“Bıyık altından gülüyor!..”
Duydunuz; Sayın Abdüllatif Şener “parti kurmaya karar verdiğini!..” nihayet açıkladı.
Ben de… “Şener ne yapar, tutar mı, tutmaz mı” türünden sorulara muhatap oldum.
Efendim; hafta sonunu Saadet Partisi Bursa İl Gençlik Kolları’nın davetine icabetle geçirdim…
Azimli, gayretli ve kaliteli Başkan Ali Molla Salih’in Sefa-i Saadet adını verdiği bir “teras” ortamı var…
Bursa ayaklarınızın altında;
Bugünün depolitizasyon ortamında “kalabalık” sayılabilecek bir topluluğa hitap etmeye çalıştım…
Konferans öncesinde ve sonrasında…
Ve dahi; ertesi gün Uludağ’da gerçekleştirilen Milli Görüş pikniğinde; zaman zaman Abdüllatif Şener de geldi gündeme…
Biz oralardayken; Sayın Şener “parti kuracağını” açıklamıştı…
Bu, birlikte olduğumuz Milli Görüş mensupları tarafından önemli sayılabilecek bir haber olarak algılanmış olmalı ki… Bolca soru geldi…
Biz de… Bir dolu mevzu arasında Sayın Şener’in “başarı şansı”nı da değerlendirdik…
öncelikle; Bülent Ecevit’in ahir ömründe “birincilik” elde edebildiği, bir konjonktür ülkesinde, Abdüllatif Şener gibi bir Parti Genel Başkanı’nın “sıfır şansa” sahip olduğunun “garanti edilemeyeceğine” vurgu yaptık…
Evet, sıfır değil ihtimal…
Ya ne kadar?..
Bu; hedefe bağlı…
Ben, öyle “ilk seçimde birincilik” gibi bir hedefe sahip olduğuna kâni değilim…
Açıkça ifade etmese de… Bu ortamda “barajı aşabileceğini” düşünüyor olmalı…
Ya da… Söylediklerinden böyle düşünüyor olduğunu çıkarttım, hissettim, algıladım vesaire…
O ne düşünürse düşünsün… Biz kendi gözlemlerimiz ve tahminlerimize göre değerlendirmede bulunuruz…
Bursa’da da onu yaptık…
Dedik ki; “Sayın Şener’in muhafazakâr olması bir avantaj. Devlet tecrübesine sahip olması da öyle… Yolsuzluk yaptığına dair bir bilgi de yok elimizde… Bu da, aksi ispat edilinceye kadar avantaj hanesine yazar.”
-Ya dezavantajlar?..
“Vatandaş onu ne kadar sempatik buluyor, bilemiyorum. Gittiğim yerlerde bir söz duyuyorum, hakkında. Vatandaşın, ne kadar dikkatli olduğunu, tavırları ne denli iyi süzdüğünü gösteren bir söz.”
-Ne diyor vatandaş?..
Abdüllatif Şener’den bahsederken en çok ‘Bıyık altından gülüp duruyor’ lafını kullanmakta vatandaş.
-Bir güvensizlik mi var?..
“‘Bıyık altından gülmek’ deyiminden başka bir mânâ çıkmaz. Ben Sayın Şener’i güvenilmez bulanlardan değilim. Demek ki imaj yönetiminde, tavırda bir sıkıntı var.”
-Şener, merkez sağda yeni oluşumdan bahsediyor, bir boşluktan ve bu boşluğun doldurulması gereğinden bahsediyor?..
“Merkez sağ eşittir hırsızlık algılamasını yabana atmamak lazım. Merkez sağın bugüne kadarki önde gelen isimlerini bir göz önüne getirin. Aile fotoğraflarını filan!.. Bunları çağrıştıracak bütün kavramlardan uzak durmak gerek.”
-Türkiye’nin yeni bir siyasi oluşuma ‘ihtiyacı’ varmış… Abdüllatif Şener bu ‘ihtiyacın’ karşılığı mı?..
“Bakın; Ergenekon gündemi var. Sayın Şener, tutuklamalara ilişkin değerlendirmelerini en azından ‘darbe karşıtı’ söylemle ortaya koyabilir. Bunu yapmak yerine; Ergenekon aleyhinde yazılanların çoğunun doğru olmadığını vesaire savunuyor. Hayali yakıştırmalardan filan bahsediyor!.. Ne yakıştırması?.. Birtakım tehlikeli adamlar, Başbakanları, yargı mensupları katliamı planlayabilen gözü dönmüş oluşumlar, ‘Genç subayların rahatsızlığından’ bahisler, ‘Menderes’in başına gelenleri’ hatırlatmalar, 27 Mayıs darbesini övmeler filan!..” Bunlar ortada ve Sayın Şener…”
-Ergenekon’a sert çıkmıyor…
-Ergenekon’a değil, darbelere sert çıksın yeter. Hayır, bunu yapmıyor. Birtakım yerleri ve özellikle de kendisinin Cumhurbaşkanlığı için uygun olduğunu söyleyen o çevreleri rahatsız etmekten özenle kaçınıyor!.. Ben, bu tür ‘Türkiye’de bazı kurumların etkinliğini de yadsımamak lazım’ türünden, biraz Mehmet Keçeciler vâri, biraz Cindoruk vâri-Demirel vâri tutumların siyasi başarıya götüreceğini zannetmiyorum. Şener konuştukça Tayyip Erdoğan büyüyor.
•
Şener’in “çıkışına” ilişkin sorulardan biri de garip: “Sayın Şener’in yolu Milli Görüş’le kesişir mi?..”
Birkaç Milli Görüşçü sordu… Niye sordu anlamadım, kafalardan geçen neydi?..
Bir ara… Başbakan Yardımcılığı döneminde, “Milli Görüş’e geçiyor, Hoca ile görüştüğü öğrenildi” yollu asparagas haberle çıkmıştı manşete!..
Belki de oralardan kalan bir sorudur, karşılığını şu cümlelerle verdim:
“Hayır, hiç sanmıyorum. Sayın Şener, Milli Görüş’ün bütün söylediklerinin altına ‘kalben’ ve ‘fikren’ imza atsa da… Milli Görüş’le birlikte hareket etmenin, esas mesaj vermek istediği çevrelerin gözünden düşmesine sebep olmasından çekinir. Milli Görüşçüler ise, Sayın Şener’in son altı-yedi yıllık çizgisinin birlikte çalışma zeminini ortadan kaldırdığını düşünür!..”
•
Evet… Sayın Şener; Milli Görüş’le olmaz.
“Merkez Sağ” dediği, vatandaştan destek bulması artık mümkün olmayan bir “kirli imaj!..”
“Marksizmle nostaljik bağlantısı” da soldan destek almasını sağlamaz!..
En azından şu an için;
Ekonomi çevrelerinin ve bilhassa esnaf tarafından umut bağlayabilecekleri bir “iktisatçı” olarak da öne çıkartılamaz…
Milliyetçi oyların adresleri de belli…
Hal bu ise oylar nereden gelecek?..
Zor!..
Sayın Şener; mevcut durum itibariyle “siyasi başarıyı” kendisinin ve ekibinin “gücünden” değil de… Konjonktürün 80’lik Ecevit’e bile birincilik gösterebilen “gücünden” bekliyor olmalı…
Siyaset, siyasallaşmış yargının kararıyla darmadağın olursa… Bu dağınıklıktan istifade bir şeyler gelebilir!..
Sayın Şener; ekibiyle, programıyla, projeleriyle göz dolduran bir “lider” olarak öne çıkabilseydi… Ne iyi olurdu…
Yazık ki, “Bıyık altından gülüşü”yle anılıyor, bütün bunlardan ziyade…
Sayın Şener; “Bıyık altından gülen fırsatçı politikacı” nitelemesini hak etmiyorsa da…
Maalesef, hâli hazırdaki algılama böyle!..