Hakan ŞÜKÜR ruhu!..
öyle bir yazı kaleme alacaktım ki;
Genelkurmay Başkanı büyük ihtimalle dava açardı!..
Ve…
Kesinlikle de kazanırdı!..
Böyle bir yazı olacaktı da, “milli maç” hatırına vazgeçtim!..
Zamanın ve mekânın hakkını vermek lazım…
Ankara’nın “kirli havasını” teneffüsten bıkmış usanmış durumdaki vatandaşa, kısa süreliğine de olsa, nefes alma-rahatlama imkânı sunan bu şampiyonanın da hakkını teslim edelim…
Maç yazıyorum, evet…
Bu akşam, Almanya ile final için mücadele edeceğiz.
Fazla ümitli değilim;
bunca yıldır hayli iddialı biçimde maç takip eden, hatta bir ara da “maç yazıları” döşenmiş olan bir Türkiyeli olarak, final oynama ihtimalimizin çok da fazla olmadığını düşünüyorum…
Ve bu arada;
Aklımdakinin değil de gönlümdekinin gerçekleşmesi için dua ediyorum.
Neyse ne…
Yensek de yenilsek de; “kazanacağımız” bir maç bu…
Elenmemiz halinde hatta farklı bir mağlubiyetle elenmemiz halinde bile bir dolu kazancımız olacak…
Hayır, “reklamımız oldu” filan boş laf!..
Futbolda Brezilya ve Arjantin’in üzerine yok, ama her iki ülke de, “gelişmekte olanlar” kategorisinde…
ABD- İsrail ittifakının bu alanda hemen hiç iddiası yok ama, görüyorsunuz dünyayı yönetiyorlar!..
“Reklam oldu, büyük tanıtım” vesaire boş laf…
Futbolun öyle turist çektiği filan da ispatlanmış değil…
Bakın; “kişi başına turizm geliri” bakımından dünyanın önde gelenleri arasında yer alan Malta denilen ülke, çoğu maçta beş yiyor!..
Yunanistan’ın muazzam turizm gelirinin kaynağı “futbol” mu?..
Vesaire vesaire…
öyle futbolun ekonomiye, turizme, ülke tanıtımına katkısı filan gibi mevzuları öne çıkartmanın mânâsı yok!..
Bu Şampiyona’da elde edilmiş bulunan başarının “mesajlarına” dikkat kesilelim ve istifade edelim…
öncelikle; “Ankara karanlığında” fark edemediğimiz bazı “olumlu” gelişmelere dikkat çekti bu şampiyona…
“Bu akşam eğlence var” diyerek mikrofon uzatan muhabire;
“Hayır eğlence yok; ŞüKüR var!” karşılığını yapıştıran futbolcularımızı izliyoruz bugün!..
“Şimdi ŞüKüR zamanı!..”
öylesine ince bir “mesaj” ki bu…
Şüphesiz; “Yüce İrade”ye bağlılık ön planda…
Bununla bağlantılı olarak, müthiş bir tevazu ve edep!..
Ve dikkatinize…
“ŞüKüR” diyenlerden biri de, Galatasaraylı…
Kendisine uzun yıllardır en büyük hizmeti vermiş olan efsane futbolcusu Hakan ŞüKüR’ü, “Hazret-i Peygamber’e bağlılığını ifade ettiği için” devre dışına iten Galatasaray yönetimine ve oradaki “mezhepçi” unsurlara öyle bir mesaj gönderdi ki o futbolcu…
Hem o kulübün malum yöneticilerine hem de Hakan ŞüKüR’ü hedefe yerleştiren “azınlık medyasına…
öyle bir mesaj gönderdi ki…
En az sahadaki çalımları, “feyk”leri kadar kıvrak, nezih ve çarpıcı!..
Bu çocuklar hem zeki, hem çevik, hem de ahlâklı…
Yakın tarihin “travma”larından fazla etkilenmeksizin bugünlere gelmeleri de bir başka artıları!..
Bir başka nokta;
Malûm; tarihimiz boyunca mağlubiyete uğrattığımız bütün düşmanlara “saygı” gösterdik;
Bugün de…
Başlarına gelenden dolayı resmen göçmüş durumda olan rakiplerinin yanına gidip, başlarını ellerinin arasına alışları, teselli edişleri yaşattıkları galibiyetler kadar gurur vericiydi…
Bizans’ı ortadan kaldıran Fatih Sultan Mehmet’in azamet ve asaletinden bir “zerre” sundular bize…
Sağ olsunlar!..
Bir başka mesaj:
Hani bir “kirli propaganda” vardır;
“Araplar bizi arkadan vurdu, yalanım varsa Arap olayım, ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü” filan zırvalarıyla gözümüzün önüne serilen…
Bir “İttihatçı alçaklığı”nı, “Arap düşmanlığı”nın malzemesi olarak kullanan Siyonizm ile bizdeki “tekrarcı ahmaklar”ın kirli propagandalarına en güzel cevabı…
Başta Suriye, Irak ve Filistin olmak üzere…
Yarı finale çıkmamızı sokaklara dökülerek kutlayan “Müslüman Araplar” verdi!..
Ve bu arada…
“Müslüman Kürtler”in de sevincimizi sevinç bellemeleri…
Ve yer yer bizden ziyade sevinmeleri de…
Aynı mahiyette bir mesajdı!..
•
Dedim ya; Almanya’ya yenilsek bile…
Hatta farklı yenilsek bile…
Kazanmayı garantilemiş durumdayız!..
Bugünkü maçtan, “sıkıntılı” bir sonuç çıkacak olursa, çok iyi biliyoruz ki, hem Fatih Terim hem de özellikle “Şükür’lü futbolcular” hedef haline getirilecek…
“Rüzgâra karşı tükürmüş olmamak için” tepkilerini “sınırlı tutan, satır aralarına sıkıştıran” azınlık medyasından;
“Fatih Terim şu şu hataları yapmasaydı…
Futbolcular da ‘Şükür’ derdine düşmeseydi, ‘Bilim dışı’ beklentiler içine girmeseydi…
Kupayı alırdık” yollu oklar fırlatılacak!..
Şimdilik,
“Şeytan lâkaplı” eski futbolcularının “Şükür karşıtı” beyanlarına rastlıyoruz, kıyıda köşede…
Bir de…
“Balına kazanıyoruz, bizde bi numara yok” diyen, Sergen adlı yeni yetme “yorumcu”nun “vuruş hazırlıkları”na!..
Almanya’ya kaybedecek olursak…
İlk gün, “Teşekkürler çocuklar, Alnınızdan öpüyoruz” gibisinden başlıklar görürüz…
İkinci gün, hafiften başlar saldırılar…
Sonra sonra…
Topyekûn saldırı başlatacaklar, göreceksiniz…
Futbolcunun “ŞüKRü” ile nasıl çatıştıklarını ibretle izleyecek…
Ve…
Bunların okuyucuları arasında yer almadığınız için…
“ŞüKüR edeceksiniz!..”