Bugün seçim olsa
Genarın son yaptığı araştırmaya göre; bugün seçim olsa lider ve aldığı puanda ciddi bir değişiklik yok.
Son genel seçimlerde koyduğu % 50lik barajın altına hiç inmedi AK Parti. Bugün de rakamlara bakacak olursak % 51.1i görüyoruz. Ancak en yakın takipçisi CHP açısından ciddi sorun var. Kurultay sürecine girilen CHPde, daha evvel % 26lara gelmiş olan değer, %24.5 seviyesine inmiş durumda. Hiç Deniz Baykalın ben % 40lık parti bıraktım ya da Mustafa Sarıgülün o oyların % 7si benim benzeri çıkışlarını dikkate almayın. Oy CHPnin oyudur ve partinin direksiyonundaki isim Kemal Kılıçdaroğludur..
YENİ CHP
Kılıçdaroğlu, 70lerde Ecevitin yaptığına benzer, partiyi ortaya doğru kaydırma taktiği işletiyorsa (-ki Kürt sorunu konusundaki tutumu biraz bunu gösteriyor) mayın tarlasına dalmış demektir. Zira anlaşılan o ki, katı ulusalcı laik Kemalist oylardan bir kısmı ile vedalaşacak, fakat yerine (belki daha da fazla) sosyal demokrat oy kazanacak demektir bu. Ancak her ne olursa olsun, bu bir süreç. Belki bu ankette % 24.5 çıktı, yarın başka bir ankette % 20nin altına da düşebilir. Ama derdini doğru anlatmaya başladığı andan itibaren sürpriz beklemek lazım..
HER ŞEY MHPYE YARIYOR
MHPnin ankette oyu % 12.4 çıkmış. Bana sorarsanız az bile çıkmış. Özellikle Kürt sorunu konusundaki CHP-AK Parti ittifakı, Leyla Zana ve Mehmet Öcalan ile yaratılan yeni havanın, MHPye üç-beş puan artısı olacağını sanıyorum ben. Hele birkaç iyimser analizin ardından gelecek provokatif büyük çaplı bir eylemin, MHPde Bahçelinin hayal bile edemeyeceği sonuçlar aldıracağını sanıyorum. Zira biliyorsunuz MHP, yaptıklarıyla değil, yapmadıklarıyla oy topluyor. Mesela CHPnin çözüm davetine katılmayarak. Bir de kendi iradesi dışında gelişen hadiselerle. (Kıbrıs, terör vs..)
KAÇ BDP VAR?
Genarın anketinde BDPnin oyu % 6.6 çıkmış.. Bunun ilk okuması Zana sürecinin sonuna doğru ya BDP barajı aşacak bir partiye evrilecek ya da siyaset sahnesinden silinip gidecek şeklinde olabilirdi.. Ancak gelişmeleri dikkatle takip ettiğimizde BDPnin de, ona oy veren seçmenin de karar aşamasında olduğunu görmemiz gerekiyor. Çok açık ifade etmek lazım ki, Selahattin Demirtaşın; Leyla Zana bizim partimizin üyesi değil sözünün sosyolojik bir geçerliliği yok. Harekete, davaya kim gönül vermiş, canını-hayatını kim koymuş? diye sorulduğunda, bir Demirtaş-Zana kıyaslaması yapılmaz bile.. Dolayısıyla bundan sonra, PKK eksenli siyaset yapan hareket, çözüme endeksli politikalar geliştirmeyen, muhafazakâr siyasetçileri tasfiyeye hazırlanıyor olabilir. Buna tasfiye değil de ayrışma dersek belki daha doğru olacak. Çok kısa bir zaman içinde sert muhalefet yapan BDPlilerin bile Zana çizgisine gelmeye başlamasıyla Kürt BDP seçmeni, karar aşamasına gelecek. Burada kastettiğim Şerafettin Elçi ya da Kemal Burkay gibi başka siyasi hareketlerin liderleri değil. Doğrudan doğruya PKK eksenli siyaset yapan hareketin içinden, kimilerinin Şahin dediği kesimden, çözüme doğru kaymalar olacağını göreceğiz..
KASTEDİLEN BU BDP DEĞİL
Hatırlatmak isterim, 22 Martta açıklanan Kürt sorunu çözüm stratejisinde; İpleri İmralının ve Kandilin elinde olmayan, demokratik yollarla seçilerek Meclise gelmiş, siyasi inisiyatifi kullanabilecek parti veya partilerle muhatap olunacak diye bir ifade geçiyordu. Ben de bu ifadeyi bu sütunda analiz ederken, burada BDPden söz edilmiyor demiştim. Bu sözümün arkasındayım. Bugünkü koşullarla bu planda işaret edilen siyasi hareketin BDP olmadığı çok açık. Ama Zana sürecinin sonunda ortaya çıkacak yeni rüzgârı iyi takip etmek gerekiyor. Kürt sorunu çözüm stratejisinde kastedilen yapının, Burkay ya da Elçi liderliğindeki partiler de olmadığını göreceğiz galiba. Kalın sağlıcakla..