Bilal Şahan

Bilal Şahan

İlaç firmalarına 'mahalle baskısı' mı?

İlaç firmalarına 'mahalle baskısı' mı?

İLAÇ FİRMALARINA ‘MAHALLE BASKISI’ MI?

Devlet, koyduğu kuralı hem kendi uygulamıyor hem de uygulatmıyor.

Örnekleyelim.

İlaç sanayii, İlaç Fiyat Kararnamesine göre Avro’daki artışın fiyatlara yansıtılmamasından, eczacılar da fiyat düşüşlerinden kaynaklanan zararlarının ödenmesinden şikayetçi.
Birisini devlet yapacak, diğerini yaptıracak. Ancak hareket yok.

Geçmişten bugüne neler olmuş ona bakalım.

10 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı’nda eczacıların fiyat düşüşlerinden kaynaklanan zararının firmalar tarafından karşılanacağı belirtiliyor.

Ardında fiyatlar düşüyor, iskontolar artıyor, eczacı stok zararıyla karşı karşıya kalıyor.
Sektör için kararname yetmiyor, 17 Aralık 2011 tarihli Resmi Gazete’de SGK’nın tebliği yayımlanıyor. Kamu Kurum İskontosu’ndaki (KKİ) artıştan dolayı eczanelerde oluşan zararı firmaların ödeyeceği ifade ediliyor.
Bu da yetmedi. 14 Nisan 2012 tarihinde yapılan değişiklikle stok zararlarının 15 gün içinde ödenmesi zorunluluğu getirildi.

Eczacı , neredeyse Mayıs ayının ortasına gelinmiş olmasına rağmen hala Kasım ayındaki zararının karşılanmasını bekliyor. Kimden medet umuyorsa?

FİRMALARDAN “TIK” YOK

İlaç Fiyat Kararnamesine göre Avro’daki yükselişin fiyatlara artış olarak yansımasını bekleyen firmalar da haklı olarak şaşkına döndü. Fiyat düşüşüne mi, KKİ artışına mı yoksa eczacıların zararını karşılayacaklarına mı yansınlar bilemediler.

AİFD, İEİS,TİSD sürece ilişkin ortak açıklama yaptı. AİFD, bu ilişkilerin idari düzenlemelerle yapılmasına karşı çıktı.

İyi güzel de 2009 yılında kamuya taahhütte bulunduğunuz protokole ek olarak hazırlanan yeni maddelerde neden imzanız var o zaman?

Firmaların rekabet etmek için eczacıya verdiği ticari iskontoyu kamuya aktarmaya yönelik çalışma yapılmasına neden onay verdiniz peki?

Ek protokolde eczacıların stok zararlarının firmalar tarafından karşılanacağı yazdığı halde imzalayıp, sonra “sektörün birbirinden bağımsız üyeleri arasındaki özel hukuk ilişkilerini ilgilendiren hususlarda bu tür idari düzenlemeler yapılmasını, sektörün sağlıklı gelişimi için uygun bulmadığımızı belirtmek isteriz. “ demeyi nasıl tarif edeceğiz?

Sendikası, derneği, eczacının zararını üstü kapalı “ödemeyeceğiz” derse firmalar tek başına ne yapabilir ki?
Elime bir yazı geçti. AİFD üyesi Novartis, 6.1.2012 tarihinde TEB, eczacı odaları ve depolara gönderdiği yazıda zararı ödeyeceklerini hatta ek kamu kurum iskontoları SGK tarafından iptal edilen Neoral, Myfortic ve Certican isimli ürünlerinin 18 Kasım - 16 Aralık tarihleri arasındaki satışlarından kaynaklanan eczacı zararlarını karşılamak için de İEGM’den İTS kayıtlarını istediğini açıklıyor.
Ödeme var mı? Yok.
Firmaya “İTS yoluyla stok zararı bildiren eczacıların zarar bilgilerine ulaşılamamakta mıdır?” diye sordum. “Süreç devam ettiği için bu haber çalışmasında yer alamayacağımızı iletmek isterim.” cevabı aldım.
Novartis’in yazısındaki “… Diğer yandan olumsuz sektörel koşullardan benzer şekilde etkilenen paydaşlarımızın zorluklarını daha da arttırmamak ve kendileriyle dayanışma içerisinde davranmak sorumluluğunu da hissediyoruz” ifadeleri de enteresan geldi bana.

Şimdi;
İlaç sanayii arasında dayanışma mı var, yoksa mahalle baskısı mı?

İTS kayıtlarını firmalar istediği halde vermeyen sümen altı edenler mi var?

Rekabet Kurumu bu duruma ne diyor?

Kararname ve tebliğleri uygulatmayanlar, uygulamayanlar suç işliyor mu? Devletin otoritesi sarsılmıyor mu? Sorularına cevap bulmamız lazım.

Geçmişte ikide bir yanan otobüslerin üreticisi firmanın yöneticilerine tutuklama kararı çıkınca dönemin Başbakanı Ecevit’e TÜSİAD ve OSD mektup göndererek olaya bizzat müdahale etmesini istemişlerdi. “Acaba eczacıların zararını ödetmeyin isteği mi var?” diye de aklımdan geçmiyor değil hani?

Bu kadarı da fazla aklım, “One minute, one minute” sana.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bilal Şahan Arşivi

Tohum

18 Eylül 2014 Perşembe 13:33