Hasan Doğan’ı rahat bırakın!
Hasan Doğan kardeşimiz çok genç yaşta vefat ederek önce ailesini, sonra yakın dostlarını ve de futbol kamuoyunun salt seyirci kısmını büyük üzüntülere boğdu. Bunların başında da ben geliyorum. önce insan olarak, sonra da futbolun en tepesindeki kişi olarak üzüntümüz çoktur. Ancaaaaak…
Evet, ancak merhum Doğan’ın, ahiretten şöyle seslendiğini duyar gibiyim: “Ne yapıyorsunuz beyler… Ayıp oluyor… Ben daha işimin çok ama çok başındaydım… Beni ülke futbolunun en büyük yöneticisi yaptınız… 143 günlük mini mini bir icraat dönemi böyle büyütülür mü? Ben daha bir ligi başından sonuna kadar üstlenmedim ki…”
Gerçekten ayıp oluyor… Hele hele dünkü yetmelerden birinin, Fortis Türkiye Kupası’nın adının Hasan Doğan Kupası olarak değiştirilme teklifini tam anlamıyla ülke futboluna, ülkenin eski başkanlarına ve de Hasan Doğan’a hakaret olarak yorumluyorum… Estağfurullah beyler!
Siz futbolun zır cahilleri; Orhan Şeref Apak diye birini tanımıyor olabilirsiniz ama, en azından öğrenmeniz gerekir… Siz Hasan Polat diye birini tanıyor musunuz? Siz Kemal Ulusu diye birini tanıyor musunuz? Siz Şenes Erzik diye birini tanıyor musunuz? Allah’tan Haluk Ulusoy’u biliyorsunuzdur… Mafyaya karşı ülke futbolunun parasını korumuş, futbolun değerini, hesaptan çok anlamam ama yılda 250 milyon eurolara kadar tırmandırmıştır.
Şimdi size bunların yaptıklarından bir demet sunayım da, utanabilirseniz utanın bakalım… Orhan Şeref Apak, bu ülkede futbolu ülke sathına yayan ilk adamdır. Yani Türkiye Deplasmanlı Futbol Ligi’ni kurup hayata geçirmiştir… Yani bugün bu lig varsa, onun eseridir… Hasan Polat, futbola saygınlığı getirmiş, devlet ve hükümet kanatlarının müdahalelerinden futbolculuğundan gelme ağırlığı ile dik durabilmiştir. Kemal Ulusu, bir sabah ansızın Türkiye üçüncü Ligi’ni hayata geçirebilmiştir. Yani futbol daha geniş kitlelere yayılmış, terörün şehirlerde dolaşması da dolaylı yoldan yavaşlamıştır. Şenez Erzik, maç yayınlarını havuza sokarak büyük bir keşmekeşin sonunu getirmiş ve böylece kulüpler televizyondan para kazanmaya başlamışlardır..
Utandınız mı? Peki, merhum Doğan ne yapmıştır?… Ana Statü’nün hazırlanmasında çaba göstermiştir… Bir takım projelerin üretilmesi için çalışmalar yapmıştır… Futbolun bütçesine yeni sponsorlar ekleyerek, tavana yaklaştırmıştır… Peki, başında olduğu federasyon bilgisizce, nasıl olup da, Aurelio’yu Fenerbahçe’nin malı ilan edebilmiştir… Şimdi Aurelio nerededir? Ya hakem kıyımlarına ne demeli? Düdüğünü elinden almak istedikleri, hatta aldıkları Bülent Demirlek, UEFA’dan görev aldıysa, neden bir şeyler yazamadınız? Yani henüz işin çok başındaydı… Artıları, eksileri henüz hesaplanabilecek durumda değildi… Sakın bana Avrupa üçüncülüğünü göstermeyin, yoksa hiç yapmadığım gibi Ulusoy’u Dünya üçüncüsü olarak gösteriveririm… Başarıda payları yok mudur? Tabii ki vardır. Ama hepsi onların mıdır? Eminim ki, merhum Doğan bu buram buram yağcılık ve yalakalık kokan yayın ve yayımlardan rahatsız olmaktadır… çünkü ben onu böyle tanıdım…
Evet, siz dünkü çocuklar; Haddinizi bilin! Yukarıdaki eski başkanlar için ne düşündüğünüzü, doğrusu çok merak ediyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.