Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yürek Mektuplar

Yürek Mektuplar

Coşkun özgenç;
“Fizik okuyorum, ama sosyal konulara ziyadesiyle ilgi duyuyorum. ülke sorunlarına kendimce çözüm üreten biriyim. Sizin gibi tecrübeli ağabeylerimi de dikkatle takip ediyorum. Yıllardır sizin makale ve kitaplarınızı okuyorum. Fikirlerinize büyük saygı, hatta hayranlık duyuyorum. Gelecekte (inşallah) muhakkak siyasete gireceğim.
“Yaşım henüz 22. Sorum şu: Benim gibi ileride politika yapmak isteyen gençler hayata nasıl hazırlanmalı? Size bunu danışmak istiyorum. Yani ağırlıklı olarak ne tür kitaplar okumamız gerekiyor. Hangi derneklere-vakıflara üye olmalı, hangi gruplarla ilişkiye girmeliyiz?
“özellikle yakın tarihe merak duyuyorum. Bunun yanı sıra, İslâm iktisadı, devlet yönetimi, insan ve halk psikolojisi ilgi alanıma giriyor.
“Şayet sizce bir mahzuru yoksa sizinle yakından tanışmak ve sohbetinize katılmak isterim (Kitap fuarındaki kısa sohbetimiz hiç yeterli olamamıştı).
Cevabınızı bekliyorum. Allah size, gönlünüzün güzelliğine göre, hayal sınırlarınızı zorlayacak güzellikler ihsan etmesini diliyorum.”
• Bu kadar güzel bir dilek karşısında duyarsız kalabilir miyim hiç, sevgili Coşkun. İstediğiniz zaman arayın, eğer yerimdeysem, gelin görüşelim. İnsanları kapıdan çevirme sendromu benim dünyamda yoktur, hamdolsun.
Henüz eğitim aşamasındasın Coşkuncuğum. çeşitli kitaplar okuyarak ve tabii yaşayarak hem gelişecek, hem de olgunlaşacaksın. İslâm iktisadiyati, devlet felsefesi falan filan; bana sorarsan bunları şimdilik bir yana bırak; İslâm hakkında beslenmek ve bilinçlenmek istiyorsan “Lailahe İllallah”ın ne anlama geldiğini özümse evvela. Devlet fikri Mekke’den sonraki dönemdir. Günümüz Müslümanları Mekke çilesini yaşamadan Medine imkânına ulaşmak istiyor.
Sadece siyasi kitaplar insanı militanlığa sürükler, senin yaşındakiler bol bol şiir, hikâye roman ve anı da okumalı. Bunlar ufkunu açar insanın. Sertliğini törpüler. Daha anlayışlı ve toleranslı olmasını sağlar.
Dernek, vakıf vesaireye gelince, o tercihleri zamanı gelince kendin yapacaksın. Şimdilik kafana uygun bir siyasi partinin gençlik kollarından işe başlayabilirsin.

Eyüp Aygün/ Yomra;
“Resimli Osmanlı Tarihi” isimli kitabınızı Hollanda'dan bir arkadaş istemişti, hemen gönderdim. Görsel olarak da çok güzel olmuş, beyninize, yüreğinize sağlık.
Ama ben daha çok yakın tarihe meraklıyım. Yakın tarihi sistematik olarak anlatan bir eser bulamadım. Köşe yazılarını biriktirmeyle de bu iş olmuyor. Ne yapıp yapın, bu işin uzmanı olan kişilere bir ‘Yakın Tarih Ansiklopedisi’ yazdırın.
• Dileğiniz umarım dua yerine geçer. Ama yakın tarihi tarafsız bir gözle kaleme almaya Türkiye’nin şartları maalesef hâlâ müsait değil. İfrat ile tefrit arasında bocalıyoruz. öyle bir fanatizm oluştu ki, insanı özgürce sevmeye bile bırakmıyorlar. Böyle bir ortamda özgürce kalem oynatmak mümkün mü?

M. Sakin;
“Adana'da bir kamu kurumunda memur olarak çalışıyorum. 1986 yılında ilk olarak ‘Sunguroğlu’ isimli kitabınız sayesinde sizinle tanıştım. Tarihi, kitaplarınızla, sizinle sevdim. Moral FM’den hem "Hayatın Yorumu"nu (Hafta için her gün yaptığım yorumlar), hem de "Geçmiş Zaman Olur ki" (Haftada bir çarşamba günleri yaptığım tarih programı) programlarınızı severek dinliyorum.
“Adana'ya geldiğinizde de tanışmıştık, ama hatırlamanız mümkün değil, çünkü başınız çok kalabalıktı.
“Bir sorum var: Neden hep Osmanlı Tarihini anlatıyorsunuz? çok iyi anlatıyorsunuz, tamam, sağolun, Allah Razı olsun; ama yakın tarihimiz, özellikle de 1920-1980 aralığı hakkında bir kitap yazmayı düşünmez misiniz?
“Ben 1974 doğumlu birisi olarak özellikle bu dönem hakkında sizin gibi iyi bir tarihçiden (özellikle resmi tarihin dışındaki bilgileri de içerecek) bir kitaba ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Kendi adıma bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadığımı düşünüyor, böyle bir kitabın eksikliğini hissediyorum. İlginiz için şimdiden teşekkürler...”
• Ben teşekkür ederim sevgili M. Sakin. Eyüp Aygün’e verdiğim cevabı tekrarlayacağım. Yakın tarihi özgürce yazabilmek için, tarihi siyasetten ve ideolojiden arındırmak lâzım. Oysa bunlarla atbaşı gidiyor. Yakın tarihin önderlerini kadeh gibi tokuşturmak marifet ve maharet sayılıyor. Bazı durum ve konumları sadece övmeye izin var. Sevip sevmeme gibi yürek işleri bile başkaları tarafından yönlendiriliyor.
Bu durumda tarihçinin yakın tarihten kaçmasını mazur ve makul görmek gerekiyor.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi