Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu’nun dikkatine!..

Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu’nun dikkatine!..

Hayli zaman önce... “Terör faaliyetlerine destek verdiği” iddiasından dolayı, yakalanması için hakkında Kırmızı Bülten çıkarıldığı “söylenen” Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi ile Ankara Yenimahalle’de kendisine tahsis edilen bir “apartman”da buluşmuştuk.

•

Bir yazımızda da dile getirdiğimiz meselenin hikayesi şöyle: Ülkemizde kabul gören Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Hâşimi Türkiye’deymiş, hem de Ankara’da.

Kendisine en yakın bürokratlardan birine ulaştım; hanesinde Sayın Haşimi ile bir buluşma ayarladı.

(Görüşmeye eli boş gitmek istemedim.)

Gitmeden önce, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın dış ilişkilerini arayıp, “Ankara ve Bağdat belediyeleri arasında kardeşlik anlaşması olup olmadığını” sordum.

“Maalesef yok”muş.

Milli görev; Belediye’nin en tecrübeli Meclis Üyesi, güreş ve wushu (kung-fu) federasyonlarının başkanvekili Sayın Ahmet Tunç’u binbir ısrar buluşmaya getirdim.

Buluştuk.

Haşimi’den Irak’ın son durumu hakkında bilgi istedim. Kuzey Irak’ta yatırım yapanlar Bağdat’ın “hâl┠güvenlik sıkıntısı çektiğini söylerken, Sayın Hâşimi, “fırsatlara” dikkat çekiyor-du-.

ABD’nin yıkıp yaktığı bölgenin hızla “yeniden inşa edilmesi” gerektiğinden ve Iraklılar, kültürel sebeplerden dolayı Türkleri tercih ettiğinden, bizim işadamlarımız için orada muazzam yatırım imkanları varmış...

Sayın Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile uzun uzun Türkiye’yi de konuştuk.

“Sayın Erdoğan liderliğindeki Türkiye gerçekten hızla büyüyor. Bunu içeriden sizler bir fark ediyorsanız bizler dışarıdan bin” diyen Sayın Hâşimi, “Türkiye’nin yakaladığı istikrar ortamı, İslâm alemi için de büyük umut oldu” cümlesiyle örtülü bir “Lider Ülke Türkiye” mesajı verdi.

•

Evet, o gün bunları yazmıştık...

Bugün, “Kırmızı Bülten” tartışmaları da gündemde olduğundan bazı ilavelerimiz olacak.

Şöyle devam edelim:

Ankara-Yenimahalle’de bir adres verdiler.

Bir apartman, tamamı Haşimi’ye ayrılmış.

Kapıda, tam teşekküllüymüş izlenimi veren iki dev araç vardı; kurtlar vadisi gözlükleri ile iri yarı da beş altı adam.

Dış politika işlerine merakını bildiğim için beraberimde gelmesini teklif ettiğim dostum Ahmet Tunç’la birlikte kapıya yanaştık.

Kendimizi tanıttık. Yukarı aldılar.

Arap stili döşenmiş bir salona girdik.

Biraz sonra kendisini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’nin danışmanı olarak tanıtan zat geldi.

Gayet düzgün Türkçe konuşuyordu.

“Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız onbeş dakika sonra burada olacaklar. Biz de bu arada sohbet ederiz” dedi.

Danışman, hoş beşten sonra lafı, “İsrail meselesine” getirdi.

Bize bu konudaki fikrimizi sordu. Sayın Ahmet Tunç, Filistinlilere yönelik İsrail vahşetinden çeşitli sahneler aktardıktan sonra, İsrail’in terörist bir devlet olarak kanun, kural tanımadığını ve mutlaka hizaya getirilmesi gerektiğini söyledi.

Tarık el Haşimi’nin “Bağdatlı” Danışmanı, “Ben bu konuda size hiç katılmıyorum!” dedi.

Ve düpedüz “İsrail’i savunmaya” başladı.

İsrail, çözümden ve barıştan yana imiş ama Hamas provoke ediyormuş!!!

Filistinliler çözüm istemiyormuş!!!

Filan...

Ben, bu “Siyonist” tarzı yaklaşıma şaşırdığımı söyledim.

Sayın Ahmet Tunç da itirazlarını dile getirdi.

Danışman, söylenenlerin hiçbirini kabul etmedi; “Hamas’ınki de Müslümanlık değil!”e getirdi.

Ve hatta, Mahmut Abbas’ı bile “radikal”, “uzlaşmaz” çizgide bulduğunu, İsrail politikalarının takip edilmesi halinde çözümün mümkün olabileceğini söyledi.

Gerekli karşılıkları veriyordum ki, içeriden uyarı geldi: “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız gelmek üzereler!..”

Biraz sonra, gayet özenli giyimli bir bey girdi içeri. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile oturduk; sohbet ettik.

•

O görüşmede Tarık el Haşimi’nin söyledikleri normaldi ve Türkiye-Irak ilişkilerinin gelişmesine hizmet eder tarzdaydı.

Ama... En yakın danışmanının söyledikleri bizi huylandırdı!..

İsrail yandaşlığından rahatsız olduk!..

Tarık El Haşimi’nin “İsrail” yandaşı bir zat olduğunu zannetmiyorum ama “Lider”lerin etrafında bazen “Farklı ilişkiler içindeki” zatlar olabiliyor.

•

Evet...

Bugünlerde Sayın Erdoğan ve Davutoğlu’nun savunduğu Haşimi ile böyle bir karşılaşmamız oldu.

Devleti yönetenler elbette bizden çok daha iyisini bilirler.

Bizimkisi küçük notlar...

Belki faydası olur diye!..







Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi