28 Şubatın gerçek mağduru kim?
En başta ifade edelim ki, 28 Şubat 1997 sürecinde yapılanlar sadece bir kişiyi değil, bütün bir milleti, belki de 70 milyonu mağdur etti. Ancak bu sürecin medya camiasında mağdur ettiklerinin en başında gazetemiz Yeni Asya geliyor. Yeni Asya, darbecilerin icraatlarına karşı yayınlarıyla kararlı bir şekilde itiraz etmiş ve bu süreçte bir ay kapatılma ile cezalandırılan tek gazete olmuştur.
Gazetelerin arşivleri incelendiğinde görülecektir ki Yeni Asya, daha önceki darbelerde olduğu gibi, 28 Şubat sürecinde de haktan, hukuktan ve demokrasiden yana olmuş; baskılara göğüs germiştir. Bilhassa 1999daki Marmara depremi sonrasında yazılan yazılar, yapılan yorumlar darbecileri rahatsız etmiş ve Yeni Asyayı susturmak için elden gelen her şey yapılmaya çalışılmıştır.
Aslında bu konu bir yazı ile anlatılabilecek konu değildir. Ayrıntılarını arşive havale edip, bir iki müşahhas misali hatırlatmak isteriz. Bir defa 28 Şubat sürecinde sırf görüşlerini ifade etti diye fiilen hapse atılan kaç kişi var? Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular Ağabey, Ankarada düzenlenen Bediüzzaman Mevlidi sonrasında gazetecilerin soruları üzerine, (çünkü o günlerde Gölcük depremi gündemdeydi) Deprem İlâhî İkazdır dediği için DGMde yargılandı ve neticede 2 yıl 1 gün hapse mahkûm edildi! 2 yıl 1 güne mahkûm edilmesi de boşa değildi, çünkü 2 yılı aşkın ceza alanların cezaları ertelenemiyordu! Neticede fiilen cezaevine girdi ve 276 gün hapis yattı? Peki, bu süreçte, böyle bir suçlama ile hapis yatan kaç kişi oldu? (Neticede AB sürecindeki gelişmeler dolayısıyla bazı kanun değişiklikleri oldu ve Mehmet Kutlular, cezasını tamamlamadan borçlu olarak cezaevinden çıktı. Biliyorsunuz, neticede bu mahkûmiyet sebebiyle AİHM, Türkiyeyi mahkûm etti.)
Bir başka misal: 28 Şubat sürecindeki yayınları dolayısıyla gazetemiz 1 ay kapatıldı. 23 Ocak 2001 tarihli (İstanbul 1. Nolu DGM, Esas no: 1999/408, Karar no: 2001/3, C. Sav. Esas No: 1999/1417) kararında şöyle denilmiş: (...) Suç millî güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden mevkutenin 5680 sayılı yasanın ek: 2/1 maddesi gereğince BİR AY SÜRE İLE GEÇİCİ OLARAK KAPATILMASINA... karar verilmiş.
Peki, neymiş Yeni Asyanın suçu? Halil Akgünler imzalı, 07.10.1999 tarihli, Siyasî deprem kapıda başlıklı bir yazı... İddia makamı, ilgili yazı ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçunun işlendiğini düşünmüş. Oysa kin ve düşmanlık nerede, Yeni Asyanın yayınları, yazıları nerede? Bir araya gelmesi mümkün olmayan kavramlar...
Yeni Asyanın bir ay süre ile kapatılmasına karar verilince, ASYA adında yeni bir gazete yayınlanmaya başlanmıştı. Bu gazete de, kapatılan bir gazetenin devamı mahiyetinde olduğu iddiasıyla çoğu zaman toplatma kararı verilmiş (meselâ: 21.09.2001 tarihli, T. C. Bağcılar Sulh Ceza Mahkemesi, Esas No: 2001/89 Müt., Karar No: 2001/72 Müt. kararı) ve nihayetinde Yazıişleri Müdürüne de aynı iddia gerekçesiyle, daha sonra para cezasına çevrilen hapis cezasına hükmedilmiştir.
Tabiî ki 28 Şubat sürecinde Yeni Asyanın muhatap olduğu baskı ve yıldırma bunlarla sınırlı değil. Hatırlatmaya çalıştığımız hadiseler, denizden bir katre misali. Yine bir gün, gazetenin 15 yazarını aynı anda mevcutlu olarak savcı ifadeye çağırmıştı. Yazarların tamamı gazetede olmuş olsa, hepsini tutup götüreceklerdi. Tabiî bazı yazarlarımız fiilen gazete binasında bulunmuyor, yazılarını değişik yerlerden gönderiyordu. Hem hangi Yeni Asya yazarına Gel ifade ver denmiş de ifade vermeye gitmemiş? Buna rağmen bulduğunuzu tutun getirin anlamına gelen bir çağrı ile muhatap olunmuştu. Sonrasında açılan o dâvâ yıllarca sürdü. Kimine ceza verildi, kimi beraat etti, ama neticede insanlar meşgul edildi.
Bir defasında da Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ile yaptığımız bir röportajı (Yeni Asya, 16 Şubat 2001) yayınlamıştık ki onunla ilgili de DGMde dâvâ açıldı, yargılandık. Suç isnadı neydi biliyor musunuz? Röportajda özetle, TSK irtica sendromundan kurtulmalı denilmişti. İddia makamı, Sendrom, tıp ilminde hastalık belirtisi ya da başlangıcıdır. O halde TSKya hakaret vardır gibi bir yorum yapmış ve dâvâ (06.08.2001 tarih ve T.C. Bakırköy C. Başsavcılığı, Hz. 2001/38003, nolu iddianame) açmıştı. Neticede DGMde beraat ettik, ama bütün bunlar bir sindirme, yıldırma ve ürkütme girişimi değil miydi?
Yeni Asyanın 28 Şubata getirdiği itiraz ilk günden itibaren devam etti ve ediyor. Bu sürecin gerçek mağdurlarından biri ve belki de en başındaki Yeni Asyadır. Arşivler buna şahittir vesselâm...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.