Aksine; “Görevini hakkıyla yerine getiren vekil için belirlenen maaş hiç de fazla değil… Unvanını, yolsuzluklara alet eden vekil içinse, maaşın miktarı önemli değil!” dedim. Derin devletin ülkeye maliyetini sorgulamaya cesaret edemeyen birtakım zâtların, “Vur abalıya” misali, vekillere yüklenmelerine tepki gösterdiğim yazılar da, hatırlanacaktır. Meclis’i toplumun gözünden düşürerek darbecilere prim sağlamaya çalışanları hep kınadım. Kınıyorum… Lâkin… Milleti temsil makamındaki Meclis’i “himaye” hassasiyetimiz, oradaki olumsuzlukları yazmamıza da engel değil. Bir zamanlar, Meclis TV’de nasıl bir “sol kadrolaşma” gerçekleştirildiğini gözler önüne seren yazılarımız da, bunu göstermekte… Bugün… Son zamanlarda yazmayı sıkça aklımdan geçirdiğim… Ancak; “Hele biraz zaman geçsin, bakarsın olur bir şeyler” diyerek ertelediğim bir meseleyi tartışmaya açmak istiyorum… Seçimler 22 Temmuz’da yapıldı değil mi?.. Şöyle böyle yarım seneye geliyoruz… Biz içindeyiz… Sizler de, göz ucuyla da olsa tâkip ediyorsunuz... Bu zaman zarfı içinde, dikkatinizi çeken bir milletvekili oldu mu?.. Belki… Tuhaflıklarıyla gündeme gelen, eski dönemlerden kalma bir Kamer Genç. Onun dışında?.. Varsa, ben görmedim… Siz gördünüzse, lütfen, söyleyin de bilelim… Bakın, bir askeri operasyon yürütülmekte… Buna paralel olarak “Güneydoğu sorunu”nu tartışıyoruz… İzlediniz; çözüme katkı olsun diye haftalarca Güneydoğu’da kaldık, bölgenin düşünen beyinleriyle “neler yapılabilir, problem nasıl çözülebilir”i konuştuk… Ve bunları tam 16 gün boyunca, sizlerle paylaştık… Peki… Meclis’teki Güneydoğu kökenli vekiller ne yaptı?.. Hiç!.. Onlardan bazılarıyla konuşunca gördük ki… Konuyla pek alâkaları yok!.. Güneydoğu’da bugüne kadar hangi fabrikalar hangi dönemlerde açılmıştır?.. Bunların hangileri hayattadır, hangileri kapatılmıştır?. Bölgelerini birinci derecede ilgilendiren bu tür problemler hakkında bilgi sahibi olmadıklarını, dahası bilgi edinmek için çaba sarf etmediklerini üzülerek gördüm… Bazıları ise; “Konuşursak yanlış anlaşılır… Yanlış anlaşılmayacak kadarını söylersek de havada kalır!..” diyerek katkıda bulunmadılar çalışmamıza… Güneydoğulu vekillerin, “sorunun” bütün yönleriyle tartışılmakta olduğu bu kritik günlerde, raporlar hazırlayarak “çözüme” katkıda bulunmaları gerekmez mi?.. Bunu bugün yapmayacaklar da, ne gün yapacaklar?.. Sadece bu gruptaki vekillere yüklenmek haksızlık olur… Onca esnaf kökenli vekil var… Esnafın, kepenk indirmemek için her gün kaç takla atmak mecburiyetinde kaldığını çok iyi bilen bu vekillerimizin, sıkıntıyı ülke gündemine taşımaları… çözüm yollarını, bir araya gelerek hazırlayacakları raporlarla göstermeleri gerekmez mi?.. Bakıyoruz; Böyle bir çalışma da yok… öte yandan; Bizim sıklıkla üzerinde durduğumuz “hak ve özgürlükler” alanındaki sıkıntılar da vekillerimizi pek ilgilendirmiyor… Hatırlayacaksınız; kısa bir süre önce bir ilimizde, “eğitim hakkı talep eden” velilerimiz, çocuklarıyla birlikte göz altına alındı… “Homoseksüel” eylemlerinin “hoşgörüye” mahzar olduğu bu ilimizde, vatandaşlara gül dağıtarak “hak ve özgürlük talebini gündeme taşımaya çalışan” mağdurlar, böylesine çirkin bir uygulamayla karşılaştı… Bu ilin Meclis’e gönderdiği vekillerimizin, meseleyle ilgilenmeleri gerekmez miydi?.. Hayır… Ne gezer!.. Biz aradık; bilgilendirdik… İstisnasız; “Bu tür meselelere girmek istemediklerini” söylediler… Sen, kendi ilindeki bir meseleyle ilgilenmezsen ne işe yararsın?.. öte yandan; Bazı meslek grupları var; Hukukçular, gazeteciler, mühendisler vesaire… Bu grupların içinden çıkan vekillerin, meslektaşlarının “özlük haklarına” ilişkin meselelere bile ilgi göstermediklerini görüyoruz… Tuhaf değil mi?.. • Yine Güneydoğulu vekillere döneceğim… Onlardan bazılarına; “Bakın Güneydoğulu analar, babalar kız çocuklarını okutmak istiyor… Ama devletin ‘ille de karma sınıflarda okuyacaksınız’ dayatması var. özellikle orta öğretim kurumlarında sınıflar ayrılırsa, bölgedeki okula gönderme oranı hızla yükselir” dedik… Ve bu konuda “öncülük” etmelerini istedik. Karşılık mı? Hiç!.. “Şimdi yanlış anlaşılır… Malûm gazeteler, televizyonlar hücumu geçer” vesaire… Muhterem vekillerimiz, ancak malum gazetelerin televizyonların destekleyeceği “çözüm tekliflerine” meyledecekler, öyle mi?.. Bak sen şu hassasiyete!.. • Tarzımızı bilirsiniz… öyle, oturduğumuz yerden atıp tutmak huyumuz değildir. Dün Meclis’teydik… Grup sahibi her partiden (DTP’liler hariç) bir dolu vekille bu meseleleri konuştuk… AK Parti’nin, MHP’nin ve CHP’nin grup toplantıları öncesinde ve sonrasında, bu umursamazlık, heyecansızlık, tatsızlık, iş yapmazlık üzerine sohbetlerimiz oldu. AK Partili vekil, “Doğrusunu isterseniz, yük tamamen Tayyip Bey’in omzunda.. Allah kolaylık versin!..” demekte. MHP’li vekil, yüzde 47’nin altında, bir hayli ezik. CHP’deki ise, Deniz Baykal’ın canlı yayında ifade ettiği gibi; “koltuk derdi”nde… Sayın Baykal ve ekibi, mesailerinin büyük bir bölümünü parti içi meselelere tahsis ettiklerinden, ülke meselelerine yeterince vakit ayıramıyorlar!.. Bak sen “anamuhalefet”e!.. • Bu millet vekillerini, genel kurula komisyon toplantılarına girip çıksınlar, haftada birer kez grup toplantısında liderlerini dinlesinler diye göndermedi herhalde… Vekillerimizin çözüm tekliflerini, raporlarını, çarpıcı beyanlarını yansıtmak istiyor gönül… Dişe dokunur bir şey göremeyince de… Böyle sitem ediyor!.. |
|