İlginç bir karşılaşma; Ankara’daki kitap fuarını gezerken, 28 Şubat sürecinin iki ağır topuna rastladım.

Dönemin ünlü ve de haşin DGM savcısı Nuh Mete Yüksel ile kapatma davacısı Vural Savaş!..

Yan yana oturuyorlardı ve “kitap”larını imzalayacak birilerini bekliyorlardı.

Bir süre, en az on beş dakika karşılarında bekledim.

Bakışlarımdan rahatsız olmuş bir halleri vardı.

Birbirlerine gözleri ile beni gösteriyor, anlaşılan hakkımda konuşuyorlardı.

Bense onlara bakarak gülümsüyordum.

Tek yaptığım gülümsemekti!..

Biraz sonra önlerine yaklaştım ve...

“Sayın Yüksel, Sayın Savaş, nasılsınız efendim?” dedim.

Vural Savaş, bakmadan “İyi” dedi.

Sessiz kalan Nuh Mete Yüksel’e, “Ya siz, sizin keyfiniz nasıl?” diye sordum.

O da,

“İyidir!” demekle yetindi.

“Müşteriniz yok galiba, ne zamandır bekliyorum bir kişi bile gelmedi?” diyerek şöyle bir yokladım.

Nuh Mete Yüksel;

“Olanlar bize yetiyor!” dedi.

Vural Savaş, ters ters baktı.

•

Gülerek,

“28 Şubat günlerini özlüyor musunuz?..” dedim.

Vural Savaş ters ters bakmaya devam etti.

“O günlerde çok popülerdiniz, ekranlara sığmıyordunuz?” dedim.

Nuh Mete Yüksel;

“Yine popüleriz” karşılığını verdi.

Güldüm!..

Kitap imzalatmak için bulundukları stanttaki “solcu takımı” da güldü.

“Kesintisiz bitti, 28 Şubat da bitti, kendinizi şimdi nasıl hissediyorsunuz?” dedim.

Nuh Mete Yüksel:

“28 Şubat süreci hiç bitmez, bitmeyecek!” karşılığını verdi.

“28 Şubatçılar yargılanıyor. Siz de yargıda aklanmak ister misiniz?” diye sordum.

Vural Savaş, cevap vermeye hazırlanan Nuh Mete Yüksel’in bileğinden tuttu ve; “Bırak” dedi; “Bunları yazar!”

Biz böyle konuşurken, devreye oradaki “solcu” arkadaşlar girdi.

Biri...

“28 Şubat’tan hiç şikayet etmeyin Sayın Akit yazarı” dedi:

“AKP, başımıza 28 Şubat yüzünden geldi!..”

Güldüm...

“Bunu bana ne söylüyorsun, standında oturan şu iki beyefendiye söylesene: ‘Siz Merve Kavakçı, Hasan Karakaya, Refah operasyonlarına girişmeseydiniz AK Parti hayatta iktidara gelemezdi, ne yaptınız siz’ diye çıkışsana!..”

Adamcağız “Doğru söylüyorsunuz” dedi:

“Hep bunlar yüzünden oldu!..”

•

İşe bak; kendi adamları, bulundukları standın sahibi, yazdıkları “kitap”ların basanı olan adamlar Nuh Mete ile Vural’ı fırçalıyorlar.

Hem de benim yüzümden!..

•

Üzüldüm hallerine...

Dedim ki;

“Bu arkadaşlara da fazla yüklenmeyin; herhalde neye sebep olacaklarını tam olarak bilmiyorlardı!..”

Vural Savaş yüzünü duvara çevirmişti...

Üsteledim:

“Siz Vural Bey, kapatma davasını açarken, iddianamenizi basmaları için bugün yüzünüze bakmayan medya patronlarına mesaj atarken, ne yaptığınızı gerçekten biliyor muydunuz?”

Öyle sessiz kaldı.

Bir ben olsam belki cevap verecekti ama “standındakiler” de kendisine karşı çıkıyorlardı.

•

Solcu arkadaşlardan biri, “Tepkinizde maalesef haklısınız. Görüşlerinizi benimsemem ama 28 Şubat’ta büyük hatalar yapıldığını kabul ederim.” dedi...

Ve bana çay teklif etti.

Vural Savaş ile Nuh Mete’yi baş başa bıraktık...

Hep birlikte çaya gittik!..

FACE-NOTUMUZ

Bu sütunda yer alan bazı konuların ayrıntılarına yer yetmezliğinden dolayı giremiyorum. Ayrıntılar için, geçen hafta açtığım http://www.facebook.com/serdararseven1 adresinde buluşabiliriz. Oraya da desteğinizi bekliyorum.