R. Özdenören

R. Özdenören

Değişen Dünyanın Değişmeyen İlkesi: Adalet

Değişen Dünyanın Değişmeyen İlkesi: Adalet

Toplumsal olaylarda determinizmin (gerekircilik) geçerli olmadığı biliniyor. Aslında determinizmin doğa olaylarında bile geçerli olmadığı David Hume'den bu yana bilinmektedir. O, her gün doğan güneşin bir sonraki günde doğup doğmayacağından emin olamayacağımızı söylüyordu.

Bertrand Russell da aynı fikri kendine özgü bir ironi ile ifade ediyordu. Sahibinin her sabah kendisine yem attığını gören tavuğun bir sabah onu kesmek üzere yakaladığında geçireceği şok, toplumsal olaylarda determinizm beklentisi içinde olanların da başına gelir, diyordu.

Ateş tabiatı icabı yakar. Biz, onun her defasında yaktığını görmüşüzdür. Ne zamana kadar? Hz. İbrahim'in mancınıkla ateşe atılması anına kadar… O anda işler birden değişti: her zaman yakan ateş o anda yakmaktan vazgeçti. Yakmadı.

Her şeyin akış ve değişme halinde olduğu bilgisine artık herkes ortak çıkıyor.

Her sabah gözümüzü açtığımız dünyanın bir önceki günün dünyasının aynı olmadığını biliyoruz.

Peki, böylesi bir değişimin içinde değişmeyen, değişmeden kalan şey nedir? Hayır, ben buna değişmenin kendisidir demeyeceğim. Değişmeden kalan şeyin adalet olduğuna ilişkin bir ilkeyi öne süreceğim. İlahi adalet…

İlahi adalet ilkesi aslında belki her ân yenilenmekte olan tarihselliğin de sabitesidir.

Her defasında yakan ateşin yakmadığı anlar bulunuyorsa, bu, o temel ilkenin, adalet ilkesinin tecellisi olarak ortaya çıkıyor.

Zalimlerin her zaman galip gelmiş görünürken güneşin bir farklı doğuşunda adalet ilkesinin onların üzerinde de tecelli edebileceğinin çıplak gözle görülebileceği bir gün de gelecek demektir.

Kişilerin adil olup olmadığına inanmak başka adaletin ilkesine inanmak başka…

Kişiler adaleti tartmak üzere ellerinde bir terazi bulundurabilirler ve o terazide ölçümü ellerindeki yasaya göre yapabilirler. Ancak teraziyi tutan el yanılabileceği gibi ölçüt olarak kullanılan yasa da yanılabilir.

O zaman geriye yalnızca adaletin ilahi ilkesi kalır bakiye olarak…

Zalimler galip görünse de akışın nihai safhası onların mağlubiyetini ilân eder.

Ve mazlumlar mağlup görünmüş olsa da akışın nihai safhası daima onların galibiyetiyle sonuçlanır.

Kendime züğürt tesellisi aradığımı mı söyleyeceksiniz?

öyleyse tarihe bakın. Yakın tarihe bakın. İçinde yaşadığınız günün gelişmelerine bakın.

Tarihte iftira atılmış kahramanlara bakın. Kahraman olmadığı halde kahraman yerine konulanların haline bakın. İlahi adalet hiçbir yalanı ebedi olarak hükümferma kılmıyor.

Entrikayla, dalavereyle, zulümle ayakta tutulmaya çalışılan her ne varsa ilahi adaletin pençesi onları her zaman yerle bir etmiştir.

Nihai galip eninde sonunda daima adalet olmuştur: değişen dünyanın değişmeyen ilkesi budur! Onun tecellisini görmeye bizim ömrümüz yetse de, yetmese de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
R. Özdenören Arşivi