Göç ve düş
Geçen sonbaharda, havaların soğumaya başladığı günlerin birinde Kuzey Amerika'dan, Kanada'nın kutuplara yakın bir bölgeden topu topu 15 santimetre boyunda ve 25 gram ağırlığında bir kuş havalandı.
Aynı günlerde bombaların hergün onlarca can aldığı, ölümün pösteki serdiği Bağdat'ta bir sabah Dicle kıyısında dolaşanlar gözlerine inanamadılar. Irmağın boz bulanık sularında üç genç kürek çekiyordu.
Kuzey Amerika'dan havalanan minik kuş güneydoğuya yöneldi, gece boyunca kanat çırptı. Sabah bir adaya konduğunda 200 kilometre yol almıştı.
Üç kürekçi Dicle'de saatler boyunca bıkmadan yorulmadan kürekleriyle suyu yardılar. Dümencili iki tekli kayıklarında. Karaya çıktıklarında 100 kilometreden fazla kürek çekmişlerdi.
Minik kuş karanlık basınca yeniden havalandı. Britanya adası yönüne doğru uçuşuna devam etti. Atlantik ortasında sabah bir kara parçasına konduğunda yine en az 200 kilometre yol kat etmiş olacaktı.
Bağdat'ta üç genç ertesi sabah yeniden Dicle kıyısında buluştu. Kayıklarına binip yine kürek sallamaya başladılar. Kıyıda yine meraklılar birikti ve şaşkınlıkla üç genci izlemeye başladı.
Minik kuş her gece 200 kilometre kat ede ede Britanya adasına vardı, oradan güneye yöneldi, Fransa, Portekiz üstünden uçtu, Afrika'ya geçti, Batı Sahra ile Moritanya arasında bir yerlerden doğuya, Orta Afrika'ya kanat süzdü, koca kıtayı enlemesine geçti ve Kenya ile Uganda topraklarına vardı. Kanada'dan yola çıkmasından 90 gün sonra kışı geçireceği yere ulaşmıştı.
Bağdat'ta üç genç önce haftaları tüketti her gün Dicle'de kürek çekerek, sonra ayları. Artık daha uzak, daha derin sulara açılmaya hazırdılar.
Kanada'dan havalanıp Kenya ve Uganda'ya kadar kanat çırpan 15 santimetre boyunda, 25 gram ağırlığındaki minik kuş, "Sinekkapangiller" sınıfından "Kuyrukkakan"dı. Türkiye'nin kuş envanterinde de yer alıyordu. Daha doğrusu Türkiye de göç yolları üzerindeydi. Ona "Bayağı kuyrukkakan" diyen de vardı.
Bağdat'ta aylar boyunca Dicle sularında kürek çeken üç gencin adı Haydar, Ahmet ve Hamza'ydı. "İmkânsız bir rüya"nın heyecanı bir araya getirmişti onları: 2012 Londra Olimpiyatları'nda kürek yarışlarına katılmak. Üç gencin öyküsü sonunda yolu Bağdat'a düşen Batılı gazetecilerden birinin ilgisini çekti. Blogunda onları anlattı ve Londra Olimpiyatları'na mutlaka katılacaklarına ilişkin sarsılmaz inançlarını. Gazetecinin blogu uluslararası kürek sporu camiasında yankılandı ve üç Iraklı gence destek için inanılmaz bir kampanya başlatıldı. Toplanan bağışlarla Haydar, Ahmet ve Hamza kürek yarışlarına ve turnuvalarına katılmaları için önce Hollanda'ya götürüldü, sonra Slovenya'ya, daha sonra Güney Kore'ye. Ve büyük ödül: Boston'da da bir yarışta kürek çekmeleri sağlandı. "Kuyrukkakan"ın göçünün başladığı bölgenin yakınlarındaki Boston'da...
"Kuyrukkakan" şimdi Afrika'da. İki ay kadar sonra yeniden havalanacak. Geliş yolculuğunun tam ters yönünde yeniden Kanada'ya ulaşmaya çalışacak: Kızıl Deniz'i aşacak, Suudi Arabistan'ın kuzeyi ile Irak'ın güneyi arasındaki koridordan geçip İran'a yönelecek, oradan Pakistan'ın kuzeyinden Orta Asya içlerine, Türkmenistan ve Kazakistan'ı kat edecek, sonra Çin, sonra Rusya, Bering Boğazı, Alaska, boydan boya Kanada ve sonbaharın havaların soğumaya başladığı bir gününde başlayan yolculuğu bitecek. Dönüş yolu 55 gün sürecek. Gidişte ve dönüşte kat ettiği mesafe 30 bin kilometreyi geçmiş olacak.
"Kuyrukkakan"ın yurduna vardığı ilk yaz günlerde Iraklı üç genç Londra Olimpiyatları umutlarına biraz daha yaklaşmış olacaklar. Çünkü kararlılıkları, inançları, düşleri öylesine dalga dalga yayılmaya başladı ki, onlar için "Bağdat Galere" adıyla bir bağış kampanyası başlatıldı. Topu topu 10 bin avroya ihtiyaçları var. Şimdiden 6.320 avro toplandı bile.
Göreceksiniz; minicik "Kuyrukkakan"ın azmi nasıl dünya turu yaptırıyorsa, Iraklı üç gencin azmi de onları Londra'ya taşıyacak. Mutlaka... Mutlaka...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.