Basit hesaplar…
AK Parti’nin Meclis’e taşıyıp, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na Başkan yaptığı Zafer üskül;
“Kartel”den destek arıyordu…
Bu desteği elde etmek için:
1-Dindarları mağdur edeceksin;
2-Bu kesimin, hak ve özgürlük ihlallerine ilişkin başvurularına ilgi göstermeğini gözler önüne sereceksin;
3-Sapık cinsel faaliyetlerin alenileşmesi, yasallaşması için mücadele vereceksin;
Ve tabii…
4-Vakit gazetesine cephe alacak, sağda solda ve bilhassa “kartel” mensuplarıyla muhabbetlerinde; Vakit aleyhinde konuşacaksın;
Ve dahi…
5-Anayasa Mahkemesi’ne verdiğin savunma metninde; “Vakit gazetesinin beni sevmediği ortada. Benim gibi, laikliğe bağlılığını Vakit’le kapışmak suretiyle gözler önüne sermiş bir adamı nasıl olur da siyasi yasaklı hale getirirsiniz” yaklaşımını sergileyeceksin!..
•
Hepsini yaptı, zât-ı âlileri…
Mesela; kartelin hedef gösterdiği bir dindar öğretmen mi var…
Ya da bir cami görevlisi mi?..
üskül, saldıranların ön safında:
“Cezasız bırakılmamalı!..
Mümkün olan en ağır cezaya çarptırılmalı!..
Ve hatta… Gerekiyorsa…
Memuriyetten atılmalı!..”
Suçlananlar hakkında “kesinleşmiş” bir karar yokmuş, suçluluğu ispatlanana kadar her birey masummuş, bu evrensel ilkeye rağmen suçlayıcı beyanlarda bulunmak “yargısız infaz” olurmuş…
Değil mi ki, hedefte “kartel”e “şirin görünmek” var!..
Hukukun, adaletin ne önemi var!..
•
Hatırlarsınız; Kozan’da, kompozisyon yarışmasını kazanan Tevhide Kütük adlı hanım öğrencinin ödülünü alması birtakım kendini bilmez kamu görevlileri tarafından engellenmişti.
Kamuoyu, hanım öğrencinin hakaretlerle sahneden indirilmesini protesto ederken, bir meslektaşımız, “İNSAN HAKLARI” inceleme komisyonu başkanı Sayın Zafer üskül’e “Bu konu hakkındaki düşüncelerini” sorduğunda…
Basın toplantısında, kameralar önünde…
“Meselenin o an için gündemlerinde olmadığını” ifade etmişti, Sayın üskül!..
•
“Homo”lara gelince…
Meseleyi biliyorsunuz; lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, homoseksüel…
Bilumum “iyi aile çocuğu” varsa bir araya gelmiş…
Pozisyonlarının “Kanuni güvenceye” kavuşturulmasını talep etmekte…
E, halleri bu…
Edecekler de…
AK Partili Zafer üskül’ün orada işi ne?..
Hadi gitti diyelim;
Kürsüye çıkıp, yukarıda “unvanlarını” sıraladığım “şey”lere; “yanlarında olduklarına” dair güvence vermenin mânâsı ne?..
Akla gelen;
“Homo”lara vesaire pas uzattığınızda…
“Kartel”in gönlünü almış…
Ve tabii…
Desteğini elde etmiş olursunuz!..
Nitekim; öyle de oldu bir zaman…
üskül’ü göklere çıkarttılar, “eş cinselle olmayan arasında ayrımcılık yapmadığı” için!..
•
Evet...
Az zamanda büyük işler başarmıştı AK Partili Zafer Bey!..
Başarmıştı da…
Yeterli miydi?..
“Hayır değildi…”
“Biraz daha gayret etmeliydi!..”
Ve malûm; bu düşüncenin gereği olarak, Anayasa Mahkemesi’ne verdiği savunma metninde tuttu
“Vakit’ten” bahsetti…
“Anayasa Mahkemesi’nin Necdet Sezer tarafından atanan üyeleri Vakit’ten nefret ederler. Ben de Vakit’le aramın iyi olmadığını dilekçemin görünen bir yerine monte edersem, işe yarar!.. Yasaklı hale gelmemi engeller” diye düşünmüş olacak…
Ve tabii…
Bu davranışının da “kartel”in hoşuna gideceğini!..
•
Evet…
Bütün bunlara ve çok daha fazlasını yaptı;
“Kartel”e “hoş” görünmeyi hedefleyerek…
Lâkin…
Heyhaaaat!..
Bunca çabası, maalesef işe yaramadı!..
Dünkü kartel gazetelerinde “üskül’ü hedef alan ifadeler” dikkat çekiyordu…
Şu, Ergenekon davasından tutuklanan ve tahliyesinden bir süre sonra ölen Kuddusi Okkır’ın davası var ya…
Adalet Bakanlığı açıkladı, Okkır defalarca tam teşekküllü hastaneye gönderilmiş…
Gerekli ihtimam fazlasıyla gösterilmiş…
Ve dahası, hasta tedaviyi reddetmiş!..
Mukadderat;
Kanserden vefat.
üzücü, bir o kadar da sıradan bir olay…
Bizim Zafer üskül de, hafiften “ortada insan hakları ihlali olmadığını” filan ima eder tarzda konuşunca...
Başta; Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın; “seviyeli” yazarı M. Yakup Yılmaz olmak üzere…
Bir giydirmece ki; Felaket!..
“Siyaset insanı ne kadar değiştiriyor”muş!..
“Siyaset böyle bir şey”miş!..
“Zafer Bey elini vicdanına koymuyor”muş!...
Vicdansızlık ediyormuş!..
Haydaaa…
Sayın üskül’ün onca çabası, gitti mi boşa!..
Sen “homoların” toplantısına koş…
“Güvence” ver!..
Dindar kamu görevlilerini hedef al;
Hedef göster!..
Vakit’i çekiştir, Anayasa Mahkemesi’ne kadar şikâyet et!..
Gitti mi boşa; bunca emek, bunca gayret!..
Hooops…
Gülme gülme…
İbret al…
İbret!..