Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Siyaset ve İslâmî yaşayışın buharlaşması!

Siyaset ve İslâmî yaşayışın buharlaşması!

17 Nisan 1993’te vefat eden Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünü, devlet de şüpheli buldu. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) da raporunda, “Vefatından bir gün önce Bulgaristan Büyükelçiliği’ndeki kokteyle katılıyor. Yorgun olmasına ve istememesine rağmen dâvete zorla götürülüyor. Özal’ın elçiliğe gelirken görüntüleri izlendi. Elçiliğe doğru yokuş yukarı yürüyor. Neden izin verildi?

Kokteylde limonata aldığı görüntülerden tesbit edilmiş. Ancak limonatayı veren kişi teşhis edilemiyor. Limonata mı, portakal suyu mu içti? İkramı yapan kişi kimdi?
Fotoğraflar ve filmler incelendiğinde kokteyle dâvet edilenlerden pek çoğu bilinmiyor. Çok sayıda bilinmeyen kişi cumhurbaşkanının dâvetli olduğu resepsiyona nasıl girebildi? Güvenlik zaafının sorumlusu kim?
Köşkteki garsonlar konuşmuyor ve aynı şeyleri söylüyorlar. Köşk’e ketum kişiler alınıyor. Sonraki araştırmada bunların seçiminde dikkat gösterilmediği anlaşılıyor. Bazılarının daha önce başka büyükelçiliklerde çalıştıkları ve borcu olduğu da ortaya çıkarılıyor. Garsonları kim seçti? Özal’ın kalp ve prostat ameliyatı olduğu Amerika’daki hastaneden sağlık raporları getirildi ve incelendi. Ancak GATA’da hiçbir kayıt yok. Cumhurbaşkanı’nın sağlık dosyası GATA’da neden tutulmadı?” (CHA, 28 Mayıs 2012.)
Daha bir sürü cevaplandırılmamış soru… Oysa, menfaat üzerine dönen canavar siyaset, merhum Özal’ın ölümüyle ilgili bizimkilere ne yakıştırmalar yaptırdı…
Bu gerçekler bilinmeli, anlaşılmalı ve o sorular cevaplandırılmalı.
Öte yandan Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı’nın “Özal’la birlikte İslâmî yaşayış buharlaştı” değerlendirmesi de bilinmelidir: “Son 20 yıldır, garip bir tezat, Turgut Özal’la birlikte İslâmî yaşayış buharlaştı Türkiye’de. Muazzam bir çağdaşlaşma baş gösterdi. Özal’ın böyle bir niyeti var mı, yok mu bilemeyiz. Zaten tuhaf bir şeydir, insanların niyetlerine göre şekillenmiyor her zaman. Niyet etmediğiniz bir istikamete de yönlendirebiliyorsunuz. (...)
“‘Özal’la İslâmî yaşayış nasıl buharlaştı?’
“Türkiye’yi çağdaşlaştırma hamlesinde Türkiye’yi geleneklerinden iyiden iyiye koparmıştır. Bu çağdaşlaştırma hamlesi, teknik deyişle, sermayeci dünyaya iyice bağlanması, kilitlenmesi anlamına geliyor. 1970’lerin sonu 80’lerin başında Avrupa ve Amerika müthiş bir sermayeci sürece boğulmuştur. Bunun iki kahramanı var. ABD’de Ronald Reagan, İngiltere’de de Margaret Thatcher. Bunlar 1960’larda tavsamaya yüz tutan sermayecilik düzenini yeniden ateşlediler. Türkiye’de de 3. ayağı oluşturan Özal dönemiydi. Sermayeciliğe ayak uydurduğunuz ölçüde çağdaşlaşıyorsunuz. Çağdaşlaştığınız ölçüde İslâm medeniyetine uzak düşüyorsunuz. Bu neredeyse matematik bir kesinlik şeklinde karşımıza çıkıyor.” (Konuşan: Emeti Saruhan, Yeni Şafak, 5.2.2012)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi