Kurânda her şey bulunur mu?
Bir tesbite göre; kudret kitabı mânâsında olan kitâb-ı mübîn, Kurândan ibârettir. Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır 1 âyeti bu gerçeği dile getirir. Evet, herşey Kurânda bulunur. Fakat herkes herşeyi içinde göremez. Herkesin sudaki molekülleri, mikroorganizmaları, kandaki alyuvar, akyuvarları, yeşil yapraktaki kimyevî özellikleri görememesi; ancak sahanın uzmanlarının görmesi gibi.
Kurânda yer alan her şeyin apaçık görülmemesinin sebebi; çeşitli derecelerde bulunmasıdır. İhtiyaca göre, Kurânın kastına uygun bir tarzda makamın gerektirdiği şekilde ifade edilirler.2 Çeşitli kıssalar, peygamberlerin tebliğ metodları, irşad usûlleri; insan, hayvan ve nesnelere yaklaşım tarzları; hitap üslûbu, nasihatleri, zikir, ibâdet, tesbih ve duâlarıyla nazara verilirler.
Meselâ Hz. Mûsânın âsâsı mucizesinden santrifüj ilham alınmış. Şöyle ki: İsrailoğulları susuzluk ve güneş altındaki sıcaktan bunalmış, kırılmaktadır. Hz. Mûsâya (as) gelirler, kendilerini bu musîbetten kurtarmasını isterler. O da, duâ eder. Allah, duâsını kabul eder ve Mûsâ, toplumu için su aradığında Biz de ona, Asânı taşa vur demiştik. Asâsını vurduğu yerden on iki pınar fışkırdı. Böylece her kabile kendi su alacağı yeri bilmiş oldu3 âyetinde belirtilen mucizeye mazhar olur.
Taştan su fışkırması bir mucizedir. Sopayla su fışkırtma mucizesiyle, tekniğin en son sınırını çiziyor. Çalı parçası, ısrarlı talep, yüksek inancın birleşmesi neticesinde toprak altındaki suyu tesbit etmek mümkün olacağını ilham eder.
Ve yine, Hz. İbrahimin (as) ateşe atılması ve Ey ateş, İbrahim için serin ve selâmetli ol4 emrini aldıktan sonra onu yakmaması mucizesini de bu çerçevede değerlendirebiliriz. Isı derecesi yüksek, hararet saçan güneşe karşılık nazik ve nâzenin yaprakların yaş kalmasının nazara verilmesi; ufkumuza birçok çağrışımlar yaptırır: Amyant maddesinin bulunması, ateşe dayanıklı elbiselerin yapılması; akkor ateşe çıplak ayakla basıp yanmama ve ateşin üzerimizdeki etki derecesinin zihnimiz vasıtasıyla ayarlanabilmesi; o mucizenin sızıntıları olsa gerektir.
Hz. Süleymanın (as) üç aylık mesafeyi bir günde gitmesi; Yemende bulunan Sebe Melikesi Belkısın tahtını getirtmesi ve ona göstertmesinin dikkate sunulması da, uçma, uçak, televizyon gibi pek çok düşünceleri insanlığın ufkuna açmıştır. Peygamberimizin (asm), Mirac başta olmak üzere, mübârek parmaklarından çeşme gibi suyun akması, avucuna aldığı taşların hareket ederek zikretmesi, çağırdığı ağacın yeri yara yara yanına gelmesi gibi her varlık, unsur ile ilgili gösterdiği bine yakın mucize; rûh ve duyguları terbiye ile eğittikten sonra bedeni uzaklara taşıma, eşyanın ışınlanması, durugörü, başkasının gönlünden geçenleri bilme, beyin dalgalarını okuma ve benzeri hârika olaylara çağrışım yoluyla kanal açmış olmalıdır.
Böyle binlerce mucizenin asırlardan beri insanlığın akıl ve zihnine ufuk açtığını düşününüz... Aslında teknolojinin de kaynağının peygamberler ve Kurân olduğunu gösteren pek çok aklî ve naklî belge mevcut.
Dipnotlar: 1- Enam: 59. 2- Sözler, s. 229. 3- Bakara: 60. 4- Enbiya: 69.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.