Belediye seçimlerinde ne olur, ne olmaz!..
CHPnin strateji taslağına baktım; yerel seçimlere çok büyük önem atfediyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu, AKP mutlaka oy kaybedecek. Hem de bu oy kaybı büyük olacak. Yerel yönetim seçimleri zaferi, iktidarımızın müjdecisi olacak! diyor.
Çifte sandık hesabıyla 2013 sonbaharında, normal takvim hesabıyla 2014 Martında yapılacak olan yerel seçimlerde birinci parti olmamız hiç de güç değil!..
Kemal Kılıçdaroğlunun sözlerini, Aç tavuğun darı ambarı rüyasına yormak mümkün.
Olsun, tedbirden zarar gelmez:
AK Partililer bu sözlere gülüp geçerken, Ellerinde bulunan yerel yönetimlerin durumuna baksalar ve memleketin geleceği açısından son derece kritik bir dönemeçte gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde oy kaybına uğramamanın çarelerini şimdiden arasalar çok iyi olacak.
Bu konuda bazı tespitlerim var da onun için böyle diyorum:
Son yerel seçimlerde, önemli sayılabilecek bir oy kaybı yaşandı.
Sayın Erdoğanın One Minute çıkışıyla iyice belirginleşen karizmatik ağırlığı, seçimden hezimetle çıkılmasını engelledi.
O yerel seçimler öncesinde, memleketi bir baştan bir başa dolaştık.
Tam 41 vilayete gittik; 150den fazla Başkan Adayı ile görüştük...
Birçok AK Partili Belediye Başkanı ile görüştük...
Özellikle dikkatimizi çeken şuydu ki; Belediye Başkanları söze kendi yaptıklarını değil de, Başbakan Erdoğanın ne kadar büyük lider olduğunu, ne kadar güzel One Minute dediğini söyleyerek başlıyor ve röportajlarda döne döne Başbakana geliyorlardı.
Yani...
Koca bir camia binmiş Sayın Erdoğanın sırtına; taşı babam taşı!..
Konya, Kayseri, biraz İstanbul, biraz Ankara, biraz Altındağ, Üsküdar, Esenler...
Ankaradan Pursaklar, Mamak iyi...
Keçiören iyi.
Çorum Belediye Başkanını beğeniyorum.
Malatya iyi...
Birkaç tane daha eklenebilir...
Az sayıda Başarılı Belediye yönetimi var; çok açık bir şekilde görülüyor ki, koca Meclis grubunu sırtında taşıyan Başbakan, Eski Bir Belediye Başkanı olarak, yerel yönetimleri de taşımak durumunda.
AK Partiyi sıkıntıya sokan dört dönem üst üste vekillik yapamama uygulaması, bazı önemli isimlerin belediye başkanlıklarına kaydırılmalarını sağlayabilir.
Bir ara, İzmir-Binali Yıldırım deniyordu; İstanbul-Egemen Bağış.
Kadir Topbaş ne olacak?..
Belki çokları Hadi ya, olmaz öyle şey! diyor ama Sayın Kadir Topbaş Partili Cumhurbaşkanı formülünde, Başbakan olursa, Bak sen şu işe! demem.
Ankarada Melih Gökçekin durumu muamma, her seçim öncesinde olduğu gibi, Bu sefer tamam! seslerini duyuyoruz; Sayın Gökçek, Son bir defa daha diyor.
Geçtiğimiz seçimde, Melih Gökçekin ismi zar-zor, uzatmalı olarak açıklanmıştı.
AK Parti içinde Melih Gökçeke ciddi muhalif olan bir kesimin etkin olduğu süreçte dengeleri değiştiren, Başkanın AK Partinin kapatılmayacağına olan inancını fiili dualarla göstermesi oldu.
(Bu nokta mayınlı, teğet geçiyorum.)
Bu seçimde de Sayın Gökçekin devre dışı kalmasını isteyen güçlü sayılabilecek bir lobi var; Belediye Başkan adaylarının açıklanacağı günlere doğru, Ankaranın gerilimi iyice artabilir...
Gaziantep, Tokat örneklerinde olduğu gibi yola devam etme isteğinde olup olmadıkları belirsiz belediye başkanları var, hatta Kayseri Büyükşehirin başarılı Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki bile böyle bir noktada olabilir!..
İzmirin, Eskişehirin mutlaka alınması gerekiyor, Ankarada Yenimahalle pisi pisine kaybedilmişti, onun geri alınması gerekiyor.
Bugünlerde pek konuşulmuyor ama yerel yönetim seçimleri, AK Parti ve Türkiye açısından bir Yarı Final anlamına gelmekte.
AK Parti oradan başarılı bir sonuçla geçemezse, final maçını oynayamaz!..
Geçerse, AK Partinin de Türkiyenin de yolu açık!..