Meclis’te “ay yıldızlı” halı krizi ve Sayın Çiçek̵
“Ay yıldız ayaklar altında” haberlerine destek veren Emin Pazarcı, iki yazıyla bastırdı.
Ben de...
Gittim gördüm; Meclis’teki halıların üzerinde, “Ay yıldız” var.
Halıların yapıldığı dönemin Meclis Başkanı’nı aradım; “Farkında değildim” dedi.
Doğrusu ben de farkında değildim!.
•
Hemen şimdiki Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek’e haber ulaştırdım...
Konu üzerinde hassasiyetle durdular...
Meclis bürokrasisinden etkili pozisyonda bulunan arkadaşlarla görüştüm; “Hilaller gözden kaçmış, düzeltilecek!” dediler...
Sonra...
Baktım;
Meclis Genel Sekreterliği’nden son derece garip bir açıklama düştü önüme...
“Aman Allah’ım.”
Açıklamada, o hilallerin Türk Bayrağındaki “hilal”ler olmadığı belirtiliyor...
O hilaller, “Osmanlı’nın hilalleri”ymiş!..
Gücün sembolü olan “hilal”ler!..
Osmanlı’nın “hilal”ine basmakta sakınca yok mu yani!..
•
Aklıma, Yavuz Bülent Bakiler’in meşhur şiiri düştü:
Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara,
Barışta düştü üstüme gölge gölge haç!.
•
Meclis sekreterliği, “Önceki dönemlerden birinde yapılmış. Bugüne kadar farkına varan ve uyaran olmadı. Halıların kaldırılması yönünde talimat verilmiştir.” yollu bir açıklama yapsaydı, mesele büyük ölçüde bitmişti.
Oysa...
Tuttu ve oradaki hilallerin Osmanlı’ya ait olduğunu ve hem zaten bazı dönemlerde Osmanlı halılarında da bu tür motiflerin kullanıldığını, -yani- Osmanlı’nın da zaman zaman Hilal’e bastığını öne sürdü.
Osmanlı’nın “sevaplarını” sahiplenmeyen İdare, bir “günahını” referans almış oluyor böylece!..
Onca “güzel misal”den faydalanmayan, bir “Su-i misali” rehber ediniyor...
Ya da “kılıf” olarak kullanıyor!..
•
Oysa, AK Parti Çorum Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Sayın Salim Uslu’nun halılardaki motifleri görür görmez verdiği tepki, “Bu bir kepazeliktir!” şeklinde olmuştu.
•
Neyse ki, konuyu Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile bizzat görüşünce biraz olsun rahatladım...
Anladığım kadarıyla, kendi onayı olmadan yapılmış bir açıklama bu...
Ya da şöyle ifade edeyim; Sayın Meclis Başkanı, açıklamanın yapıldığı saatlerde, 4+4+4 krizi ile o kadar meşguldü ki, açıklamanın ayrıntıları ile ilgilenemedi.
Ben, kendilerine, “Sayın Başkanım, bu açıklama hiç olmamış. Türk bayrağının değil, Osmanlı’nın Hilal’i yollu bir açıklama olabilir mi? Osmanlı’nın hilaline basmak doğru mu?” deyince...
“Haklısınız” karşılığını verdi:
“Konuyla yakından ilgileneceğim.”
•
Teşekkürler.
•
Ha bu arada; Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri de konu hakkında bir soru önergesi vermiş bulunuyor.
Umarım; o soru önergesine verilecek cevapta, Genel Sekreterlik açıklamasındaki “tuhaf”lıklar yer almaz.
Zamanında, yapılmış bir yanlışlık.
Ortada asla ve kat’a kasıt yok.
Bir gözden kaçma durumu var; düzeltirsiniz olur biter.
Bakın bugün grup toplantıları var; onca vatandaş görmeyecek mi o “Hilal”leri!..
Hem sonra...
Kısmetse, ben de gideceğim Meclis’e...
Söyler misiniz; “Hilal”lere basmadan nasıl yürüyeceğim oralarda!..
Ve nasıl yürüyeceksiniz!..
Yok yok, o halıları kaldırmaktan başka çare yok.
Parkeye basarız, ne olacak ki.
FACE-NOTUMUZ
Bu sütunda yer alan bazı konuların ayrıntılarına yer yetmezliğinden dolayı giremiyorum. Ayrıntılar için, henüz önceki gün açtığım www.facebook.com/serdararseven1 adresinde buluşabiliriz. Oraya da desteğinizi bekliyorum. İhbarlarınız ve istekleriniz için de iyi bir adres bu. Çözelim şu işleri.