Atatürk’ün partisi nereye?
CHP hakkında Sosyalist Enternasyonal’de oluşan rahatsızlık artık dışavuruyor; Baykal, İkinci Başkan olduğu Enternasyonal’in Atina’daki kongresine gitmekte tereddüt ediyor!
Geçen ay Alman Sosyal Demokrat Partisi heyeti, Uta Zapt başkanlığında Türkiye’ye geldiğinde, CHP ile görüşmemişti! Ama Batı soluyla sıcak ilişkileri bulunan Şule Bucak’ın evindeki yemeğe Murat Karayalçın davet edilmiş, Zapt ve Karayalçın orada uzun uzun görüşmüştü...
Bu, çok temsili bir olaydır.
Karayalçın, lideri olduğu SHP’yi solun birleşmesi uğruna CHP’ye katmış ve Sosyalist Enternasyonal’e CHP’nin üye kabul edilmesi için başvuru mektubunu bizzat yazmış bir isimdir. Peki Karayalçın niye bugün CHP’de yok?! Hikmet çetin niye yok? Erdal İnönü, Aydın Güven Gürkan gibi saygın isimler niye CHP’ye kırgın gitti?..
Sosyal Demokrasi’den böyle adım adım uzaklaşan CHP, şimdi de Sosyalist Enternasyonal’de soğuk rüzgârlarla karşılaşıyor.
Sorun nerede?
AKP’nin Dış İlişkiler Başkanı Egemen Bağış’ın Avrupa solu ve Sosyalist Enternasyonel’le ilişkileri, CHP’nin ilişkilerinden daha sıcak! Egemen Bağış’ın bir ayağı orada, çünkü Avrupalı Sosyalistler, Türkiye’nin üyelik sürecine Avrupalı sağcılardan daha çok destek veriyor.
CHP, Enternasyonal’de karşılaştığı sıkıntının kaynağını da çözümünü de kendinde aramalıdır. “AKP aleyhimize kulis yaptı” gibi sözler zaaf itirafından başka bir anlam taşımaz.
Haluk özdalga sosyal demokrasi konusunda kitaplar yazmış, ömrünü DSP ve CHP’de geçirmiş, Batı solunda iyi bilinen, iyi ilişkileri olan bir isimdir; CHP’de o da barınamamıştır, şimdi AKP milletvekilidir.
O “kulis” yapmadı ama Avrupa solundan çeşitli isimler ondan CHP hakkında bilgi istedi, o da “el altından bilgi vermeyi” uygun bulmadı; 9 sayfa ekleri olan bir “açık mektup” gönderdi. Ekler’de Baykal’ın, Onur öymen’in konuşmaları, CHP’nin resmi kararları var; Sosyal Demokratik felsefeyle çatışan...
Pazartesi günü Atina’da toplanacak olan Enternasyonal Kongresi’nde bunları gündeme getirenler olacak tabii.
Ulusalcı izolasyon
Enternasyonal’i iyi bilenler CHP’nin bu aşamada ihraç edilmeyeceğini ama eleştiri ve uyarılara maruz kalabileceğini söylüyorlar. Nasıl bir havayla karşılaşacağını araştıran Baykal, bu satırlar yazılırken, henüz Atina’ya gidip gitmeme kararını vermemişti.
Böyle bir CHP, yarın Türkiye’nin ahdi haklarını ve siyasi tezlerini Avrupa’nın sol platformlarında etkinlikle savunabilir mi?!
Solcu olmadığım halde bu meseleyi böylesine önemsememin sebebi budur: CHP uzun süredir sosyal demokratik felsefeyi ihmal edip eski “genlerine” öylesine sarılmıştır ki, bu yüzden içeride halktan, dışarıda sosyal demokrat camiadan tecrit oluyor!
Sol ayağı böyle topal demokrasimizi geliştirmekte ne kadar zorlandığımız ortada değil mi?
CHP, en çok içe kapandığı, en otoriter olduğu dönemde bile 1927’den itibaren “Radikal ve Demokrat Partiler Beynelmilel Birliği”ne gözlemci olarak katılmış, Ecevit CHP’yi Sosyalist Enternasyonal’e üye yapmıştı. Uluslararası ilişkilerin son derece geliştiği, Türkiye’nin uluslararası platformlarda çok daha etkin olması gerektiği şu küreselleşme çağında ise CHP “ulusalcı” izolasyona gidiyor!
Hayret ki ne hayret...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.