CHP, yaşlı parti!.. Kurultaydan...
CHP Kurultayına damga vuran dönüşme, değişme, yenileşme laflarına atıfta bulunduğumuz dünkü yazımızı şöyle bitirmiştik:
Mâbâdı devlete dayamak, üretmeden tüketmek dışında bir kabiliyeti olmayan, zihnen yaşlı, ruhen pörsük kitlelerin temsilcisi olarak bugünlere kadar azalarak gelen CHP, bitene kadar böyle gidecektir.
CHPdeki yaşlanmayı dünkü Kurultayda net bir şekilde gördük.
Bir tuhaf kitle bu; salondaki on bini aşkın vatandaş, genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlunun konuştuğu bir saat boyunca hiç bağırmadı, slogan atmadı.
Neredeyse hiç bayrak sallamadı; üç beş alkış duyduk birkaç ıslık.
Teker teker konuştuğunuzda da görüyorsunuz ki, bunlar kahir ekseriyetiyle tuzu kuru vatandaşlar, kurultaya gelen ve salonun beşte birine denk gelen kadınların büyük bir bölümü yaşlı ve makyajlı, konuştuğunuzda yirmi yıl evvelki CHP kadınıyla bugünkü arasında fark olmadığını görüyorsunuz.
Hâlâ, sıkmabaşlar memleketi ele geçirdi lafları hakim.
CHPli kadınlardan biri de o delikanlı tavrı ile hayli farklı bir görünüm arz eden Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler.
Elli yaş civarında bir Boşnak kızı, sağlam konuşuyor...
Tam da bizim ifade ettiğimiz gibi, değişim, dönüşüm, yenileşme laflarının CHP gerçeğini yansıtmadığının altını çiziyor.
CHP değişmez!..
Delikanlı Kadın Birgül Ayman Gülerin dedikleri şu ki özetle:
CHP, Kemalizmden asla ödün vermeyecektir. Bugüne kadar uyguladığı ve uygulanmasını teşvik ettiği laiklik anlayışından asla ödün vermeyecektir. CHPnin değiştiği, laiklik anlayışının esnediği gibi iddialar, sağ basın tarafından öne sürülmektedir. Sağ basın gerçekleri değil de, gönlünden geçenleri yazmaktadır. CHPnin kemalizm ve laiklik anlayışında değişme, esneme olduğunu söylemek, bu yönetime haksızlık etmektir!..
Neyse ki, biz böylesine büyük bir haksızlığa imza atanlardan değiliz.
CHPnin ve Kemal Kılıçdaroğlunun hakkını tam olarak teslim edenlerdeniz.
Birgül Ayman Gülerin dediği gibi, CHP aslında değişmeyecek ve gelişmeyecektir.
Kurultay yazısında Genel Başkan konuşmasına atıfta bulunmamak büyük eksiklik olur ama...
O da bir şey demedi ki!..
Yenileşmeden filan bahsetti ama yeni olan bir şey bulamadık söylediklerinde.
Ergenekon Terör Örgütü sanıklarını savundu, yargının baskı altında olduğunu, aydınların ve türkücülerin iktidardan korktuğunu, laiklikten ödün vermeyeceklerini filan söyledi.
Ya da aslında yeni olan hiçbir şey söylemedi ve böyle olduğu halde vatandaşa Oy verin bize Türkiyeyi cennet yapalım size vaadinde bulundu.
Öyle ki;
Sıkı CHPli olarak bildiğimiz ve son zamanlarda CHPdeki değişim çabalarına dair övgü dolu yazılarına şahit olduğumuz Yalçın Bayer bile Ne değişimi, konuşmasında değişim filan görmedim! demek zorunda kaldı.
Kurultayda gözler Deniz Baykaldaydı.
Sayın Baykal, salona küçük bir coşku ile gelen Kemal Kılıçdaroğlunu alkışlamayanlar arasındaydı.
Kongrenin havasını nasıl buldunuz, coşku nasıl? yollu sorulara cevap vermemeyi tercih etmesi de manidardı.
Bu arada...
CHPnin yeni isimlere yönelme arayışlarına tepki de dikkat çekiciydi...
CHPli yazarlardan birinin Mehmet Bekaroğlunun partiye gelmesi sözkonusu oldu ne diyorsunuz? şeklindeki soruya verdiği karşılık doğrusu ayıp kaçtı.
CHP çöplük değil ki! şeklindeki sözlerinden dolayı bu meslektaşımızı kınadığımızı belirtir, bu sıcakta böylesine anlamsız bir Kurultay gerçekleştiren CHP yönetimine teessüflerimi bildiririm.
A dur, Kemal Kılıçdaroğlunun kürsüden inmesinden bir saat sonra Önder Sav da geldi.
Gideyim yanına!..