Resul Tosun

Resul Tosun

'Şefkatsiz ve otoriter laiklik'

'Şefkatsiz ve otoriter laiklik'

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, içişleri bakanıyken de laiklik ilkesini tartışmaya açmış ve devlet finansmanıyla cami inşa edilebilmesi için, 1905 yılından bu yana yürürlükte olan laiklik yasasında değişiklik yapılmasını savunmuştu. Ancak bu girişime yeterli destek bulamayınca, konuyu cumhurbaşkanlığı programına eklemekten vazgeçmişti.

Şimdi ise ülkenin cumhurbaşkanı olarak aynı konuyu tekrar gündeme getirdi ve laikliği laik eğitimi sorgulamaya başladı. Dedi ki: “Laikliğin, Fransa'yı Hıristiyan köklerinden ayırmaya gücü yoktur. Bunu yapmaya kalkıştı. Yapmaması gerekirdi. Tarihinin dini, manevi ve ahlaki mirasını görmezden gelen bir milletin kendi kültürüne karşı suç işlediğini düşünüyorum. Kökü çekip atmak, milli kimliğin çimentosunu zayıflatmaktır.”

Sizi bilmem ama Sarkozy'nin bu açıklamasını duyunca benim aklıma hemen Besim Tibuk geldi.

Siyaset tarihimizin en gerçekçi, en cesur ve en renkli simalarından biriydi. Görüşlerine herkes katılıyor ama kimse oy vermiyordu. Demek ki ben bu işi başaramıyorum diyerek bir fazilet örneği daha sergileyerek genel başkanlıktan ayrıldı.

Hemen her konuda olduğu gibi laiklik konusunda da Türkiye gerçeklerine uygun tespit ve teklifleri vardı. Laikliğe karşı değildi ama Türkiye'deki uygulanış biçimiyle doğru bulmuyor hatta laik kelimesinin dahi “hoşgörü” ile değiştirilmesini ve tartışmalara son verilmesini teklif ediyordu.

1996 ya da 97 yıllarındaydı tarihi tam hatırlamıyorum, bir gün mesleğin duayenlerinden ömer Lüti Mete beyle genel başkanı olduğu LDP'ye gittik. Uzun bir sohbet ve uzun bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşiyi o dönemde sahibi ve yayın yönetmeni olduğum Yörünge dergisinin kapağından verdik. O uzun söyleşide söz sırası laikliğe geldiğinde, “laiklik bize Fransa'nın attığı bir kazıktır” demişti. Fransız laikliğinin çok katı olduğunu en büyük hatamızın laikliği Fransa'dan almış olduğumuzu, Fransa yerine İngiltere ya da diğer Avrupa ülkelerinden birinden alsaydık ülkemizde bugün yaşanan ve bitmek bilmeyen laiklik tartışmasının olmayacağını anlatmıştı.

Fransa'nın en yüksek mevkiini işgal eden Sarkozy'nin yukarıdaki açıklamasını duyunca Besim Tibuk beyin aklıma gelmesi bundandı. Zaman Besim Tibuk'u Fransız Cumhurbaşkanının sözleriyle bir kez daha doğrulamış oldu.

“Doğru sahiden de şefkatsiz ve otoriter bir laiklik, Fransız laikliği.”(Balçiçek Pamir Sabah 28.11.2004)

Bizim şansızlığımız ise laikliği dünyanın bu en şefkatsiz ve otoriter örneğinden almış olmamızdır.

Tabii bu şefkatiz ve otoriter laikliğin bir de savunucuları var. Sarkozy'nin bu açıklamasına karşı sosyalist ana muhalefet partisi ve kimi çevreler sert tepki verdi.

Tıpkı bizde meclis başkanı Bülent Arınç laikliğin tarif edilmesini istediği zaman gösterilen tepki gibi.

Fransa'dan kopyaladığımız şefkatsiz ve otoriter laikliğin Türkiye gerçekleriyle barışık hale getirilerek güncelleştirilmesine öyle sert tepkiler verildi ki anayasa çalışmaları yapan sivil heyetler bile ilk dört maddeyi dışarıda bırakarak faaliyet gösterdiler.

Cumhurbaşkanı seçilince eşinden boşanmasıyla ve Türkiye'nin tam üyeliğine muhalefet etmesiyle Türk basının gündemine çok hızlı ve olumsuz bir imajla giren Sarkozy laiklikle ilgili görüşlerini açıklayarak da dikkatleri üzerine çekmiş oldu.

“Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir doğma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır” tavsiyesinde bulunan Atatürk Nicolas Sarkozy'nin 21. yüzyılda keşfettiği gerçeği 20 yüzyılın başında görmüş ve özeleştiri yaparak demiştir ki, “Laikiz dedik, dinle ilişiğimizi devlet olarak kestik. Cumhuriyetiz dedik, rejimimizi tehlikeye düşürmemek için saltanat devrini kötüledik, kazanılmış büyük zaferleri bile birkaç satırla geçiştirmeye başladık. Latin harflerini aldık, yeni kuşakları binlerce yıllık geçmişinin hazinesinden yoksun bıraktık.”(Atatürk'ün Fikir kaynakları, Milliyet 15 Kasım 1974)

Bilim ve aklın ışığında laikliğin yeniden tarif edilmesinden ve güncelleştirilmesinden ülkeye bir zarar gelmez.

Anayasa çalışmalarında bu gerçeği gö-zardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi