Yeni CHP'nin vitrini 'Dersimli Hüseyin!'
Yeni CHPnin Tunceli milletvekili Hüseyin Aygünün, 2011 seçimleri sırasında PKKnın nasıl terör estirdiğini söylediğini yazmıştık. Sözleri aslında suç duyurusuydu. Bunları diyen H. Aygün kaçırıldıktan sonra adeta PKKlı oldu çıktı.
Stockholm sendromundan bahsedilir. Vikipediyi açtım baktım:
Stockholm sendromu, rehinenin kendisini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan terim.
Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan sendrom, ismini 1973 yılında İsveçin başkenti Stockholmde yaşanan bir olaydan almaktadır. Banka soyguncusu tarafından altı gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler. Stockholm sendromu birçok rehine olayında yaşanmıştır.
Böyle biri daha var: Kadri Gürsel diye bir gazeteci... PKK, adamı 1995te dağa kaldırdı, bir ay yanlarında gezdirdi... Şimdi onların tezlerini dillendiriyor.
Zaten PKKnın başıyla görüşen, kıyısından geçen PKKlı olup çıkıyor. İsmet İmsetten bahsetmiştim. İslâmcı bir gazetemizin gözdesi Koray Düzgören, o gazetede milleti epey zehirledikten sonra ayrıldı, çok geçmeden PKKnın yayın organlarında boy gösterdi.
Hele zamanında Abdullah Öcalanla Şamda ve Bekaada görüşüp taban yalayanlar, Kandile çıkıp Murat Karayılanın Mekapına yüz sürenler, gâvurun kılıcını sallıyorlar!
***
Ne oldu birden Hüseyine... Zaten PKK paralelinde düşündüğü için mi, yoksa uzun zamandır çıkamadığı, çok özlediği Dersim dağlarında Munzur Babanın nefesi çarptığı için mi, nedir, Karayılanı, Bahozu bile sollayan PKK çerçevesi çizdi.
Sürekli Bahoz Erdalla görüşüyorlardı. Bahoz, kaçırıldığım için gruba kızdı. Dağdayken bombaları izliyorduk. Çok dikkatli davrandılar. Beni kaçıran 6-7 kişilik gençlerdi. Ankaraya barış ve ateşkes mesajı vermek için eylem yaptık dediler. Eve dönmek istiyorlar. Keşke bu toplumda yer alsalar da üniversitede okusalar. Bırakırken sarıldılar, öptüler, Bu kardeşlerini unutma abi dediler.
Göz yaşartıcı manzara... İnanılır gibi değil ama PKKnın amacını bilmiyormuş gibi, alabildiğine hissî konuşuyor ve devletin onları anlamadığını, barış istemelerine, ateşkes taleplerine kulak tıkadığını demeye getiriyor.
***
Hüseyin Aygün, Yeni CHPli olmadan önce EMEP diye bir partiye üyeymiş. Açılımı Emek Partisi. Ben de yeni öğreniyorum. Baktım, PKK ile aynı paralelde bir parti... Kandil ne istiyorsa onlar da onu istiyor...
Yalnız bir şeyi merak ettim... O gençler ne Kürtçe, ne Zazaca, ne Arapça biliyorlar. Bahoz Erdal hangi dille haberleşiyordu militanlarıyla? Türkçe mi?..
Hüseyin! Her şey bir tarafa da bu merakımı gider.
Telefonunu bekliyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.