Misafirlerine taş atmak, sadece ayılara mahsustur!
Atalarımız, bu konuda Zeytinyağı gibi üste çıkıyor derler... Bir de şöyle derler: Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış!
Ev sahibini bastıran yavuz hırsızlar kimlerdir?.. Kimler, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışmaktadır?
Son günlerde, medyanın gündeminde bir tek konu var...
Bir tarafta Akit, diğer tarafta da solcu liberaller ve onların kuyruğuna takılan yanaşma İslâmcılar!..
El ele vermişler, Akite saldırıyorlar.
Peki, ne yapmış Akit?..
Hedef göstermiş!
Kimi?..
Cengiz Çandarı!..
NİYE SADECE CENGİZ ÇANDAR?
İyi de;
Akitin haberinde hedef gösterilen(!) tek gazeteci Cengiz Çandar değildi ki...
Şemdin Sakıkın bombardımanına uğrayanlar arasında Hasan Cemal de vardı, Mehmet Altan da!.. Aysel Tuğluk da vardı, Mihri Belli de...
Ama, ne hikmettir bilinmez;
Solcu liberaller ile meşruiyet kompleksi yaşayan yanaşma İslâmcıların başlattığı Akite saldırı kampanyası sadece Cengiz Çandar üzerinden yürütülüyor.
Merak ediyorum;
Akit, sadece Cengiz Çandarı mı hedef gösterdi(!) ki, o öne çıkarılıyor!..
Diğerlerini adam yerine mi koymuyorlar yoksa hedef gösterilecek kalitede mi görmüyorlar?..
Siz olsanız sormaz mısınız?..
Niye sadece Cengiz Çandar?..
Niye diğerleri yok?..
Mesela Hasan Cemal ve Ahmet Altanı hedef gösterilenler(!) arasında saymamak, onları adam yerine koymamak anlamına gelmez mi?..
Ahmet Altan ve Hasan Cemalin yerinde ben olsam, kıyameti koparırdım;
Listede ben niye yokum?.. Benim hedef gösterilmemi(!) normal mi karşılıyorsunuz ki, listeye beni almadınız?
Bunu demediklerine göre;
Bir yamuklukları olmalı ki, süt dökmüş kedi gibiler!..
Seslerini çıkarsalar, solcu liberaller ile meşruiyet kompleksi yaşayan yanaşma İslâmcılar belki şöyle diyecekler onlara;
Heyy Ahmet Altan, herkes konuşsun, ama sen sus!.. Senin hedef gösterilmekten şikâyete hakkın yok!.. Çünkü sen, hemen her gün birilerini hedef gösteriyorsun!..
Sedat Selim Ayı, hemen her gün işkenceci ve tecavüzcü göstererek işkencenin, tecavüzün, itibarsızlaştırma ve aşağılamanın feriştahını yapan sensin!
Ve ayrıca;
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahinin fotoğrafı yerine odun fotoğrafı koyarak hem hedef gösteren, hem de hakaret eden sensin!..
Dolayısıyla;
Senin hedef gösterilmekten(!) şikâyete hakkın yok!.. Çünkü sen, hemen her gün hedef gösterici yayınlar yapıyor, sağa-sola hakaretler ve hatta küfürler yağdırıyorsun!
Ahmet Altan, yoldaşların ve tuzluğu kapıp da onların peşinden seğirten yanaşmaların böyle diyeceklerini bildiği için, Kampanyaya beni niye dahil etmediniz? diye sormuyor!..
Zira, sormaya yüzü yok!..
KUCAKTAN... KUCAKLAŞMAYA!
Aysel Tuğluka gelince!..
Onun hedef gösterilmeye(!) ihtiyacı yok ki... O, zaten kabak gibi ortada... Sadece Aysel Tuğluk da değil; Gülten Kışanakından Sabahat Tunceline, Ertuğrul Kürkçüsünden Esat Canan, Adil Kurt, Halil Aksu ve Hüsamettin Zenderlioğluna varıncaya kadar PKKnın kucağında siyaset yapan 9 BDPli milletvekili, Şemdinlinin Bağlar köyünde PKKlılarla kucaklaşma eylemi gerçekleştirdiler...
Yani, kabak gibi ortadaydılar!..
Onlar için dikkat çekmeye gerek yok ki, onlar zaten fazlasıyla dikkat çektiler!
Bugüne kadar PKKnın kucağından inmeyenler, bugün PKKnın boynuna sarılıyor ve teröristlerle kucaklaşıyor ise; bunu PKK-BDP buluşması gibi göstermeye ve inceleme başlatmaya gerek yok ki!..
Onlar, zaten böyleydiler!..
PKKYA MERHAMET Mİ, AŞK MI?
Onlar böyleydi, solcu liberaller böyleydi de, meşruiyet kompleksine giren yanaşma İslâmcılara ne haller oldu, bir türlü anlayamadım...
Öyle ya;
Stardan Sedat Laçinerin sorduğu gibi, PKKya bunca merhamet niye?..
Çünkü, PKKlı teröristler;
Çocuk kaçırıyorlar; adam öldürüyor; tecavüz ediyor; uyuşturucu yetiştiriyor, pazarlıyor ve satıyor; iş yerlerini bombalıyor; aydınları tehdit ediyor; otobüs yakıyor; adam kaçırıyor; yol kesiyor, haraç alıyorlar... Ancak tüm bu yaptıklarına rağmen hâlâ bazı kesimler PKKya karşı çok merhametli davranıyor.
Sormak lâzım değil mi;
Akitin üzerine salya-sümük saldıranlar, kınama üstüne kınama yapanlar, bir kerecik olsun PKKnın kanlı eylemlerini kınadılar mı?..
Ortada, bir Stockholm Sendromu olmalı ki, bir cinayet örgütü olan PKKya büyük bir muhabbet besleniyor, katillere merhamet duyuluyor!..
Bir merhamet midir bu,
Yoksa aşk mı?..
Hani, celladına aşık olan idam mahkûmları vardır ya; solcu liberaller ile onların kuyruğuna takılan yanaşma İslâmcılar da, galiba bu halet-i ruhiye içindeler.
Onların bu hâllerini ve çelişkilerini Radikalden Orhan Kemal Cengiz, şöyle tasvir ediyor;
Bütün yaptıklarına rağmen PKKya mutlak bir eleştiri muafiyeti tanımış olan hatırı sayılır bir kesim var Türkiyede... PKK aydınları tehdit ediyor, çıt yok... Seçilmiş belediye başkanını dağa kaldırıyor, kafalarını başka tarafa çeviriyorlar.
Çatışmalarla hiç bir alakası olmayan sivil kadınları öldürüyorlar, seslerini çıkarmıyorlar.
Kendi militanlarını öldürüyor düzinelerle, öldürülenlerin adlarını bile ağızlarına almıyorlar.
İnanılmaz büyük bir ısrar ve inatla PKKnın yaptığı her şeyde bir hikmet arıyorlar.
Peki, kim onlar?..
Yoldaş-yandaş ittifakı kurup, var güçleriyle Akite saldıranlar!..
Peki, kim onlar?..
PKKnın terör örgütü olmadığını, mensuplarının da terörist olarak yaftalanmaması gerektiğini, çünkü PKKnın, bir Kürt isyan hareketi olduğunu söyleyenler!..
Onlara göre; PKK, isterse terörizme başvuruyor ve de uyuşturucu trafiğini yönetiyor olsun, yine de, bir Kürt isyanını ifade eder!..
Ben, daha ne diyeyim?..
Bu adamların yazdıkları ortada, yaptıkları ortada... Herkes biliyor, herkes görüyor!.. Bunları işaret etmeye gerek yok ki!.. Hem PKKyı kutsal bir hareket olarak göreceksin, hem de hedef gösterilmek(!)ten yakınacaksın!..
Kusura bakma ama;
Bir yerlerine güvenmeyen insanlar, kesinlikle mantar avına çıkmamalıdır!..
Çünkü basur olabilirler!..
ONLAR KÜRT DEĞİL, HIRT!
Hedef gösterme dediğin;
Tarafın yaptığı gibi olur!..
Malûm, Ahmet Altanın Tarafı, 24 Mayıs günü, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahinin fotoğrafı yerine, 1. sayfaya odun fotoğrafı koymuş, fotoğrafın altına İdris Naim Şahinin temsili fotoğrafı diye yazmış, sonraki günlerde de, bunu bir itibarsızlaştırma kampanyasına dönüştürerek hakaret ve saldırılarını sürdürmüştü...
Bu yayınların sonunda, ne mi oldu? 19 Ağustos günü gazeteler yazdı;
Ramazan Bayramını güvenlik güçleriyle geçirmek üzere Hakkaride bulunan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, geniş güvenlik önlemi altında kent merkezinde esnaf ziyaretine çıktı. Bayram alışverişi yapan vatandaşlarla sohbet eden ve çocuklara bayram harçlığı veren Bakan Şahin, Cumhuriyet Caddesinde bulunduğu esnada, kalabalık bir grup, terör örgütü lehine gösteri yaparak Şahin ve beraberindekilere taş attı. Özel harekat ve koruma polisleri, Bakan Şahinin etrafında güvenlik çemberi oluşturarak bir iş yerine aldıktan sonra eylemi sürdüren göstericilere müdahale etti. Ara sokaklara dağılan göstericiler eylemlerine devam ederken, yaklaşık 15 dakika iş yerinde bekletilen Bakan Şahin ve beraberindekiler zırhlı araçlarla olay yerinden uzaklaştırıldı.
Sen bir bakanı odun yerine koyar ve aşağılarsan, Hakkarinin keresteleri de işte bunu yapar!
Kereste diyorum, çünkü bunu insan olan yapmaz!..
Hatta, hayvanlar bile yapmaz!.. Çünkü insan olan, hele hele Kürt olan; evine gelen misafirlere Başım-gözüm üzre deyip, onu en baş köşelere oturtur!..
Peki, bu hayvanların yaptığı ne?.. Öyle ya, evine gelen misafire taşlarla saldırmak ancak ve ancak ayıların işidir!..
Ben, Hakkari halkını az-çok tanırım... Nasıl bir misafirperver olduklarını da iyi bilirim... Dolayısıyla, Bakan Şahine saldıranlar Hakkarinin insanları değil, Hakkarinin ayılarıdır!..
Altını çizerek söylüyorum;
İnsan olan misafirine saldırmaz!..
Onlar, Tarafın Saldır Colarıdır!..
Peki, bu Saldır Colara karşı Solcu liberallerimiz ne dedi, tuzluğu kapıp, onların peşinden koşan yanaşma İslâmcılarımız ne dedi?..
Tıssss!..
Ayılara ve topyekûn hayvanlara gösterilen merhameti anlarım da, PKKlılara gösterilen bu merhameti anlamakta gerçekten zorlanıyorum.
Merak ediyorum;
Bu organize hareketin arkasında yer alan orkestra şefi kimdir?!?..
Zira, çok iyi bir psikolojik harekât yönetiyor!.. Baksanıza; yavuz hırsızlar, ev sahibini bastırmaya çalışıyorlar!..
Ama, fena halde yanılıyorlar!..
Bu kapıdan, onlara ekmek çıkmaz!..
Demokrat görünümlü faşist!
Hani, Kıptîyi kral yapsan, ilk önce babasını asar derler ya; Akite saldırı kampanyasına katılan liberal görünümlü solcuların demokrat görünümlü faşistlerin ya da özgürlükçü görünen zindancıların maskeleri düşünce, ne yazık ki, altından cuntacıdan da despot bir kafa çıktı!..
Başbakan Tayyip Erdoğan, bunlara iyi ki yüz vermiyor... Biraz ilgi gösterse var ya, bunlar Erdoğanın da tepesine çıkarlar...
Hele ellerine yetki geçse, Cuntacıların Balyoz Darbe Plânına bile rahmet okutur, muarızlarını stadyumlara değil de, toplu mezarlara doldururlar!..
Bunlardan birisi, Akiti kastederek ne demiş biliyor musunuz; Bunlara karşı en azından bir akreditasyon yaptırımı uygulanması gerekir... Aksi durumlar ise, bu gazeteleri ve bu söylemi destekleyici bir anlam taşır!
Şu hâle bakın, adam, resmen ve alenen akreditasyon yani ambargo istiyor... Hem de, askerin bile akreditasyon uygulamasını büyük ölçüde kaldırdığı bir dönemde!..
Demek oluyor ki; askerde cuntacı kafa kalmamış ama sivil generallerde cuntacılık devam ediyor!..
Yanaşma İslâmcılar, bu cuntacı kafaların peşinden yürüyor ya, işte bunu bir türlü anlayamıyorum!