BİTLİ ÖĞRENCİLER, SORUŞTURMA GEÇİREN MÜDÜRLER
İkide bir reklamı çıkıyor
Araştırmacı-karıştırmacı gazetecilik damarım kabardı
Başladım bu reklamların neden sıkça yayınlamaya başladığını araştırmaya.Önce okul aradım. Öyle sıradan bir okul eğil ama. Yakın çevresinde eczane olan bir okul.
Okul ve eczaneyi bulduk, narkotikten gelmiş polis edasıyla gazeteci olduğumuzu söyledikten sonra; ilgilisine, yetkilisine sorduk: Bit ilaçlarının reklamı niye arttı?
Alaycı bir ifadeyle cevap verdiler
Bir ürünün reklamı varsa pazarı da vardır. Talep de artıyordur. Okullarda bit var. Haberin yok mu?
Bit yiğitte, pire itte bulunur sözü çok geçmişte kalmış olmalı diye düşünürken antibit ürünlerinden birinin One minute muhataplı olduğunu görünce komplo teorisi bile üretiverdim hemen.
Araştırmacı gazetecilik damarım iyice kabarınca karıştırmacı gazetecilik hislerimde de değişiklik olmaya başladı.Verdim gazı kendime
Hadi koçum bu bilgilerden sonra bir de okul ziyareti yapalım dedim.
Elimi, kolumu sallaya sallaya okula girdim. Her ihtimale karşı Ne iş diyen olursa diye müfettiş gardı aldım. Bir veli, vergi veren hatta okula bağış yapan biri olarak teftiş etmek hakkımız değil mi yani?
Tuvaletler eh işte durumdaydı. Sular akıyordu
Ancak teneffüste cips yiyen öğrenci ellerini yıkasa da o yağın çıkması mümkün değildi. Yağlı eller saça başa dokununca
Diğer parazitleri burada anmadan geçelim.
Bitlenmenin nedenini ve suçlusunu buldum. Okul idaresi tuvaletlere sabun koymamıştı.
Okul müdürü ile görüşmek istedim. Maalesef müdürümüz teftiş geçiriyor daha sonra denince Ben müfettiş veli deyiverdim.
Bu sefer Veli Bey buyurun diğer müfettişler velilerimizle görüşüyor deyince yanlış anlaşıldığımı anladım ve ama ses çıkarmadım, sınırları zorladım.
Oda kapısı açıktı, bu sefer sırasını bekleyen veli durumuna büründüm. Başladım konuşmaları dinlemeye.
Müfettiş öğrenci velisine soruyor: Kayıt yaptırdığınız gün okul aile birliğinin banka hesabına para yatırmışsınız. Okul müdürü veya okul aile birliği sizi bağış yapmaya zorladı mı?
Veli düşündü. Evet desem ayrı dert, hayır desem ayrı diye içinden geçirmiş olmalı ki ikna odasından geçtim efendim deyiverdi. Müfettiş şaşakaldı. Teftişin seyri değişmişti.
Veli anlattı müfettiş ikna odasını anlamaya çalıştı. Okulun kapısına güvenlik, 3 hademe, hasar görmüş kapı ve sıraların yenilenmesi, boya badana gibi ihtiyaçların karşılanması gerektiği, bunun da velilerin katkılarıyla yapılacağının belirtilerek durum bu çocuğunuz için denildiğini aktardı veli. Kısaca İkna odasında bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur atasözü işlenmiş.
İşi biten veliyi takip edip okul çıkışında yakaladım. Sorgu sırası bende idi. Uzatmadan özetleyeyim. Bakanlık müfettişleri okul aile birliklerini incelemeye almış. Kayıt döneminde kasaya para girmişse okul müdürüne soruşturma açmış. İşlenen suç 20 Temmuz 2011 tarihli 2011/40 sayılı genelgeye aykırı davranmak ; Kayıt ve diploma verilme dönemlerinde okul-aile birlikleri temsilcileri öğrenci velileri ile bağış yapılması amacıyla karşı karşıya getirilmeyecek.
Biraz daha araştırdım okula yapılan yardım bin lirayı bulmamış, sigaraya para veren veli okula, çocuğuna verememiş.
Her neyse
Yıl sonu geliyor
Soruşturma geçiren müdür parayı nerden bulur da okulun ihtiyaçlarını nasıl karşılar? Esnaftan istese, şikayet olursa yine soruşturma geçirip maaş kesme cezası alır mı?
3x4de ısrar eden Bakan Ömer Dinçer, Dicle'nin kenarında bir kurt bir kuzuyu yese Allah hesabını Ömer'den sorar deyip bitlenen okullardan kendini sorumlu tutar mı?
http://twitter.com/sahanss - [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.