Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sayın Başbakan’la “Emeklilik” meselesini görüştüm!..

Sayın Başbakan’la “Emeklilik” meselesini görüştüm!..

Sayın Başbakan’a gittim, kendilerine bir dosya sundum ve bir de talepte bulundum.

Sağ olsunlar çok ilgilendiler ve talebimi değerlendirmeye alacaklarını söylediler.

Mütehassıs oldum.

•

Bu girişi okuyanlar, “şahsi” bir talebimizin olamayacağını tahmin etmişlerdir.

Ne yapıyorsak kamu yararı için.

Sayın Başbakan’a sunduğumuz dosya ve görüşmemiz esnasında dile getirdiğimiz talep de tamamen böyle.

Meseleyi çoğunuzun bilmediğinden eminim; aslında çoklarınız ya da çoklarınızın birinci, en uzak ikinci dereceden yakınları bu meselenin mağduru olsa da ilk bakışta yabancıymış gibi gelen bir isimlendirme:

“Emeklilikte Yaşa Takılanlar!..”

Ne demek bu?...

Emeklisiniz ama “yaş” engelinden dolayı maaş alamıyorsunuz.

Emeklisiniz ama “yaş” engelinden dolayı “para yatırmazsanız” sağlık hizmetlerinden de faydalanamıyorsunuz.

İşe başvuruyorsunuz; “Kardeşim senin emekliliğin gelmiş, bu yaştan sonra işe mi başlayacaksın!” karşılığını alıyorsunuz...

Emekliliğe başvuruyorsunuz, “Kardeşim, yaşın daha 48, 49... Dört, beş sene daha bekle bakalım, çok gençsin!” diyorlar.

İşe girmek için “yaşlı”, emekli olmak için “gençsiniz.”!

Bu durumda olanlar, hiç prim yatırmasalar da “yaş şartını” yerine getirdiklerinde emekli olabiliyorlar.

Ancak, Anasol-Me, yani Ecevit-Bahçeli, Mesut Yılmaz koalisyonu döneminde IMF emriyle çıkartılan, “YAŞ” düzenlemeden dolayı “yaşlarının” dolmasını beklemek durumundalar.

Düşünün, devlet size “20 yıl prim öde, prim ödeme gün sayın da 5000 olsun emeklisin” demiş...

Sonra, maçın 89. dakikasında kural değiştirip, bir şart daha getirmiş:

“YAŞ’ını da doldur emekli ol!.”.

Emeklilikte yaşa takılanların çoğu devlete 7 bin, 8 bin gün prim yatırmış...

Yani 5 bin şartını neredeyse ikiye katlamış...

Ama emekli olamıyor!..

Daha doğrusu “emekli” de, maaş alamıyor!..

Bu durumdaki insanlarımızın çoğu işsiz, işi olanların çoğu kapı önüne konulma tehlikesiyle karşı karşıya, bunların bundan sonra ekonomiye de katkıları olmayacak.

Bir bölümü de, Allah geçinden versin; yaşının dolmasını bekleyene kadar dünyaya veda edecek.

•

Sayın Başbakan’dan talebim; “Bu durumdaki çok sayıda vatandaş için bir düzenleme getirilmesi...

Emekliliğini zaten hak etmiş olan bu insanların bedelsiz bir şekilde emekliye ayrılmaları bütçeye ağır yük getirecekse, makul bir günlük, yıllık bedelin tespit edilmesi... Çalışmaktan kopmuş olan bu insanların –bir bölümünün- piyasadan çekilmesinin sağlanması... Bu çekilmeden kaynaklanan boşluğu da gençlerimizin doldurmasının yani gençlerimize yeni iş imkanlarının meydana getirilmesi...”

Sayın Başbakan;

“Avustralya, bunun benzerini yaptı.

Belli bir çalışma süresini tamamlamış olanların tamamını emekliye ayırdı.

Emekli adam, alacağı maaşı yeniden piyasaya verdiğinden devletin bir kaybı olmadı.

Ayrılanların yerini, yenileri doldurdu, çalışan grubunun gençleşmesi sağlandı.

Aklın yolu bir...”

Ha bu arada;

Sayın Başbakan’a; bu konunun “Meclis içi muhalefet tarafından” her yerde istismar edildiğini de söylemiş bulundum.

Saygı ve sevgilerimle.

FACE-NOTUMUZ!..

Bu sütunda yer alan bazı konuların ayrıntılarına yer yetmezliğinden dolayı giremiyorum. Ayrıntılar için, bir süre önce açtığım http://www.facebook.com/serdararseven1 adresinde buluşabiliriz. Oraya da desteğinizi bekliyorum.






Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi