Meramımızı anlatmak için bilinen bir fıkrayı hatırlatalım.

Kiliseye yeni bir papaz gelmiş ve ilk olarak, eski çanı değiştirip, yenisini takmış.

Çan çalmak için yukarı çıktığında bakmış ki, karganın birisi çana pislemiş. Hemen temizlemiş. Ertesi gün yine aynı manzarayla karşılaşmış.

Karganın bu işi adet haline getirdiğini görünce, cemaatiyle birlikte çare aramaya başlamış. Cemaatin içinden birisi şöyle bir fikir ileri sürmüş.

-“Saygı değer peder, bu işin kolayı var. Bir parça peynir, yanına da bir kadeh rakı koyun meseleyi halledersiniz” demiş.

Papaz yarı şaşkın yarı hayretle;

-“Bu nasıl iş, olur mu öyle şey” demiş. Bu itiraz üzerine anlatmışlar nasıl olacağını.

-“Karga peyniri yiyecek ve susayacak. Rakıyı su diye içecek ve sarhoş olacak, siz de kargayı yakalayacaksınız.”

Papazın aklına yatmamış ama denemeye karar vermiş.

Ertesi gün çan çalmak için geldiğinde bir de görmüş ki, karga yerde yatıyor. Sevinçle hemen kapmış ve başlamış karga ile konuşmaya.

-“Ey karga! Sana Hıristiyansın desem, kilisenin çanına pislemezsin. Müslümansın desem, rakı içmezsin, söyle sen ne cinssin?”

Karga bu soru üzerine sarhoş bir edayla;

-“Ne Hıristiyanım ne Müslümanım, benim işlerim filim işlerdir” demiş. Geçelim.

.............................

Yazının başlığındaki sorular, on yaşındaki bir erkek çocuğuna ait. Ben de canlı şahidiyim bu soruların.

Mütedeyyin bir anne ve baba, çocuklarına İstanbul’un fethini daha önce anlatmışlar.

Çocuk kitaplardan ve okulundan da öğrenmiş ama “Bir de sinema diliyle bellesin” diye yanlarına alarak sinemaya gelmişler.

Film izlenirken, çocuk annesine iki soru sormuş, film bittikten sonra delikanlı aynı soruyu bana da yöneltti ve aramızda şu konuşma geçti:

-“Fatih Sultan Mehmet merhametsiz biri miydi?”

-“Hayır! Aksine son derece şefkatli bir komutandı ve bir merhamet abidesiydi.”

-“O zaman neden çocuğuna karşı merhametsizce davrandı ve bir kere, o da zorla sarıldı, karısına ise son derece soğuktu, hep öfkeliydi ve korkaklar gibi çadırındaydı?”

Geçelim diğer soruya;

-“Hasan Müslüman mıydı?”

-“Evet tabii ki Müslümandı.”

-“O zaman ne biçim Müslümandı. Hiç tanımadığı ve evlenmediği bir kadınla .......”

Çaresiz bir sessizlik...

.........................

“Aman illa da bu filmi seyretmek ve yolunacak kaz olduğumuzu görmek istiyoruz” diyenler varsa, lütfen çocuklarınızı götürmeyin ve saf zihinlerini idlal ettirmeyin.

Sinemadan çıkarken delikanlıya dedim ki;

-“Sen bu soruları Başbakan R. Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç amcalara sor.”

Evet on yaşındaki bir çocuk, bu soruların cevabını Tayyip Bey ve Bülent Bey’den bekliyor.

Çünkü devlet büyüklerimiz filmi beğendiklerini beyan etmişler, aile de bu beyan üzerine çocuğuyla birlikte sinemaya gitmiş.