Bülent Arınç ve İbrahim Şahin
Her ikisi de sevdiğim isimdir. Bülent Bey’i çocukluktan gençliğe adım attığım yıllardan beri tanır ve dinlerim.
İbrahim Şahin’i ise TRT’yi “millete muhalefet eden kirli zihniyetlerden” kurtarıp, halkın televizyonu yaptığı için dik duruşundan dolayı severim.
Esas alanım sinema ve televizyon eleştirmenliği olmasına rağmen, ne yazık ki en son yaptığım iş budur.
Sürekli takip ettiğim bir dizi yok diyebilirim. Ama TRT’de yayınlanan “80’ler” adlı diziyi kendi gençlik yıllarımı anlattığı için seyrediyorum.
Bu arada bir faydası daha oldu. Üç numara oğlum, hep o yılları sorar ve “Biraz hatıra anlat” diye ısrar eder dururdu.
“80’ler” sayesinde bol miktarda hatıra aklıma geliyor ve diziyi birlikte izliyoruz.
Diziyi seyrederken reklam arası veriliyor ve diğer dizilere ait fragmanlar yayınlanıyor.
Bu fragmanlardan birisi de Osmanlı dönemine ait bir dizinin “Kıyam” adlı fragmanı.
Bizim ufaklık fragmanı gördüğünden beri Osmanlı’dan nefret etmeye ve korkmaya başladı.
Daha iki gün önce Yavuz Sultan Selim’in kaftanındaki büyük velinin çamurunun nasıl olduğunu soran çocuk; “Onlar yalan mı” demeye başladı.
Şimdi çocuğun kafasında; “asan, kesen, kan akıtan, öfke kusan, işkence eden bir Osmanlı var.” Belki içerik farklı ama fragman insanı dehşete düşürüyor.
¥
Osmanlı’yı ve faziletlerini, biz MSP gençlik kollarında iken Bülent ağabeyin, kültürel ve sosyal programlardaki konferansları ile MTTB’li yıllarımızda yaptığımız okuma ve araştırmalarımızdan öğrendik.
Bülent ağabey bizlere; Osmanlı’nın göç eden kuşlara bile sahip çıktığını, hatta göç zamanı avlanmanın yasakladığını anlatırdı.
Osmanlı yaptığı hiçbir savaşta, hiç bir ülkeyi işgal etmemişti; barış, sevgi ve kardeşlik götürmüştü.
Osmanlı’ların sadece insan haklarına değil, hayvan haklarına da sahip çıktığını bellemiştik.
Osmanlı’ların idaresi altında bulunan ve diğer inançlara mensup toplumlara hoşgörü ile baktığını ve onlara her türlü dini serbestliği tanıdığını öğrenmiştik.
¥
TRT’de fragmanı yayınlanan dizide ise acayip ve garayip ve hatta Amerikalıların yaptığı vahşi filmleri bile aratmayan sahneler var.
İbrahim Şahin’den ricam, bu diziyi ve fragmanını gece 02’den sonra yayınlamalarıdır.
Fragman’daki kız çocuğunun “baba” diye feryadı ve görmemesi için gözlerinin kapatılması, Osmanlı’nın tek işinin “sürekli kıyam” olduğu mesajını vermekte.
“Efendim bu bir fragmandır. Zaten fragmanın amacı budur. Sinema ve televizyon dili böyle bir şeydir.”
Ben de biliyorum sinema dilini, benim sinemacılık yaptığım yıllarda, şimdi böyle söyleyeceklerin babaları bile henüz portakal ağacında çiçek değildi.
Kötü bir kare, hafızaya ne kadar çok kazınırsa, o kadar çok kalıcı olur. Ondan sonra verilecek hiç bir iyi kare, o kötü kareyi silemeyecektir.
Söz konusu fragmanı, Bülent Bey ve İbrahim Bey’in vicdanlarına ve kalbi samimilerine havale ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.