Ayşenur devri bitti
Ayşenur Arslanın programının yayından kaldırılmasında hükümet baskısı ya da yaranma gayreti arıyorlar. Bunun için de birtakım örnekler veriyorlar. Bejan Maturu konuk ettiği için olabilir mi? Avni Özgüreli konuk ettiği için olabilir mi? İlla altında siyasî bir anlam arıyorlar.
Banu Güven işten atıldığında da aynı şeyi yazdık. Kimsenin aklına gelmiyor. Bu işler, artık değişen televizyon endüstrisinin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak işler olduğu için bitiriliyor. Efsane (!) Uğur Dündarın, yokluğunu hisseden oldu mu? Fırtınalar kopartılan Banu Güven, ekrana çıkmıyor da ne oluyor? Bir dönem gündem belirleyen Emin Çölaşan, sözüm ona hâlâ yazıyor bir yerlerde. Hangi yazısını ciddiye alıyoruz ki?.. Bitti artık, tükendi.. Uzatmanın anlamı yok.
TELEVİZYONCULUK YENİLENME İSTER
Yeni kurulmuş bir kanalda Cem Özere rastladım geçen gece. Laf Lafı Aşıyor diye bir program yapıyor. Özel televizyonculuğun ilk yıllarının en önemli TV figürüydü. İlyas Salman o programda sövdü memlekete, ressam olduğunu iddia eden bir kadın herkesin gözü önünde göğüslerini o programda fora etmişti. Öyle hatırlıyorum ben. Bir de Müjdat Gezen ile Cenk Korayın sulu sepken hallerini ilk orada görmüştüm. Dedim ya 20 yıl sonra yine çıktı karşıma. Biraz nostalji yapayım diye izledim, baktım yastık altı hikâyesi anlatıyor. 20 yıl önceki gibi. Hikâye, kıyıda durmuş denizyıldızlarını suya atan adamın hikâyesi. Bu denizyıldızı için fark eder ama diye biten ünlü hikâye. 20 yıl evvel yine Cem Özerden dinlemiştim. Şimdi televizyon dünyasından tasfiye edildiğinde bu kişi, hükümet benim için baskı yaptı derse ne kadar inandırıcı olabilir ki?..
KASET DEVRİ
Deniyor ki, şunu çıkarttı Ayşenur Arslan, bunu çıkarttı, bu yüzden son verildi programına.. Ayşenur Arslan çıkarttıysa 28 Şubatlık malzemeler çıkarttı zamanında. Ali Kırca ile birlikte Fethullah Gülen Hocaefendinin ipini çekmek üzere tertiplenmiş, servis edilmiş kasetleri yayınlayıp üzerinden kamuoyu oluşturmaya çalıştı. Çırkarttıysa kendisi gibi din düşmanı anchormanler çıkarttı; inançlara, değerlere sövdürdü. Çıkarttıysa, dindar, muhafazakâr, inanan, demokrat, liberal izleyecileri çileden çıkarttı. Yoksa çıkarttığı başka bir şey yok Ayşenur Ablanın..
YAYINDA KALSA OLMAZ MIYDI?
Efendim kimler kimler yapıyor, bir köşede de Medya Mahallesi programı yayınlanmaya devam etseydi ne olurdu? E olurdu. Adam gibi olsaydı olurdu. Ama Muhsin Kızılkaya gibi bir edebiyatçıyı, bir dil ustasını ezme gayreti, Mehmet Metiner gibi hem eski bir meslektaşını hem de mütevazı tavrı yüzünden herkese arkadaşça yaklaşan bir entelektüeli itibarsızlaştırma çabası, çıkartıp beğenmediği konuğu dövme alışkanlığı, demek ki artık televizyonculukta tutmuyor. Bir de sanki televizyonculuğu bir tek Ayşenur Arslan biliyormuş gibi bir tavır da doğru değil. Kendi programına sahip çıkamadığına göre, demek ki yaptığı yanlış bir şeyler var.
PATRON NE DİYOR?
Bir de her tasfiye olan medya mensubu suçu hükümete atacaksa, Aydın Doğan için çok üzülürüm. Ne kadar kişiliksiz bir adammış Aydın Doğan ki, Ankaradan gelen her telefonda bir kelle veriyor. (Doğanı savunacağım aklıma gelmezdi..) Bir hatırlatma yapmama izin verin.. En son Emin Çölaşan, nasıl da hükümet baskısıyla işsiz kaldığını anlatıp duruyordu Merdan Yanardağın programında. Derken Aydın Doğan bağlandı telefona.. Aslında Çölaşanı normal zamanından bir yıl evvel işten kovma kararı aldığını, ama konjonktürel olarak siyasi baskıyla işten çıkarma yaşandı algısı ortaya çıkmasın diye bir sene de fazladan çalıştırdığını açıkladı. Ne cevap verdi peki Çölaşan ona? Hiç tabiî ki.. Hükümete yakın yayın organlarından işten çıkarıldıkları için kıyameti kopartan arkadaşlar da dahil, lütfen hesabını patronunuza sorun. Bakın Ece Temelkuran sordu, Fatih Altaylı anlattı.. Şimdi Balçiçek İlter de, Amberin Zaman da, Doğan Medya Grubunu eleştirdikleri yazılarında Habertürkün ne kadar da özgür bir gazete olduğunu not düşmüşler yazılarının sonuna. Bir sene evvel Temelkuran özelinde Habertürkün hükümetin siyasi baskısıyla kelle verdiğini söyleyen arkadaşlar? Okudunuz mu?
Kalın sağlıcakla...