Abdullah Gül-Recep Tayyip Erdoğan?..
Hayret edersin; Dini Bütün kanallardan birine iki maydanoz çıkarmışlar, iki de salatalık, bir tartışma, sorma gitsin... Muhtemel Anayasa Mahkemesi kararına dair fikir (!) egzersizleri.
Beş yıl mı yedi yıl mı?..
Bu adamlar, iyi para kazanmayı biliyorlar...
Bildikleri başka bir şey de yok!..
Ergenekoncuların üzerinde ittifak ettikleri kanaat;
Anayasa Mahkemesi, kesinlikle Görev süresi beş yıl diyecek! İki ay sonra seçim var, o zaman görürsünüz aha bak, AKP karpuz gibi nasıl çatlıyo!..
Abdullah Gül, bir süredir kendisini seçimlere hazırlıyormuş...
Son zamanlardaki tavırları, vatandaşa yakın görünme çabaları buna işaret ediyormuş.
Üstelik;
Dış dünya, bilhassa da Amerika, Abdullah Gülü tutuyormuş.
Tayyip Erdoğan çok düşman biriktirdiğinden, bu işi götüremezmiş...
Anayasa Mahkemesi de dış dünyanın beklentilerine uygun karar vereceğinden, kesinlikle 5+5miş!..
Kesin kanaat:
Bir iki ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var!..
Böyle ulu orta sallıyor adamlar, karşılarındaki yeşilimsiler de spekülasyonlara ayrı hatlardan destek vermekte..
Diyorlar ki;
Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan karşı karşıya kalsa, kim yener?..
Oy birliği ile Abdullah Gül çıkıyor!..
Çocuk bunlar çocuk, Ergenekoncusu, hafif yeşili, çoluk çocuk!..
Öteden beri, yazdık, çizdik söyledik:
Cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıl ve yeniden seçilebilir...
Çünkü, o Meclis tarafından seçildi...
Millet tarafından seçilme imkan ve hakkını kullanmadı.
Böyle dedik...
Anayasa Mahkemesi Raportörünün görüşü böyle çıktı...
Ve karar da böyle:
Yedi yıl, yine seçilebilir...
Engel yok!..
Engel yok ama...
Var aslında; Sayın Recep Tayyip Erdoğanın hastalık gibi mücbir sebepten çekilmediği bir ortamda, Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığına aday olmaz.
Gül ile Erdoğan rakip olmaz!..
Olamaz!...
Bu aç tavuk hesabı; ikisi birbirine girerlerse, Ergenekon iktidara gelebilir!..
Anayasa Mahkemesinin kararı, bu ülkede her şeyin beklendiği gibi cereyan etme eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Beklendiği gibi; Sayın Erdoğan Keçiörenden Çankayaya taşınır...
Cumhurbaşkanı Partili olur.
Güçlü Devlet Başkanı, Zayıf Başbakan formülü işler.
Merhum Özal döneminde, Özal-Akbulut modeli, birtakım mahfillere takılmıştı, bu sefer gerçekleşir.
Bu düzgün hesapta göremediğimiz Sayın Başbakanın sağlık durumu.
Orada ciddi bir problem yoksa, kervan yürür!..
GAZİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK
SEÇİMİ VE DERVİŞ YILMAZ HOCA..
Evet, bu konuda iki yazı kaleme aldık...
Bizi takip edenlerin malûmları; Gazi Üniversitesi Rektörlüğü için 10 aday yarıştı.
Bunların biri 28 Şubatçı, 9u değişik tonlarda özgürlükçüydü.
Biz en özgürlükçü, en rahat, bilimle en barışık ve seçilmesi de en muhtemel isim olarak Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Devriş Yılmaz hocayı öne çıkardık...
Şu anda az farkla ikinci, özgürlükçü adaylar birbirini bu kadar bölmezse kesin birinci olur! Bölse bile az farkla ikincilik elde eder! dedik.
Nitekim...
Ve maalesef, hiç iddiası olmayan özgürlükçü adaylar seçime girip Derviş Hocanın oylarını böldü. Derviş Hoca, 28 Şubat zihniyetini temsilen çıkan adayın hemen arkasından, kıl payı ile ikinci oldu.
Üstelik; 12 oyunun iptal edilmesine rağmen kıl payı birinciliği kaçırdı.
Birinci olan ekip, üniversitede ancak yüzde 10u temsil ediyor.
İkincilik ise yüzde 90da.
Bir taraf topyekûn, tek adayla girdi yarışa; diğer taraf dokuz parça halinde...
Onca bölünmeye rağmen, Derviş Yılmaz, rektörlüğü hak ettiğini ortaya koyan bir performans gösterdi.
28 Şubat mı, özgürlükler mi?..
İdeoloji mi, bilim mi?
Gayri yukarısı bilir!...