SIRA ÜNİVERSİTLERDE DEMİŞTİK
Süheylâ, sana söylememiş ve 14 Ocak 2012de, Yeni Akitteki yazımızda Sıra Üniversitelerde dememiş miydim?...
İşte şimdi sıra üniversitelere geldi ve eski YÖK başkanı Kemal Gürüz ve 2 YÖK üyesi, 28 Şubat soruşturması ve darbecilik-çetecilikten dolayı sorgu-suale alınıyor. Alınmasaydı yanlıştı zaten.
Hiçbir şeyden haberi yokmuş hazretin
28 Şubat da neymiş?... 28 Şubatta o namaz kılıyormuş; masummuş
Sen 28 Şubatın sivil generali gibi hareket edeceksin
Bir emirle üniversitelere girişte katsayıyla oynayıp binlerce genci mağdur edeceksin
Baş örtülü kızları üniversitelere sokmayıp hayatlarını karartacaksın
İmzasız ve mesnedsiz mektuplarla öğretim üyelerinin işlerine son verdireceksin
Tehditlerle ve telefonlarla rektörleri harcamaya kalkacaksın
Zamanın hükûmeti ile kavga edeceksin
(Böyle bir şey yok deme!... Rektör Fığlalının yazdığı mektubun bir kısmı internette var.) Brifing brifing koşturacak, darbe şakşakçılığı yapacaksın
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Tandoğanda Ordu Göreve pankartının altında, ikna odası mûcidi adaşınla, dişlerini göstere göstere güleceksin
Bu saltanat hep böyle devam edecek mi zannediyordunuz?...
İşte, gün geldi keser de döndü, sap da döndü ve yasalar yakanıza yapıştı
Şimdi verin bakalım YÖK partisi gibi davranıp kamu parasıyla siyaset yapmanın hesabını!
Hiiiç Biz naaptık ki savcı bey? ayaklarına yatmayın. Zulmettiğiniz insanların ahı tuttu sizleri
Genç kızların gözyaşları, sel oldu da darbecileri boğuyor şimdi.
Diploma denkliği vermediğiniz gençlerin âhı tuttu sizleri.
Hani o Üniversitelerarası Kurulda dışlayıp konuşmadığınız rektörler vardı ya, onların âhı tuttu sizleri.
Meslekten edilen akademik personelin âhı tuttu sizleri.
Bir emirle üniversite kapılarını yüzlerine kapattığınız masum Anadolu gençlerinin âhı tuttu sizleri.
Organize bir hareketle dünya tarihinin en büyük para cezasına çarptırılan Akit çalışanlarının âhı tuttu sizleri.
İnanın, bizlerin artık hiçbir şey yapmasına, hiçbir şey yazmasına gerek yok
Bu âhlar sizi boğacak!
Atalarımız doğru söylemiş: Alma mazlumun âhını, çıkar kanırta kanırta!...
O zamanlar YÖKten gelen birkaç yazıyı hatırlıyorum. (Keşke fotokopisini alıp saklasaymışım.) Yazının birinde, Yardımcı Doçent ve Doçent olarak alınacaklara dikkat edin. Şeraitçi ve bölücü olabilirler diyordu yazıda. Hadi, bölücüyü anladık; nerdeydi bu şeraitçiler? Hem, Yardımcı Doçent ve Doçent alırken dikkat edecektik de, Profesör alırken niçin bunlara dikkat etmeyecektik? Profesörler, sizin tornanızdan mı geçmişlerdi; sizlere mi benzemişlerdi?
Öteki yazıda, Hollanda İslam Üniversitesi ve o zamanki rektörü Ahmet Akgündüz ile asla ilişki kurulmaması, buradan alınacak diplomaların asla denkliğinin kabul edilmeyeceği yazıyordu. Bu iki evrak da YÖK arşivinde var. Şimdiki YÖK üyeleri bulup çıkarsınlar ve kamuoyuna açıklasınlar.
Eski YÖK Başkanı Mr. Gürüz (Onun zamanında Mr. Pürüz dendiğini kulaklarımla duydum ama ben öyle demiyorum.) ve iki üyenin sorgu-suale alınması henüz başlangıç
Bu da dalga dalga tabana kadar yayılacak
Daha duruuun!... YÖKten başlayıp rektörlere, üniversite yöneticilerine ve öğretim üyelerine kadar ineceeek!...
Bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat süreci 2002de bitmedi
Tam tersi, 2002den itibaren kriminal bir safhaya evrildi ve YÖK bir siyasî parti; rektörler de bu partinin il başkanları gibi hareket etmeye başladı. Yal diye önlerine makam konan ve her yal verdikçe havlayan köpekleri bile vardı bunların.
Albayları Balbayları üniversite üniversite dolaştırdılar. Güya gençliği harekete geçireceklerdi. Gençler akl-ı selimlerini kullandılar ve bu oyunlara hiç gelmediler ama bazı akademisyenler, her hıyar gösterene tuzla koşar gibi, meydan meydan dolaşıp darbe ortamına zemin hazırladılar. Rektöre sahip çıkmak, cumhuriyete sahip çıkmaktır. deyip Van yolunu tutanlar
Tandoğanlarda, Çağlayanlarda, Gündoğdularda, birer tekstil ürünü haline getirdikleri şanlı bayrağımızla çetecilere arka çıkanlar
14 Mayıs Cuma günü, bir gün önce çıkan 11 maddelik YÖK kanunu değişikliği için devlet parasıyla meydanlara koşanlar
Bizler Üniversitelere Özgürlük bildirisini imzaya açıp binlerce imza topladığımızda, 2 Şubat 2008 günü Üniversitelerde Türbana Hayır mitingleri düzenleyerek akademisyenleri zorla mitinge götürmeye çalışanlar
Demokratik adımlar atıldıkça Anıtkabire gidip salya-sümük ağlayanlar
Gün, hukuka hesap verme günü!...
Mr. Gürüz ile başlayan üniversite sorgu-suali, tabana kadar dalga dalga yayılacak. Çünkü, her biri kendini kurtarmak için bülbül gibi şakıyacak ve müteselsilen, en küçük halkaya kadar darbeci-çeteci ve 28 Şubatçı zincir çözülecek.
***
İspiyoncu öğrenciler ayarlayıp hocalarını fişlettiren ve şikâyet ettirenler!
Haldun Tanerin Sanchonun Sabah Yürüyüşü adlı hikâyesini derste işleyen hocayı, Öğrenciyi asker ve polise karşı kışkırtıyor diye dilekçeler verip akademisyen fişleten ve güya askeriyeye selam çakan akademisyen kılıklı sözde ideologlar!...
Hiçbir şey bulamadıklarında, insanlara ahlaksızca iftira atarak harcamaya çalışanla alçaklar!...
28 Şubat zihniyet ve sürecine karşı dimdik, kaya gibi duran birini yıpratıp yıldırmak için hakkında bir sürü soruşturma açtıran mevzi değiştiriciler!...
Öğrencisinin yazdığı kitabı, Bunlar şeriatçilik yapıyor. Atatürk ilke ve inkılâplarına karşı geliyor. diyerek YÖKe şikâyet edip insanların ekmeğiyle oynayanlar!
Son derece objektif olarak yapılan yurt dışı sınavlarını kazanıp giden gençleri, şeraitçi diyerek apar topar geri çağırıp hayatlarını zindan edenler
Askerle, telefonda konuşurken bile esas duruşta durup bilimsel duruşu terk edenler!...
Hukuka hesap verme gününüz yaklaşıyor. Ne kadar mevzi değiştirip mevkiler elde etseniz de, yüz binlerin âhı ve göz yaşı sizi boğacak.
Sizlere kol-kanat geren mavi boncukçu âmirleriniz varsa, hiç direnip sizi kollamaya kalkmasınlar; yoksa onlar da darbe destekçiliği yapmaktan dolayı hukuktan yakalarını kurtaramazlar.
İşte şimdi keser döndü sap döndü; gün geldi, hesap döndü
Darbeci-çetecilerin işi tamam
Yargı, hukukî ve demokratik zemine oturdu.
Medya haylidir sallanıyor; yakında demokrasi çizgisine gelir
Geriye kalan sadece üniversitelerdi. Şimdi o iş de tamam oluyor ve inşallah bundan sonra Türkiye demokrasi düzlüğüne çıkıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.