Faruk Çakır

Faruk Çakır

Sigara savaşını kazandık mı?

Sigara savaşını kazandık mı?

Türkiye, daha önce başlattığı ‘sigaraya savaş’ yolunda epey yol aldı. Her yıl 31 Mayıs, “Dünya Sigarasız Günü” olarak kutlanıyor. Başta Yeşilay olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu da bu günle ilgili olarak programlar yapıyor ve sigaraya karşı verilen mücadelede gelinen noktayı kamuoyu ile paylaşıyor.

Haliyle, Sağlık Bakanlığı da sigara ile mücadelede yol alınması için gayret sarfedenler arasında. Yapılan açıklamalara göre ‘tütün’le mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar neticesinde sigara içenlerin oranı yüzde 27.1’e gerilerken yasak olmamasına rağmen evde sigara içenler de yüzde 35 azalmış. (Star g., 1 Haziran 2012)
Bilindiği gibi Türkiye, 2008’de “Dumansız Hava Sahası” kampanyası başlattı. Bu kampanyanın hedefi, sigara içilen yerleri azaltmaktı. Bilhassa resmî kurumlarda bu yasak büyük ölçüde uygulandı ve milletten destek de gördü. Araştırmalara göre, bu mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar sonucu, Türkiye’de 2006 yılında yüzde 33.4 olan 15 yaş üzerinde sigara içme oranı, 2012’de yüzde 27.1’e gerilemiş.
Birçok hastalığa sebep olan sigaraya karşı toplumda oluşan tepkinin ardından sigara içenler bu musîbetten kurtulmanın yollarını aradı ve çok sayıda kişi sigara bırakma polikliniklerine müracaat etti. Herkes bilir ki, sigara içinler de bu alışkanlığın yanlış ve zararlı olduğunu itiraf ediyorlar. Muhtemelen hepimizin “Ah, şu sigarayı bir bırakabilsem” ya da “Sigarayı bırakabilsem kurban keseceğim” diyen eşimiz, dostumuz olmuştur. Bu bakımdan sigara içenleri kınamak değil, onların bu alışkanlıktan kurtulabilmesi için elimizden geleni yapmamız gerekir. Bu alışkanlıktan kurtulmanın bir yolu da ‘sigara içmeyen çevre’ye sahip olmaktır. Önüne gelene iyilik olsun diye sigara ikram eden bir çevrede yaşayan biri, bu alışkanlıktan kurtulabilir mi?
Uzmanların ifadesine göre sigara kullanımına bağlı hastalıklar dolayısıyla dünya genelinde yılda milyonu aşan sayıda kişi ölüyor. Türkiye’de ise yılda 100 bin kişi sigara ve ona bağlı sebeplerle vefat ediyor. Bütün ölümlerin yüzde 23’ünün sebebinin sigara olduğu hatırda tutulursa nasıl bir musîbetle karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılır.
Ancak “Sigarayla savaşta galip çıktık” diyebilir miyiz? Elbette çok mesafe alındı, ama ‘zafer’ ilân edebilmek için daha çok erken. Hele hele zafer sarhoşluğuna kapılıp, “Sigara alışkanlığı dert olmaktan çıktı” deyip bu mücadele gevşetilmemelidir.
Maalesef, göz önünde olan ‘kapalı mekân’lar hariç bu yasak büyük ölçüde delinmiş ve delinmek üzeredir. “Olur mu, büyük cezası var” diye kendimizi kandırmayalım. İstanbul’un pek çok ilçesinde, hele hele ara sokaklardaki kahvehanelerde bu yasak delinmiş vaziyettedir. Hiç kimse “Nerede, nerede?” diye sormasın. Merak eden, oturduğu mahallenin kahvehane ve benzeri yerlerin önünden bir aşağı, bir yukarı geçsin, içerdeki ‘duman’ı görsün! Hele hele içerisinin görünmemesi için özel kâğıtlarla camları kapatılan internet kafeler! Tamamen duman altı olmuş durumda. Buraların halen “dumansız hava sahası” olduğunu zannetmek çok yanıltıcı.
Bununla birlikte, “hiçbir yerde bu yasak uygulanmıyor” demiyoruz. Uygulanıyor, uygulayanları da tebrik ederiz, ama “gevşeme var, yasak deliniyor, dumansız hava bulutlanıyor” diye yetkilileri ikaz etmek istiyoruz.
Bir nokta daha var: Sigaraya karşı yürütülen mücadele, benzer şekilde alkollü içkilere karşı niçin yürütülmüyor? Sigara öldürür de alkollü içkiler öldürmez mi? Türkiye’yi idare edenler, “İçenler öldü de, içmeyenler ölmedi mi?” anlayışıyla hareket edemez ve etmemeli. Sigaraya karşı başlatılan ve büyük ölçüde başarılı olan mücadele, artan şekilde alkollü içkilere karşı da yürütülmelidir. İlk adım olarak da alkollü içkilerin gazetelerdeki reklâmlarına mani olunmalı. Sigaranın reklâmının yasak olduğu bir ülkede, alkollü içkilerin reklâmlarının yasak olmamasını izah edebilecek bir uzman, bir eğitimci, bir idareci, bir ilim adamı, bir sosyolog, bir güvenlik mensubu var mı?
Sigarayla mücadelede yol alındı, ama tehlike bitmiş değil. Sigarayla mücadele gevşemesin ve alkollü içkilerin reklâmları da engellensin, vesselâm...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi