Serdar Arseven

Serdar Arseven

Yeter artık... Ezilmeyin, büzülmeyin!..

Yeter artık... Ezilmeyin, büzülmeyin!..

AK Parti, bütün zorluklara, Meclis’teki takoz muhalefete rağmen iyi mesafe alıyor...

Ama...

Misalle açalım “ama”sını!..

Bir gün...

Memleketin en saygın sivil toplum örgütlerinden birinin başkanına telefon açtım: “Biliyorsunuz, YÖK, üniversitelerde başörtüsünün serbest olduğuna dair bir emir gönderdi. Bu emre rağmen, çocuklara zulme devam edenler olacaktır. ‘Filanca’ üniversiteye durum tespiti için noter götürüyorum. Sizden de destek bekliyorum.”

Sağolsun, hemen ilgilendi başkan...

“İkinci adamı” dahil, çok sayıda kelli felli arkadaşın bulunduğu bir ekip gönderdi.

Tuttuğum noter, eski vekillerimizden biriydi. Üniversite’ye birlikte gittik. Başörtülü öğrenciler, bahçede kalabalıkça bir grup halinde bekliyorlardı.

Sordum; “YÖK emrine rağmen derslere almıyorlar!” cevabı geldi.

“Tamam” dedim: “Noter bey de burada, durumu tespit ettireceğiz.”

Biraz sonra, büyük sivil toplum örgütünün yöneticileri de “olay” mahalline geldi.

Biz bu çalışmaları yaparken, üniversiteye bakan özel güvenlik firmasının palyaço üniformalı görevlileri, bizim notere, “dışarı” çıkmasını söylediler.

Ben, “Ne münasebet!” dedim.

“Mü’min” noter, itiraz etmeden dışarı yöneldi.

“Ne yapıyorsunuz siz!” dedim.

Baktım noter kuzu kuzu çıkıyor, peşinden gittim.

Dışarıdaki sivil toplum örgütü yöneticilerine, noterle birlikte bahçeye girmelerini söyledim.

“Tamam” dediler.

İçeri doğru yöneldiklerinde güvenlik görevlilerinin “Beyler, girmek yasak!” ikazıyla karşılaştılar.

En “baba” yönetici, kendisini tanıttı. Ve girip durum tespiti yapmak istediklerini söyledi.

Üniformalı gençler, “Kesin talimat var, kimseyi alamıyoruz!” deyince, baktım bizimkiler, dışarıda beklemeye başladı.

“Arkadaşlar!” dedim; “Siz koskoca bir sivil toplum örgütünün yöneticilerisiniz. Bu kardeşimiz de bir yandan eski vekil diğer yandan da bir görevli, noter. Böyle bir muameleye nasıl razı olursunuz, nasıl dışarda bekletilmeyi içinize sindirirsiniz. İçerideki kızcağızlar da biz geldik diye sevinmişlerdi!..”

Ben böyle yüklenince, arkadaşlar, “Zorla girsek sıkıntı çıkar!” karşılığını verdi.

“Hayır çıkmaz” dedim; “Yürüyün!”

Baktık, bu arada amirlerini çağırmış güvenlik görevlileri...

Adamcağız yanıma geldi. “Ben de başörtülü kardeşlerimizin girmesinden yanayım ama görüyorsunuz biz de emir kuluyuz” dedi.

Koluna girdim...

“Şimdi biz yükleniyoruz. Sizi iterek püskürtüyoruz. Siz de zorla girdiler diye polise başvuruyorsunuz. Polis geliyor. Ben bu arada, Emniyet özel kalemi arıyorum.”

Hemen “Özel Kalem”i aradım. Sivil toplumcu arkadaşlara, “Tamam yükleniyoruz!” dedim.

“Böyle olmaz” dediler.

“Ergenekoncu sivil toplum örgütü olsa, şimdiye kadar bin kere girmişti içeri, nedir bu haliniz?” dedim. Ve çaresiz tek başına yüklendim.

Hattı yardım; arkamdan kahraman (!) ve de Mü’min noter ve sivil toplum örgütü yöneticileri açılan yoldan içeri girdi.

Kız çocuklarının yanına gitti. Tutanak hazırladı.

Filan...

O aşamayı geçmiştik ve sıra çocukları derse sokmaya gelmişti. Arkadaşlara, “Çocukları hep birlikte dersliklere yerleştirelim” teklifinde bulundum.

“Aman problem çıkmasın!” dediler.

Gittim, hocalardan bazıları ile konuştum.

Dediler ki; “Siz atak yapın, çocukları dersliklere yerleştirin. Biz de ‘Ne yapalım, girmişler!’ deriz.

O gün mesele böylece halledilmiş oldu.

*

Bunları niye yazdım?.. Şunun için:

Son günlerde, AK Parti iktidarının çok önemli bir açığına dikkat çekiyor....

AK Partili Bakanların, belki de şerlerinden emin olmak için, “ergenekoncu bürokratlara” fazla alan bıraktıklarını, hak etmedikleri payeler ve koltuklar verdiklerini yazıyorum ya...

Bu durumda, yukarıdaki misalin de önümüze koyduğu “ezik” ruh halinin büyük payı var.

“Dengeler” adına atılan bazı yanlış adımların, çok pahalıya mâl olmasından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin olağanüstü gayretlerle sağladıkları ilerlemelere “set” çekmesinden endişe ediyorum. Hatta endişenin de ötesinde, “set” çektiklerini görüyorum.

“Yolsuzluk” yapıyorlar. AK Parti’nin gideceği günler için “Malzeme” biriktiriyorlar.

Elimde, bunların yolsuzluklarına dair çok sayıda dosya var. Bunları, zaman zaman “ilgililerle” paylaşıyorum.

Da...

AK Parti ruhlu “ilgililer”, haklı olduğumuzu ve elimizdeki dosyaların gerçeği yansıttığını söylemelerine rağmen, “bunların üzerlerine” gitmekten çekiniyorlar.

Hal bu ve bizim bu “dosyalara” dair çok yazımız olacak kısmetse.

Yeter artık!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi