame beni bu fikre daha da yaklaştırdı. Zira savcıların tek cümleyle yer verdikleri Osman Paksüt ile Kara Kuvvetleri Karargahında yapılan zirvenin bir izahı olmalı...
BAŞBUĞ PAKSÜT ZİRVESİ
Sır değil.. Osman Paksüt, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra farklı zamanlarda üç defa Başbuğ ile bir araya geldiğini söylüyor.. Benim (ve savcıların da) dikkatini çeken ise Paksütün; sınırdışı kara harekatı ile ilgili görüş alışverişinde bulunduk dediği 4 Mart 2008 tarihli görüşme.. O gün, saat 17:00de, Paksüt, 06 LLU 81 plakalı mavi-siyah bir Mercedesle gittiği Kara Kuvvetleri Komutanlığında, bir saatten fazla süreyle Başbuğla görüşmüş ve çıkışta da o ilginç açıklamayı yapmıştı.. Sanırsın silahlı kuvvetlerin her operasyonuyla Anayasa Mahkemesi böylesi ilgilidir..
O ZİRVENİN ARDINDAN
O görüşmeden iki gün sonra yüksek mahkeme, CHP ve DSPnin, başörtüsü ile ilgili yasanın iptaline ilişkin müracaatını kabul etti, iki hafta sonra ise Ak Parti hakkındaki kapatma davası geldi.. Daha evvel yazdık, sözü uzatmayalım. Kameralar karartıldı falan.. Sadece şunun altını çizmek lazım. Anayasa Mahkemesi bu görüşmeden sonra ele aldığı başörtüsü ile ilgili düzenlemede (ünlü kaosa kalkan 411 el hadisesi) anayasa değişikliğini iptali ve yürürlüğünün durdurulması yönünde karar aldı.. Ak Parti kapatma davasına ilişkin hazırlanan iddianamede ise, Başbuğun yargılandığı internet andıcı davasından tanıdığımız uyduruk haberimsiler, sosyolojik birer vaka gibi girdi iddianameye..
İŞTE O UYDURUK HABERİMSİLER
İşte Akpnin Meclisi, AKPnin Türban Planı, AKP Türbana Dolandı, Kız Yurdunda Zikir Sesleri, Fatih Camiinde Laiklik Karşıtı Gösteri, Cami Önünde Cihat Çağrısı, Lisede Toplu Namaz vs... Tüm bu başlıklar işte bu internet andıcı davası vesilesiyle hangi amaca hizmet ettiğini öğrendiğimiz sitelerin haberleriydi.. Hele bir tanesi var ki, ana kaynağı bu uyduruk sitelerden biri olan irtica.org.. Apronda Namaz Şov (Ak Partiye kapatma davası 14.ek klasör) Bir de tabii bu haberlerin tek başına sitelerde yer alması yetmez. Bu siteleri kaynak göstererek, örneğin bu haberleri Hürriyet Gazetesinde yayınlarsanız o zaman daha bir haber değeri taşır hale gelirler.. Hele birkaç köşe yazarı kılıklı tetikçi, bu başlıklar üzerinden makaleler kaleme alırlarsa o zaman tadından yenmez.. Neyse bu iddialarla (ki Danıştay Cinayeti de var mesela iddianamede. Bunun da bir Ergenekon tertibi olduğu bugün apaçık ortada.. O konuya girmiyorum bile) parti kapatmaya kalkan bir Abdurrahman Yalçınkaya, hakkında dava açılmazsa (şahsi kanaatim) bir şeyler eksik kalır..
A.D. MEDYASI?
Yine iddianameden bakarak ifade etmem gerekirse, bu süreçte İlker Başbuğun sürdürdüğü psikolojik harekatta Aydın Doğan Medyasından destek beklediği ya da aldığı öne sürülüyor.. En azından böyle bir kanaat var bir yerlerde.. Ertuğrul Özkökü çağırıp, böyle bir destek verdiniz mi diye sormasınlar mı?.. Karanlık odalarda tezgahlanan tertiplenen haberimsilerin, Hürriyet gibi köklü bir gazeteye nasıl haber olduğuna bakmasın mı savcılar?..
SİYASETÇİ KILIKLI CUNTACILAR
Peki Ak Parti yıkılırsa (şu veya bu şekilde) kim gelecekti.. Yine bakalım iddianameye. Neleri koymuşlar masaya İlker Başbuğa bakarken?.. Yeniden dizayn edilen siyasette etkin olacak isimler.. Erkan Mumcu ve Abdüllatif Şener başı çekiyor. Ak Partinin içinden iki isim (bir de Turhan Çömez vardı değil mi?) Nasıl hızla yeni saflarında yer tuttuklarını bir de savcıların gözüyle görmüş olduk. Bu iddianameyle Karadayıya ait olduğu iddia edilen ses kaydındaki girme dedik, girmedi sözüyle kastedilen Erkan Mumcunun süreç içinde oynadığı rolü, alt alta topladığınızda, resmin tamamını görebiliyorsunuz zaten. Köşe bitti.. Ama bu şarkı böyle bitmez, söyleyeyim.. Kalın sağlıcakla.