Asaf Ataseven Hoca dualarımızı bekliyor
Hayatını insanlığa hizmete adamış bir isimdir Prof. Dr. Asaf Ataseven. Kıymetli eşi Prof. Dr. Gülsen Ataseven’le birlikte öğrencilik yılları dahil, bütün mesailerini insanlığın refahı ve huzuru için harcamışlardır.
Prof. Dr. Ataseven Hoca uzun zamandır rahatsızdı, bugünlerde rahatsızlığı iyice arttı. Son olarak lösemi teşhisi konulmuştu ve tedavi oluyordu, önceki gün fenalaştı ve halen koma hali sürüyor. ümraniye’de bulunan Hisar Hospital’de yatıyor.
Kendisine acil şifalar dilerken, çok değerli eşi Gülsen Ataseven hanımefendinin dua beklediğini ifade etmeliyim. Asaf Ataseven, fakir ve muhtaç babasıydı. Her hizmetinin neticesini Allah’tan ister ve sadece O’nun rızasına yönelik çalışırdı.
Yıllarca Vakıf Gureba Hastanesi’nde görev yaptı ve hastanenin vakfiyesinde yazılı olan şartları yerine getirebilmek için dönemin siyasi iktidarında yuvalanan menfaat çeteleri başta olmak üzere, vurguncu ve hortumcu taifesiyle öyle çok başı derde girdi ki, sırf fakir fukaranın hakkını korumak ve gözetme adına.
Yılda birkaç kez ailece misafirleri olurduk ve uzun uzun sohbet ederdik. Değerli eşi Gülsen Hanım ve Asaf Bey’e, birlikte yaptıkları “iyilik mücadelelerini” sorardım, onlar da seve seve anlatırlardı. İnsanlığa hizmet adına hareket eden ve bu hizmetin bedelini sadece Allah’tan bekleyen, birbirine bu kadar uyumlu bir çift, herhalde çok nadir bulunur.
Her ikisinin de “insanlık daha iyi nasıl olur”, “muhtaçlar ve fakirler başta olmak üzere bütün insanlığa nasıl daha iyi hizmet edilebilir” ve “aile mefhumu nasıl ayakta kalabilir” gibi bu ve buna benzer dertlerinden başka dertlerini görmedim.
Sevgili dostlar; Asaf Bey’in durumu çok kritik olmasına rağmen “Şükür ve Hamd”in manasını bilen Gülsen Ataseven hanımefendi, oldukça metin ve Allah’a öyle şükrediyor ki, duadan başka kimseden bir beklentisi olmadığını ifade ederek; “Dua edenden de etmeyenden de Allah razı olsun” deyip o beni teselli etti.
Prof. Dr. Asaf Ataseven’in hayatı çok çileli geçer. çilesinin başlangıcı, asistanlık yıllarında namaz kıldığının anlaşılmasıyla başlar. Namaz kıldığı için olmadık işler başına gelir ve hatta onun adına istifasını bile yazıp Cerrahpaşa’dan uzaklaştırmak isterler.
Bu kadar değildir Asaf Bey’in çektikleri. Kendisine; “çok çekmişsiniz” dediğimde; “Bunlar ne ki; asıl Vakıf Gureba’yı alıp SSK’ya bağlayan iktidar ve dönemin bakanı çok çektirdi. Hem sonra bizim çektiklerimiz kendi nefsim adıma değildi ki, Allah rızası ve insanlığın iyiliği içindi. Bunun adına çile değil, insanlık ve Allah rızası adına fedakarlık derler. Hiçbir fedakarlık da öyle acısız ve kedersiz olmaz” demişti.
Prof. Dr. Asaf Ataseven, Bezm-i Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi’yle özdeşleşmiş bir isimdir ve hatta bir tıp kahramanıdır. Vakıf Gureba'da 1974-1984 yılları arasında Genel Cerrahi Kliniği Şefliği, 1984-1993 yılları arasında da Başhekimlik yapar. 10 yıl boyunca hiç senelik izin kullanmaz. Hoca ayrıca uzun süre Bezm-i Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi Kliniklerine Yardım Vakfı'nın başkanlığını da yapar.
Söz namazdan açılmışken, koma haline geçinceye kadar gözleriyle namaz kılan Prof. Dr. Asaf Ataseven’in namazla ilgili küçük bir hatırasını da paylaşmak isterim. Hocanın namaz kıldığı anlaşılınca başarılı olmasına rağmen işinden kovmak isterler ve maaşını keserler. Asaf Hoca da bu konuyu aydınlatmak için, o günün yetkili ismi Prof. Fahri Arel'e gider. Bundan sonrasını hocadan dinleyelim.
“Prof. Arel’e gittim ve 'Efendim bu ay benim maaşım kesildi. Nedenini de bilmiyorum' dedim. O da hışımla ayağa kalktı: 'Sen akademik kariyer yapamazsın' yani 'sen doçent olamazsın' dedi. Ben de saf saf; 'Niçin efendim' diye sordum: 'Sen namaz kılıyormuşsun' dedi. Ben de ‘Allah’ın emrettiğini kul hangi yetkiyle engelleyebilir ki’ diye hemen kendimi toparladım ve 'Namaz kılmanın doçent olmaya nasıl engel olduğunu anlayamadım' deyip alnımı göstererek, 'Eğer Allah Teala şuraya doçent olmamı yazdıysa yüzmilyon Fahri Arel bir araya gelse bunu engelleyemez' dedim ve edepli bir şekilde odayı terk ettim. Sonra kendi kendime şu sözü verdim. 'Bir rekat namaza, bin doçentliği feda ederim.' Hocaya Allah şifalar versin ve duamızı eksik etmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.