Türkiyede medya ve Yeni Asya
Gazete, yaşanan ve ibret verici hâdiseleri, haberdar olmayan insanlara ulaştıran vasıta demektir. Ancak, gazetenin fonksiyonu, haberle sınırlı değildir. Her türlü kültür alış verişi, ticârî ve ekonomik haberleşme de ilgi alanına girer.
1830lu yıllarda Türkiyeye giren gazete(cilik), ağırlıklı olarak, ideoloji havarisi, yani Batılılaşmanın öncüsü ve baskı unsuru olarak işlev göre geldi. Bilhassa Cumhuriyetten sonra, devlet kontrolüne girdi. İlke ve inkılâpların papağanı kesildi. Devlet, güdümüne girmeyip muhalefet edenler susturuldu, kapatıldı. Milletin inanç, örf ve geleneklerine aykırı yayın yapan gazeteler, fazlaca itibar görmedi. Tirajlarının düşük olmasının sebeplerinden birisi budur. 1928 yılında Harf İnkılâbıyla, bin yıldan beri kullanılan yazı kaldırılınca, okuma-yazma nisbeti birdenbire sıfıra indirildi!
Çok partili hayata, kısmî bir demokrasiye geçilmesine rağmen, aynı bağnaz ve katı yayın hayatı devam ettirildi. Basın, ekseriyetle, Jakoben laiklik ve ilkelerin müdafii oldu. Gazetenin esas fonksiyonu doğru ve zamanında haber vermek iken, çarpıtarak ve sansüre tâbi tutarak haber verme vetiresine sokulunca, itibar görmedi.
1967lere kadar, İslâmî değerlere ehemmiyet veren veya o istikamette yayın yapan doğru-dürüst bir gazete yoktur. Çünkü, kökleşen dogmatik ve bağnaz devlet anlayışının kahredici baskısı devam etmektedir. Bu tarihlerde, haftalık İttihad Gazetesi yayın hayatına atılır. Karşısında dev ve kökleşmiş kuruluşlar vardır. 1970lerde, Yeni Asya adıyla günlüğe çevrilir. Fakat, sermaye yok, yetişmiş gazeteci eleman yoktur. Buna rağmen, herkes yönetimden yana tavır koyar veya en azından ses çıkarmazken, hem devletin imkânlarını paylaşan eyyamcı ve solcu basınla cedelleşir, hem de hantal devlet anlayışıyla.
Onlarca gazete, dergi ve yüzlerce dinî, millî yayın yapan yayınevinin temelinde, idârî ve yazar kadrosunda Yeni Asya ekolünün harcı büyüktür.
Bütün ihtilâl, darbe, inkıraz, kapatma ve mahkemelere rağmen Yeni Asya bir ekol olur. En göze çarpan özelliği, çarpık devlet sistemiyle, ilke ve inkılâplarla kıyasıya çarpışmasıdır. Bir çoklarının korktuğu meseleleri cesaretle ele alır.
Bu arada atlatmadığı badire, sıkıntısını çekmediği bir mesele kalmaz... Şükür ki, o günlerde onun yazdıklarını, bugün rahatlıkla yazan-çizen yetişmiş kadro ve maddî imkânlara sahip olan birçok gazete var... Şimdi onlar da, gayet rahat bir şekilde, eskiden yazılamayan meselelere neşter atıyor.
Her yarım saatte bir, onlarca tv kanalından verilen haberler karşısında; gazetelerin haberden ziyade yorum ve araştırma çalışmalarına ağırlık vermesi önem kazanmıştır.
İşte Yeni Asya; yorumda isabet, istikamet ve kültür hayatına katkısı; sosyal çalkantılara, siyâsî tuzaklara objektif projektör tutmasıyla öne çıkıyor.
21.02.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.