Sistem değişmeden olmuyor
Daha hür ve daha demokrat bir ülke olmak için bazı adımlar atılıyor, ama bu adımlar sistemin değişmesine yol açmadığı için kalıcı neticeler vermiyor. Meselâ, Avrupa Birliği üyeliği yolunda geçmişte 10a yakın reform paketi açıklandı, fakat yine de arzu edilen noktaya gelinemedi. Bu arada, son yıllarda AB üyeliği yolundaki adımların iyice yavaşladığını da hatırlamak lâzım.
Daha hür, daha adil ve daha demokrat bir ülke olmakta ülkemizde yaşayan her bir ferdin menfaati var. Bu bakımdan daha adil bir ülke olma yolunda atılacak adımlar desteklenmeli. Daha adil bir ülke olma yolunda cesaretle adım atılmadığı zaman problemler birikiyor ve iş, içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Sözgelimi, silâhlı kuvvetler mensupları için kurulan OYAKın (Ordu Yardımlaşma Kurumu) ekonomide olması gerekenden daha ayrıcalıklı bir yapıya salip olduğu neredeyse çeyrek asırdır tartışılır. Yarım asır önce kurulan bir kurumun çeyrek asırdır tartışılmasının sebebi ise milletin bu hususta bilgilendirilmemesidir. Zaman zaman hatırlattığımız olmuştur: OYAKın banka sahibi olduğu yıllarda (1990 öncesi) bir vesile ile bazı iktisat doçentleri ile sohbet etme imkânı olmuştu. Çoğunun böyle bir bilgiden haberleri yoktu. Aynı şekilde o dönemlerde gazetelerin ekonomi muhabirleri de bu konuda bilgisizdi. Bir firmanın fabrika açılışına giderken konu ekonomi muhabirleri arasında tartışma konusu olmuş ve çoğu muhabir bu bilgiyi ilk defa duyduklarını söylemişti. Tabiî ki bunun sebebi, OYAKın o tarihlerde sahip olduğu bankanın az şubeli olmasıydı ve ayrıca bu bilginin itinayla gizlenmesi de söz konusuydu.
Uzmanların ifadesine göre OYAKın konumu açık, şeffaf, normal bir ekonomik sisteme uygun değil. Öyle ise gelinen noktada bu yanlışın düzeltilmesi lâzım. Gerçi OYAK yetkilileri bu iddiaları ekseriyetle inkâr ediyorlar, ama uzmanlar da her fırsatta iddialarını dile getirmekten geri kalmıyor. O halde bu meselenin açıklığa kavuşmasında fayda var. Ehil olanlar bu meseleyi incelesin ve hakikat ortaya çıksın...
Haberlere bakılırsa OYAK tartışması sınırlarımızı da aşmış durumda. İlgili haberde şu bilgiler var: Amerikanın Sesi Radyosunun internet sitesinde yer alan bir haber yorumda OYAKın geleceği masaya yatırıldı. Haberde Türk hükümetinin, Türkiyenin en güçlü kurumu Silâhlı Kuvvetleri siyasetin dışına ittiği, şimdi ise sıranın OYAKa geldiği iddia edildi.
Bahçeşehir Üniversitesi siyaset bilimcilerinden Cengiz Aktar, ordunun ekonomik gücünün de üstüne gidilmesinin hayatî olduğu görüşünde. (OYAKı) Askersizleştirme uzun bir süreç diyen Aktar, ordunun malî ve hukukî ayrıcalıklarını kaldırmadan bu sürecin tamamlanmayacağını söylüyor. (Konu ile ilgili olarak konuşan) Lale Kemal, OYAKın kimseye hesap vermeyen, dokunulmaz yapıya sahip olması; askerî egemenliğin sona ermesi ve Silâhlı Kuvvetlerin tam anlamıyla sivillerin idaresine geçmesi konusunda Türkiyenin önünde daha uzun yol olduğunu gösteriyor diyor.
(www.ntvmsnbc.com, 25 Temmuz 2012)
Türkiyede yaşayan İngiliz uzman Gareth Jenkinse göre ise bu iyileştirme çalışmalarını bekleyen bir tehlike var. Şirketler OYAKtan ayrılmaya başladıkça, bu şirketlerin sermayelerinin de iktidara yakın kişilere aktarılabileceğini ileri süren İngiliz uzman, Son birkaç yıl içinde Türkiyede gördüğümüz şey; sistem aynı, ama yönetici seçkinler değişiyor demiş. (agy.)
Sistemin değişmediği, yönetici ve seçkinlerin değiştiği tesbitine her halde itiraz eden olmaz. Yeni zenginlerin en azından bir kısmının, geçmişte de olduğu gibi devlet eliyle zengin olduğunu kim inkâr edebilir? Elbette devlet bazı insanların cebine para koymuyor. Ama ortada bir rant transferi olduğu, yanlış sistemin eskisi gibi isim ve resim değişmesiyle devam ettiği ortada.
Sistem doğru düzgün olursa arızalar daha erken tesbit edilir ve çareleri de bulunur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.