Serdar Arseven

Serdar Arseven

Piyasada para yok, risk büyük!..

Piyasada para yok, risk büyük!..

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, kısa bir süre önce “çek uyarısı”nda bulunmuştu:

"Çekte hapis cezasının kaldırılması bir boşluk meydana getirdi. Mayıs ayında karşılıksız çıkan çek adedi 83 bin 80’e ulaştı. Ne yazık ki son iki yılın zirvesi. 2012 yılının toplamındaki rakam ise 344 bin 196. Bu ne demektir? Geçen yılın aynı dönemine göre karşılıksız çek oranı yüzde 56,4 oranında artmış. Ciddi risklerle karşı karşıya kalabiliriz. Bu rakamlar artık çekte tehlike çanlarının çaldığını ifade ediyor. Acilen tüccarı güvenceye alacak bir mekanizma hayata geçirilmeli.”
¥
Evet…
Geçen yılın aynı dönemine göre karşılıksız çeklerde yüzde 56.4 artış.
Piyasada para yok.
Herkes birbirini sallıyor; piyasa karşılıksız kağıtlarla dönüyor…
Ya da döner gibi yapıyor!..
Bununla birlikte “makro” gelişmeler de iyi gibi…
Ekonomi, bu yılın ilk üç ayında yüzde 3.2 büyüdü.
Beklentiler yüzde 2 civarındaydı, bu açıdan bakıldığında bayağı iyi bir rakam…
Ancak, büyümenin içeriğine baktığınızda tablo biraz sıkıntılı bir görünüm arz ediyor.
Büyümede, iç talebin bir etkisi yok.
Hatta iç talep daraldı, büyümeyi kurtaran ihracattaki ve kamu harcamalarındaki artış oldu.
Avrupa piyasalarındaki sıkıntının gittikçe arttığı bir dönemde, ihracattaki artışın ne kadar devam edebileceği meçhul.
İç talepteki daralmanın devam edeceği ise aşikar.
Hane halkı tüketiminin büyümeye katkısının 2012’nin ilk çeyreğinde sıfır olması buna işaret ediyor.
Bir iç piyasa daralması bu, iç piyasada stok!..
Daralma devam edecek, piyasadaki para sıkıntısı daha da artacak.
Türkiye, cari açığın kontrolüne yarayabilecek bir “büyüme yavaşlamasına” yönelmiş durumda.
Yüzde 3.2’lik büyüme oranının anlamı:
Çin’den sonra en fazla büyüyen ülke olma durumumuz ortadan kalkmış oluyor.
Estonya, Polonya, Slovakya gibi bazı gelişmekte olan Avrupa ülkeleri ilk çeyrek itibarı ile bizden daha fazla büyümüş durumda.
Sayın Ali Babacan, büyümenin yavaşlamasının kaçınılmaz olduğunu ifade etmişti ama “büyümedeki düşüş hızı” biraz fazla gibi.
ASKON Başkanı Mustafa Koca’nın hatırlattığı rakamlar önemli:
“Büyüme hızı 2011’in ilk çeyreğinde 11.9 olarak gerçekleşmişti. Sonrasında, yüzde 9.1, yüzde 8.4, yüzde 5.2 oranlarını gördük. 2011 yıl ortalaması ise yüzde 8.4 oldu. Şimdi de yüzde 3.2’lik bir oran. Düşüş hızlı, dikkat etmek gerek!”
¥
Türkiye, önümüzdeki döneme, piyasalardaki risk alma iştahını azaltması kuvvetle muhtemel gündem maddelerinin baskısı altında girecek.
Yaz tatili, Ramazan derken kısa süreli rehavetin ardından gündem iyice bastıracak.
Öne alınması muhtemel yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı, Yeni Anayasa, Güneydoğu sorunu, Öcalan’a ev hapsi gibi konuların girdabındaki vatandaşlar, beklemeyi tercih edecek.
Bankalardan çekilen boyu aşkın kredilerin ve kredi kartları borçlarının geri ödenmesi yolundaki çabalar, harcamaları daha da kısacak.
“Batı” ekonomilerindeki olumsuz gelişmelerin, ihracatımıza fren yaptırma ihtimali de yüksek.
Demek oluyor ki…
Zor, çok zor bir döneme giriyoruz…
Piyasalar açısından iyi olmayacak ama okuyucularımıza “Ayak-Yorgan” dengesine daha fazla dikkat etmeleri tavsiyesinde bulunalım.
Dikkat!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi