Kendi Din ve Medeniyetine Düşman Bir Nesil
Kendine, yani kendi din ve medeniyetine yabancılaşma, hatta düşman kesilme gerçeği var ya, işte irtidatın, dinden dönmenin, kafir olmanın kaynağı burasıdır.
Böyle söyledik mi bazılarınca aşırı dinci oluyoruz. Bizi böyle suçluyor, ayıplıyor ve aşağılıyorlar.
Oysa biz kim, aşırılık kim! Oysa onlar da bizi muhafazakarlık ile suçluyorlar. Hatta gerçekten aşırılır, tekfir bile ediyorlar. Örneği aşağıdaki yorumlarda çok geçti
Bırakınız bu katımızda beş para etmez ithamları, bırakınız da gerçeği söyleyiniz, yazdıklarımız, sorduklarımız ve verdiğimiz cevaplar hakikat değil mi? Söylediklerimiz yalan mı?
Böyle demeye dilleri varır mı?
Hayır!
Söylediklerimiz aynıyla olan gerçeklerdir. Bunu yalan sayan insan olamaz. Yani bu ülkede insanlar zorla, en azından kendilerine danışılmadan İslam Medeniyetinden çıkarılmış, kafir veya laik dinsiz Batı Medeniyetine girdirilmiştir.
Yalan mı?
Eğer yalan denilirse, o zaman biz de yeni sorular sorarız. Bizde soru çok. Bu bolluktan övünmüyoruz. Keşke olmasaydı ama şimdi cevap versinler bakalım: Onlara göre bu ülkede en büyük ve birinci sorun nedir?
Seksen yıldır yeri göğü inlettikleri o meşhur kelime ile irticadır. Öyle değil mi?
Peki, irtica nedir?
Bize göre irtica dedikleri İslam Dininin ta kendisidir. Gerici, yobaz mürteci de Müslümanın ta kendisidir.
Böylece onlara göre, Batı medeniyetine girmekle ülkedeki bütün kurum ve kuruluşlarını kaldırdıkları ve her şeyi ile yasakladıkları İslamı, bütün bütün yok etmek istedikleri İslamı yeniden gündemlerine alan, onu öğrenmeye ve yaşamaya çalışan her kişi mürtecidir, her faaliyet de irticadır.
Ve bu anlamda yeniden İslama dönüş, yeniden dini yaşayış, ülke için en büyük tehlikedir.
Bu o kadar açık seçik bir çıplak gerçektir ki, muhafazakar demokrat diye kendini tanıtan, dinci olmadığını, dinsel milliyetçiliğe karşı olduğunu, şeriat getirme çabalarının olmadığını, laikliği kabul ettiklerini her fırsatta söyleyen, üstelik AB girmek için çalışıp didinen bir partinin iktidara geldiği ilk günden beri, asker, yargı, üniversite ile bir kısım medya ve sanayiciler el ele vererek, darbe teşebbüsüne geçmişler.
Maksatları dincilerden devleti kurtarmakmış.
Yalan mı bu?
Yüzde doksanbeş ile gelseniz de sizi iktidar yapmayız meydan okumaları yalan mı?
İşte Ergenekon davaları, işte dile gelen açıklamalar, ele geçen belgeler, Genel Kurmay Başkanının itirafları vs.
Ya 28 Şubat Post Modern Darbesinin gerekçesi?
Daha sayalım mı?
Say say diyorsanız, gelecek yazıyı beklemeniz gerekir. Zira bugünlük yazımız haddini buldu.
Hadi inşallah!